Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/655 E. 2020/889 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/655
KARAR NO : 2020/889
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2017
NUMARASI : 2016/213 Esas, 2017/754 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 22.01.2013 tarihli “asansör tesis sözleşmesi” gereğince bir adet yolcu asansörünün tesis edilmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, sözleşme bedeli olarak anlaşılan 37.500,40-TL’nin 7.500,40-TL’sini davalı yüklenici şirketin hesabına yatırılmak, kalan 30.000,00-TL’sinin ise 4 eşit taksit şeklinde verilen çeklerin tahsil edilmesi suretiyle ödendiğini, asansör yapımının sözleşme bitim süresini aştığını, bu hususta davalıya ihtarname gönderildiğini, asansörün teslim alınmasından kısa bir süre sonra arızalar meydana geldiğini, davalı firma tarafından teknik elemanlar gönderildiğini ancak arızaların giderilemediğini, arızaların bir yıldan fazla süredir davalı tarafından giderilmediğini, yazışmalara rağmen sonuç alınamadığını, Büyükçekmece 3.Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığı ile tespit raporu alınarak eksiklerin davalıya tebliğ edildiğini, giderilmeyince yeniden ihtar gönderildiğini, temerrüt oluştuğundan müvekkilince sözleşmenin fesih edildiğini, maddi ve manevi tazminat haklarının doğduğunu ileri sürerek, öncelikle asansörün sökülerek davalı tarafa, aksi halde yediemine teslimine ve geri iadesine, masrafların davalı üzerinde bırakılmasına, aksi halde masrafları davalıdan alınmak üzere, haricen anlaşılacak yeni bir asansör firmasına dava konusu asansörün söktürülerek yerine ilgili Yönetmeliğe ve can ve mal güvenliğine uygun yeni bir asansör temin ettirilmesine, yargılama neticesince sözleşmenin feshine, 37.500,40-TL sözleşme bedeli ile 1.888,00-TL asansör bakım bedelinin temerrüt tarihi olan 13.10.2015’den itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte, ihtarname masrafları 126,54-TL ve 177,62-TL ile Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/91 D.iş sayılı tespit dosyası masrafı 1.822,90-TL’nin temerrüt tarihi olan 13.10.2015’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca davacı şirketin ticari itibarının sarsılması ve ifanın gerçekleşmemesinden kaynaklanan maddi zarara karşılık olarak 5.000,00-TL maddi tazminat ile 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının kendi yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle oluşan arızaları bahane ederek sözleşmeyi fesh ettiğini, asansör bakım sözleşmesinin 01.08.2013 tarihinde imzalanarak 01.09.2013 tarihinde servis hizmetinin başladığını, asansörün eksiksiz ve tam çalışır durumda davacıya teslim edildiğini, oluşan gecikmelerin davacının eksikliklerinden kaynaklandığını, davalı şirketin sözleşmeden doğan bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve arızalar meydana geldiğinde onarımını sağladığını, davacının arıza olarak şikayette bulunduğu problemin uygun makine dairesi oda sıcaklığının sağlanamamasından kaynaklandığını, bundan dolayı hidrolik yağda soğumalar oluşarak arızalar meydana geldiğini, davacının bu konuda uyarılmasına rağmen herhangi bir adım atmadığını, farklı firmalardan asansöre müdahale ettirdiğini, hatalı müdahalelere rağmen davacıdan ücret talep etmeden yağ ısıtıcıyı temin ettiğini ve ısıtıcı kaynaklı arızaları kabul edilebilir seviyeye indiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunun hatalı ve gerçeğe aykırı olduğunu, 2013 yılında tesis edilen asansörde 2015 yılında yayımlanan Yönetmelik ve eklerinin dikkate alınamayacağını, KBM firmasının yıllık kontrol raporunda 24 madde halinde belirtilen eksikliklerden yükleniciye düşen işlerin yapılmaya başlandığını, bir çoğunun tamamlandığını ancak son gün davacı iş sahibinin ekipleri evine kabul etmediğini ve işlerin tamamlanamadığını, bu işlerin bir günde tamamlanabileceğini, rapordaki 2, 6, 14, 15, 17, 20, 22, 23, 24 numaralı işlerin iş sahibine ait binanın fiziksel ve diğer eksikliklerine ilişkin olduğunu, bunların giderilmesinin davacının yükümlülüğünde olduğunu, diğer maddelerin ise tamamlanacağının müvekkili tarafından taahhüt edilmiş olup, yapılmakta olduklarını, bunlar yapıldıktan sonra yeşil etiket alınacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile asansörün davalıya teslimi talebi yerinde görülmediğinden reddi ile 1.000,00 TL asansör tamir bedeli ve 1.822,90 TL tespit masrafı olmak üzere toplam 2.822,90 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, manevi tazminat istemi yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sözleşme bedelinin davalı yükleniciye ödendiğini, ancak işin 22.04.2013 tarihinde tamamlanması gerekirken bitim süresinin aylarca aşıldığını, davalıya gönderilen 05.09.2013 tarihli ihtarname sonrasında asansör yapımının tamamlanabildiğini, fakat teslimin kullanıma imkan vermeyecek şekilde arızalı olarak gerçekleştiğini, teslim sonrası ortaya çıkan arızaların davalı şirket elemanları tarafından defalarca bakıma gelinmesine rağmen bir türlü giderilemediğini, bu bakımların ücretlerinin de müvekkili firma tarafından ödendiğini, sürecin bu şekilde devam etmesi üzerine davalıya son olarak 07.05.2015 tarihinde söz konusu aksaklıkların giderilmesi için ihtarname gönderildiğini, ancak bundan da sonuç alınamadığını, sonrasında taraflarınca delil tespiti yaptırıldığını, sunulan 03.09.2015 tarihli bilirkişi raporunda bahsetmiş oldukları eksikliklerin tespit edildiğini, gerek bu rapor gerekse 12.05.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre, müvekkilinin üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, ödemelerin eksiksiz yapıldığını, ancak asansörün montaj tarihinden itibaren uzun zamandır kullanılamadığını, bu duruma ve dosyaya sundukları mail yazışmaları ile telefon görüşmelerine rağmen yerel mahkemece asansörün tamir bedeli olarak 1.000,00 TL belirlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin tek taraflı olarak haklı nedenle sözleşmeyi feshettiğini, yapmış olduğu ödemelerin iadesi yanında maddi ve manevi tazminat taleplerinde de bulunduğunu, maddi zararın söz konusu asansörün apartmandaki engelli vatandaşlar tarafından kullanılamaması nedeniyle yaşadıkları mağduriyet ve sarsılan ticari itibarları olduğunu, maddi tazminat taleplerinin gerekçeli kararda hiç değerlendirilmediğini, manevi tazminat taleplerinin ise, her hangi bir değerlendirme ve gerekçelendirme yapılmadan reddedildiğini, borçlar kanununda eksik ve ayıplı ifadan kaynaklı alıcının seçimlik hakkı olarak tamir bedeli diye bir seçenek sayılmamış olmasına rağmen tamir bedeline hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, eksikliklerin ne şekilde hangi firmadan giderileceğini, piyasada bu eksiklikleri giderecek başka firma olup olmadığına dair araştırma yapılmadığını belirterek, dava dilekçesindeki taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinafa cevap ve istinaf dilekçesinde, dava dilekçesinde asansör tamir bedeli talep edilmemesine rağmen HMK’nın 26.maddesine aykırı olarak böyle bir bedele hükmedildiğini, davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, belirlenebilir bir alacak davası olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu asansörde bulunan eksiklikleri gidermek için başından beri davacı ile iletişime geçtiğini, ancak firma ekiplerinin binaya girmelerine izin verilmediğini, buna dair bildirdikleri tanıkların dinlenmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiş; davacı tarafın asansörün yerinden sökülerek davalı tarafın iadesi, söküm masraflarının davalı tarafa bırakılması yönündeki talebinin hukuki dayanağı bulunmadığını, eser sözleşmesine ilişkin iş sahibinin seçimlik hakların BK. 475.maddede sayıldığını, gerek tespit bilirkişi raporunda gerekse ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, asansörün çalışmakta olduğunun belirtildiğini, bu tespitler karşısında sözleşmeden dönme hakkının bulunmadığını, ayrıca sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracağından da sözleşmeden dönme hakkının kullanılamayacağını, basit bir tamiratla giderilebilecek eksiklik sebebiyle asansörün yerinden sökülmesinin aşırı zarar doğuracağını, manevi tazminat talebinin de hukuki dayanağının bulunmadığını, davacı tarafından çekilen ihtarname sonrasında müvekkili şirketin teknik ekibinin tamir için gittiğinde konuta kabul edilmediğini, asansör bakım bedeli için ödenen 1.880 TL’nin iadesinin talep edilmesinin de haksız olduğunu, bunun karşılığında müvekkili firma tarafından hizmet verildiğini, ilk derece mahkemesinin asansördeki eksikliklerin hangi firmaca yerine getirilebileceğine ilişin bir araştırma yapma görevinin bulunmadığını, müvekkili firma haricindeki firmaların da bu eksiklikleri giderebileceğini belirterek, davacı istinafının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında imzalanan 22.01.2013 tarihli asansör tesis sözleşmesine konu asansörün süresinde ve sözleşmeye uygun olarak teslim edilmediği, ayıplı ve eksik ifa bulunduğu iddiasına dayalı olarak, öncelikle asansörün sökülerek davalı tarafa veya yediemine teslimine dair ara karar kurulması, bu olmadığı takdirde haricen anlaşılacak yeni bir asansör firmasına asansörün söktürülerek yerine yeni bir asansör temin ettirilmesi, yargılama neticesince sözleşmenin feshine, ödenen sözleşme bedeli ile asansör bakım bedeli ve noter ihtarları ile tespit dosyası masrafları toplamı 51.515,40 TL’nin davalıdan tahsiline, ayrıca davacı şirketin ticari itibarının sarsılması ve ifanın gerçekleşmemesinden kaynaklanan maddi zarara karşılık olarak 5.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı şirketten tahsili talebine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, asansör tesis sözleşme bedeli olan (KDV dahil) 37.500,40 TL ile asansör bakım sözleşmesi kapsamında 1.880,00 TL’nin davalı yükleniciye ödendiği hususlarında bir çekişme bulunmamaktadır.Taraflar arasında imzalanan 22.01.2013 tarihli asansör tesis sözleşmesinde “…1 adet yolcu asansörünün ilgili standart ve yönetmeliklere, fen ve sanat kurallarına uygun ve aşağıda belirtilen nitelik ve detaylarında yapılması işidir” denilmiş ve sözleşme bedelinin 31.780,00 TL + KDV=37.500,40 TL olduğu, sözleşme imzası ve ödemelerin tamamlanması ile birlikte asansör kuyu ve makine dairelerinin şirkete tesliminden itibaren 6 hafta içinde işe başlanacağı ve işe başlanmasına müteakiben 6 hafta içerisinde asansörlerin çalışır vaziyette teslim edileceği (toplam 3 ay), inşai işlerden kaynaklanan gecikmelerin bu süreye ekleneceği, asansörlerin imalat ve montaj hatalarına karşı 2 yıl süreyle garanti altında olduğu, garantinin yürürlük kazanabilmesi için asansörlerin aylık periyodik bakımlarının bedeli karşılığında yüklenici şirket tarafından yapılması gerektiği, yüklenicinin mücbir sebepler dışında 10 günden daha uzun bir süre yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve/veya sözleşmede belirtilen niteliklerde ve belirtilen sürede teslim etmemesi halinde, işverenin durumu 3 gün öncesinden karşı tarafa yazılı olarak bildirmek kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih hakkına sahip olduğu hükme bağlanmaştır. Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/91 D.iş sayılı dosyasına sunulan 03.09.2015 tarihli elektrik elektronik mühendisi … ve makine mühendisi …ortak raporunda; yapılan incelemelerde tespit edilen eksiklikler raporun 2. sayfasında belirtilmiş, sonuç olarak, keşif günü itibariyle asansörün çalışmakta olduğu tespit edilmiş ise de, tespit edilen eksiklikler dikkate alındığında, mevcut durum itibariyle asansörün kullanımının can ve mal güvenliği açısından tehlike arz edeceği, asansör için belediyeden ruhsat alındığına ilişkin belge bulunmadığı, hidrolik yük asansöründeki eksikliklerin 3.500,00 TL + KDV bedel ile giderilebileceği, ayrıca keşif tarihi öncesindeki B20 kod hatasının ayıplı imalat olduğundan tekrar eder ise karşı tarafça sorun tespit edilerek giderilmesi gerektiği, belirtilen eksiklikler giderilmeden sözleşme ediminin yerine getirilmiş sayılamayacağı belirtilmiştir.Mahkemece mahallinde keşif yapılmış, keşif sonrası elektrik mühendisi …ı, makine mühendisi …r ve mali müşavir … tarafından düzenlenen 12.05.2017 tarihli raporda, davacının ticari defterlerinde, davacı yan tarafından davalı yana sözleşme bedeli olarak 37.500,00 TL’nin ödenmiş olduğu, teknik yönden yapılan incelemelerde montaj tarihinden bugüne kadar arızaların devam ettiği, davalının edimlerini yerine getirmediği, asansör sisteminin değişmesine gerek olmadığı, asansör panosunun çalışır vaziyette olduğu, 24.07.2015 tarihli Asansör Yıllık Kontrol Raporunda belirtilen 24 maddelik uygunsuz durumların taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca 6, 14, 15, 17, 20, 22, 23, 24 nolu maddelerin davalı firmanın koordinasyonunda davacı tarafından giderilmesi, rapordaki diğer maddelerin davalı tarafından giderilmesi gerektiği, yapılan kontrollerde asansörde görülen arızaların giderilmesi için 1.000,00-TL bedel gerektiği, davalı şirket tarafından Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı Genelgesinde bildirildiği şekilde acilen A sınıfı kuruluş (Makine Mühendisleri Odası veya TSE) tarafından asansörün gerekli kontrollerinin yapılıp yeşil etiket almasının gerektiği belirtilmiştir.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; hüküm fıkrasının birinci bendindeki sadece 1.000,00 TL asansör tamir bedeli ve 1.822,90 TL tespit masrafı olmak üzere toplam 2.822,00 TL’lik kısmen kabul kararına göre, dava dilekçesinde ayrıca talep edilen asansör bakım bedeli için ödenen 1.888,00 TL, ihtarname masrafları 126,54 TL ve 177,62 TL ile ticari itibarın sarsılması ve ifanın gerçekleşmemesi sebebiyle uğranılan zarara ilişkin 5.000,00 TL maddi tazminat talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gibi, kararın gerekçesinde bu hususlarda bir değerlendirme de yapılmamıştır. HMK’nın 26 ve 297. Maddeleri gereğince davacının tüm talepleri hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi ve verilen kararın gerekçesinin açıklanması hukuki bir zorunluluktur. Bunun dışında, hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda bu talebin neden reddedildiğine dair değerlendirme yapılmamıştır. Bu durum da HMK’nın 297/1-c maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Davacı tarafça dava dilekçesinde ayrı bir kalem olarak talep edilen Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/91 D.iş sayılı dosyasına ilişkin 1.822,90 TL masrafın yargılama giderleri arasında değerlendirilmesi gerekirken, müddeabih olmadığı halde asıl hüküm fıkrasında karar altına alınmış olması da usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.Öte yandan, tespit dosyasına sunulan 03.09.2015 tarihli raporun 2.sayfasında “Yapılan İncelemelerde” başlığı altında bir paragrafta yerinde tespit edilen eksiklikler belirtilmiş, devamında 3.sayfada “Asansör Yıllık Kontrol Raporunda Tespit Edilen Eksiklikler” başlığı altında KBM firmasının 24.07.2015 tarihli “Kontrol Raporunda” 24 bent halinde belirtmiş olduğu eksiklikler belirtilmiş, sonuç kısmında ise “yukarıda belirtilen eksiklikler 3.500,00 TL + KDV bedel ile giderilebileceği düşünülmektedir.” şeklinde bir bedel belirlenmiş ise de, belirlenen bu değerin bilirkişinin kendi gözlemlediği ve ikinci sayfada yazdığı eksikliklere mi yoksa 24.07.2015 tarihli “kontrol raporundaki” eksiklere mi ilişkin olduğu anlaşılamadığı gibi, tespit edilen bu değerin hangi tarih ve fiyat belirleme usulü dikkate alınarak tespit edildiği de raporda belirtilmemiştir. Mahkemece aldırılan raporda ise, tespit raporunun 2. sayfasındaki belirlenen eksikliklere değinilmeden, sadece 24.07.2015 tarihli KBM firmasının kontrol raporunda belirtilen 24 maddelik eksikliklere değinilmiş, ancak bunlara ilişkin olarak da usulüne uygun bir bedel değerlendirmesi yapılmadan, bunların bir kısmının davacının sorumluluğunda, bir kısmının ise davalının sorumluluğunda olduğu belirtilmekle yetinilmiş, raporda sadece kendileri tarafından keşifte gözlemlenen “asansör intercom sistemin tesisi ve süre aşım hatasının onarılması” bakımından ayrıntılı değerlendirme yapılarak bunların giderilmesi için 1.000,00 TL’lik bir masrafın gerekeceği belirtilmiştir. Ancak, bu değer belirlenirken de hangi tarihin ve fiyat belirleme usulünün dikkate alındığı raporda belirtilmemiştir. Yine bu raporda 24.07.2015 tarihli kontrol raporunun 6, 14, 15, 17, 20, 22, 23, 24 maddeleri haricinde kalan maddelerdeki uygunsuz durumların davalı şirket tarafından kontrol edilerek giderilmesi ve A tipi muayene kuruluşundan yeşil etiketin davalı şirket tarafından alınarak asansör sisteminin çalışır vaziyette hiçbir bedel talep etmeden davacıya teslim edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, bunlara ilişkin de bir değer belirlemesi yapılmamış, bu eksikliklerin ve özellikle yeşil etiketin alınmamış olmasının sözleşmenin “konu” kısmındaki “ilgili standart ve yönetmeliklere, fen ve sanat kurallarına uygun” ibaresi ile 2,3 ve 4.sayfalarında belirtilen özellikler, 4.sayfada belirtilen “işverene ait olan işler” düzenlemeleri karşısında sözleşmenin tam olarak ifa edilmiş sayılıp sayılamayacağına etkisi de değerlendirilmemiştir. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde; mahkemece, mahallinde konusunda uzman bilirkişi heyeti eşliğinde keşif yapılarak, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “konu” kısmındaki; “ilgili standart ve yönetmeliklere, fen ve sanat kurallarına uygun” ibaresi ile 2,3 ve 4.sayfalarında belirtilen özellikler, 4.sayfada belirtilen “işverene ait olan işler” dikkate alınmak suretiyle, tespit dosyası raporunun 2.sayfasında yazılı olan “yerinde tespit edilen eksiklikler” ile KBM firmasının 24.07.2015 tarihli “kontrol raporundaki” 24 bent halinde belirtilen eksikliklerin davalının sorumluluğunda olan işler olup olmadıklarının belirlenmesi, varsa davalı sorumluluğunda olan ve halen giderilmemiş eksikliklerin giderilme bedellerinin teslim tarihi itibariyle mahalli piyasa rayiçlerine göre tespiti ile, bu eksiklerin sözleşmenin feshini gerektirip gerektirmediğinin, buna göre sözleşme bedeli ve asansör bakım bedelinin iadesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesi, masraflara hükmedilmesi gerekmesi halinde yargılama giderleri arasında değerlendirilmesi, HMK’nın 26. Maddesi kapsamında davacının dava dilekçesinde talep ettiği tüm kalemler yönünden değerlendirme yapılıp olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, HMK’nın 297. Maddesi kapsamında talepler hakkında verilecek kararın gerekçesinin açıklanması suretiyle, yapılacak inceleme ve araştırma sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılmasına, yukarıda belirtilen hususlarda araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2017 tarih, 2016/213 esas, 2017/754 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.