Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/656 E. 2018/1126 K. 18.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/656
KARAR NO : 2018/1126
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2016/1034 Esas, 2017/1249 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 18/09/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, tarafar arasında düzenlenen sözleşme gereğince 17/01/2014 tarihinde davalıya banka havalesiyle 15.000 euro avans ödemesi yapılmasına rağmen işin bitirilmediğini, ihtara rağmen avansın iade edilmediğini, ayrıca 10.000 euro cezai şart kararlaştırıldığını, müvekkilinin menfi zararlarının da bulunduğunu ileri sürerek, davalıya avans olarak ödenen 15.000 Euro’nun, sözleşmenin 6. Maddesi gereğince 10.000 euro cezai şart bedelinin, uğranan menfi zararlar için 500,00 TL’nin avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28/12/2017 tarihli duruşmadaki beyanında ise, davanın konusuz kaldığını, mal verilerek takas yapılıp borcun ödendiğini, dava açıldıktan sonra borç ödendiği ve kapandığı için yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin devam ettiğini belirtmiştir.
Davalı vekili, sözleşme gereğince müvekkilinin malları teslim ederek kurulumunu yaptığını, kablo döşeme işi yapılmadığından sistemin çalıştırılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının 28/12/2017 tarihli celsede, “mal verilerek takas yapılıp borcun dava açıldıktan sonra ödendiğinden davanın konusuz kaldığını, davalı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olduğunu” beyan ettiği gerekçesiyle, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, davacının dava sırasında borcun ödendiğini ve davanın konusuz kaldığını belirterek, davalıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmesi nedeniyle mahkemece müvekkili aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının beyanı gereği feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi ve davalı müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, dava açıldıktan sonra müvekkilinin davacıya olay nedeniyle mal veya ürün vermediğini, yargılama gideri ve vekalet ücretini ödemekten kaçınmak için davacı tarafın bu şekilde beyanda bulunduğunu, mahkemenin de bu beyan üzerine karar verdiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine ve davalı lehine vekalet ücretine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, “dava konusu alacağının mal verilerek ödendiğinden davanın konusuz kaldığını” belirterek, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini istemiş olup, davacı vekilinin bu talebi davadan feragat olarak kabul edilemez. Davacı vekilinin beyanı, davanın konusuz kaldığına yöneliktir. Davalı vekili, davacı tarafa mal veya ürün vermediklerini belirtmiş ise de, davacı taraf alacağına kavuştuğunu beyan ve kabul etmektedir. Mahkemede görülen bir dava sonucunda, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde bir karar verilmesi halinde, mevcut durumda tarafların yargılamaya sebebiyet verip vermedikleri ve haklılık durumları belirlenerek, sonucuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak somut olayda, dosya kapsamında tarafların haklılık durumunun tespitine yarayan yeterli delil bulunmadığından yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması, yine aynı nedenle taraflar yararına vekalet ücreti takdiri cihetine gidilmemesi gerekmektedir. Yargılama harcı re’sen gözetilmesi gereken giderlerden olup, haklılık durumu tespit edilemediğinden, karar ve ilam harcının davalıya yükletilmesi de hatalıdır. Kararın niteliğine göre maktu karar harcının davacı üzerinde bırakılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının kaldırılarak, aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE,
2- Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2016/1034 esas, 2017/1249 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B- 1- Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3- Alınması gereken 35,90 TL maktu harcın peşin alınan 1.502,82 TL’den mahsubu ile fazladan alınan 1.466,92 TL’nin kararın kesinleşmesi ve istek halinde davacıya İADESİNE,
4- Taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgililerine İADESİNE,
C- 1- İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından istinaf talebinde bulunan davalı lehine duruşma vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
2- Davalı tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan 35,90 TL karar ve ilam harcının davalıya İADESİNE,
3- Davalı tarafından yapılan 27,00 TL istinaf posta giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 18/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.