Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/641 E. 2020/670 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/641
KARAR NO: 2020/670
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
NUMARASI: 2014/454 Esas, 2017/1075 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili, davalının müteahhitliğini yaptığı inşaatın, “elektrik taahhüt işlerini” taşeron olarak müvekkilinin üstlendiğini ve 15/12/2009 tarihli yazılı sözleşmenin düzenlendiğini; sözleşme ekinde, malzeme ve işçilik birim fiyatlarının düzenlenmiş olduğunu; müvekkilinin edimini ek malzeme ve işçilik kullanarak tamamen yerine getirmesine rağmen iş bedelinin tamamının tahsil edilememesi nedeniyle başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini belirterek, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, davalılardan % 20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin … Elektrik-… ile düzenlendiğini, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, sözleşme ile ibraz edilen teklif mektubunun son sahifesinin müvekkilince imzalanmadığını, kaldı ki sözleşmeye göre belirlenen ücretin iş + malzemeye ilişkin olmasına rağmen 17.000,00 TL’lik malzemenin davalı şirket tarafından temin edilip, davacıya teslim edildiğini; malzemenin 3. şahıslardan alınmasına ilişkin faturaların müvekkili elinde olduğunu; ayrıca davacıya yerine getirilen edimin değerinden fazla 20.000,00 TL ödediklerini; davalının işi yarım bırakarak terk ettiğini, ihtara rağmen iş tamamlanmayınca sözleşmenin fesh edilerek yarım kalan işin … isimli bir başka taşerona tamamlatamak zorunda kaldığını, sözleşme gereği haklarını saklı tuttuklarını belirterek, davanın reddine; davacıdan % 20 haksız takip tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı vekilinin takibe koyduğu alacağın, ödemeler hariç, kalan iş bedeli ve sözleşme dışı yapılan iş bedeline ilişkin olduğunu bildirdiği; işin bedelinin, malzeme fiyatları ile beraber 29.330,45 TL olarak kararlaştırıldığı, davacı yanca üslenilen işlerde eksik ve ayıplı bir işin bulunmadığı; dinlenen tanık beyanı ve mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu kapsamında, davacı yüklenicinin yaptığı sözleşme dışı bir kısım işlerin o yöredeki serbest piyasa rayiç bedeli olan 10.050,00 TL olduğu ve toplam iş bedelinin 39.830,00 TL olduğunun tespit edildiği; sözleşmede, iş bedelinin götürü usulüyle, işçilik + müteahhitlik karı + malzeme bedeli olarak belirlendiği; ancak toplam olarak belirlenen bu bedel içinde malzeme kaleminin ne miktar olduğunun açıkça belirlenmediği, davacının kendisine verilen malzemenin değeri hususunda miktar belirtememesi sebebiyle malzeme bedelinin ispatının davalıda kaldığı ve davalı tarafça ibraz edilen fatura toplamlarının 10.047,90 TL olduğu, 39.830,00 TL iş bedelinden malzeme bedeli ve davalının iş bedeli olarak aldığı iki çek bedeli toplamı 20.000,00 TL düşülerek davacının takibe koymakta haklı olduğu alacağın 9.872,10 TL olduğunun belirlendiği gerekçesiyle, bu miktar üzerinden takibin kısmen iptaline, likit olmayan alacak için inkar tazminatı talebi ve davalı yanın kötüniyetli olmadığı için kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. İstinaf yoluna başvuran davalı vekili, davacının eksik bıraktığı işlerin müvekkil şirket tarafından ek bir bedel ödemek suretiyle dava dışı …’e tamamlattırıldığını, yerel mahkemenin bu ödemelere ilişkin belgeleri ibraz etmek için kesin süre vermeden karar verdiğini, ödeme belgeleri bulunamasa bile çalışma gün hesabı yapılarak, bilirkişiye hesaplama yaptırılmasını talep edilebileceği, … isimli şahsın günlük 80,00-TLyevmiye ile 82 gün çalıştığını ve 6.560,00-TL olan bu maliyetin hesaplamada gözardı edildiğini; dava konusu işin, … İstanbul 2.Bölge Müdürlüğü’nün mal sahibi olduğu ihale kapsamındaki bir iş olduğunu, … ile yapılan sözleşmede proje dışında hiçbir ek imalat olmayacağının belirlendiğini, davacıdan ek-ilave iş yapılması yönünde bir talep olmadığı gibi sözleşme uyarınca buna yetkinin de bulunmadığını; müvekkili tarafından sağlanan faturalı malzeme bedelinin 15.293,00- TL olmasına rağmen, raporda 10.047,90-TL bakiyeden düşülerek 5.245,10-TL eksik hesap yapıldığını; bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığını, ek rapora itiraz dilekçesinde …’ün yaptığı iş karşılığı aldığı ücreti konusunda tekrar dinlenilmesi talebinin mahkemece değerlendirilmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 15.12.2019 tarihli sözleşmeye dayalı 19.275 TLalacağın faizi ile tahsili hakkında ilamsız takip yapıldığı, borçlunun borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 15.12.2009 tarihli yüklenici … tarafından imzalanmış söyleşmeye dayalı dava açıldığı, sözleşmede teslim makine ve işçilik götürü bedeli 29,300 +KDV ulaşım nakliye malzeme yükleniciye ait olduğu, ilave işler için yeni fiyat uygulanacağının belirlendiği; davalı tarafından davacıya gönderilen 25.02.2011 tarihli ihtar ile işi %40 yaptığı, 3 gün içinde işi tamamlaması, aksi takdirde 9.madde yaptırımı uygulanacağının ihtar edildiği belirlenmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında dinlenen tanık …, … ve … sözleşme dışında ekstra işler yapıldığını beyan etmiş, tanık … davalı şirket yetkilisinin talebi üzerine davacı elemanı olarak işin hızlandırılıp bir an önce bitirilmesi amacı ile çalışmaya başladığını, işe başladığında tesisatın %45-50 civarındaki kısmının bitirilmiş olduğunu, kalan işleri birlikte tamamladıklarını, paratoner haricindeki tüm montaj malzemelerini davalı şirket tedarik edince montaja başlayıp montaj işlerini bitirdiklerini, ücretini davalı şirketin davacının hakedişinden keserek ödediğini, yanlış anlaşılma sonucu ekstra işlerin 15 dairenin tamamına yapıldığını beyan etmiştir. Mahkemece mahallinde keşif yapılmak suretiyle alınan bilirkişi raporunda; davalı tarafça 25.02.2011 tarihli ihtar ile yapılan feshin TTK 20/3 şekil şartına uymayacağı, davacı tarafından işin bitirildiğini tanıkların beyan ettiğini; davalının malzemeyi kendi temin ettiğine yönelik tanık …’in ifadesinin bulunduğu; davaya ibraz edilen sevk irsaliyeli faturaların davalı adına düzenlediği ve sadece birinini altında teslim alan imzanın bulunduğu, davalının bu yöndeki talebinin değerlendireceği; davacının yapmış olduğu malzeme+imalat için 29.330+10.500= 39.830TL talep edebileceği, ödenen miktarın düşülmesi halinde 39.830 – 20.000 = 19.830 TL talep edilebileceği belirtilmiş; ek raporda ise, … tarafından yapılan işin davacı tarafından sözleşme kapsamında yapılması gereken iş olup olmadığının açıklığa kavuşmadığını, …’e yapılan ödeme belgeleri ibraz edilmediği için değerlendirmediklerini, davalı tarafça dosyaya sunulan faturanın dava konusu sözleşmeye ait olan malzeme olup olmadığının ispata muhtaç olduğunu, sözleşmeye göre malzemeden davacı yüklenicinin sorumlu olduğunu, faturadaki malzemelerin tüm inşaatlarda kullanılan malzemeler olduğundan ayırt edilemediği belirtilmiştir. Davalı tarafça 17.000 TL malzeme bedeli ve …’ e ödenen ücret için davalı tarafa yemin teklif edilmiş ve davacı yeminli beyanında “davalı tarafla aralarındaki sözleşmede malzeme tedariki kendisine ait olmakla beraber, davalı şirket yetkilisinin toptancıdan aldığı malzemeleri kendisine verdiğini, miktarını tam olarak hatırlamadığını, ödemeleri davalı tarafın yaptığını, ancak bu bedelleri kendisinin hak ediş bedelinden düştüğünü, dolayısıyla kendisinden malzeme bedeli alacağı kalmadığını, aynı şekilde davalı tarafın kendisinin yanında çalışan … isimli işçinin ücretlerini ödediğini, miktarlarını hatırlamadığını, ancak bunların da bedelini kendisinin hakedişinden tenzil ettiğini, bu miktarlar düşüldükten sonra kendi alacağının davada talep ettiği alacak kadar olduğunu, yapılan ek iş bedellerinin ödenmediğini” belirtmiştir. Mahkemece davacının yeminli beyanı sonrasında bilirkişi heyetinden alınan ek raporda, sözleşme konusu işler ve ek işler için yapılan hesaplama sonucu malzeme+imalat toplam tutarının 29.330+10.500=39.830TL olduğu; davalı tarafça davacıya 20.000TL ödeme yapıldığı, davalı tarafça sözleşmeye dahil olan 17.000,00 TL tutarında malzemenin davalı tarafça satın alınarak davacıya teslim edildiği, …’ün belirtilen işler için davacı taraf için çalıştığı ancak …’in ücretinin davalı tarafından ödenmiş olduğu, davalı tarafça dava dışı …’e ödenen tutarın davacı alacağından düşülmesi gerektiği, ancak süre ve miktar konusunda belge sunulmadığından hesaplama yapılmadığı, dava konusu işin bedelinin yapılan ödeme ve malzeme bedeli düşüldüğünde 39.830 – 20.000 – 17.000 = 2,830 TL olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici tarafından, götürü bedelli sözleşmeye dayalı ek işler yaptığını belirterek yapılan ödemeler sonrası kalan iş bedeli ve sözleşme dışı yapılan iş bedelinin davalı iş sahibinden talebine ilişkin takip yapılmıştır. Sözleşmede işin bedelinin, malzeme fiyatları ile beraber götürü olarak 29.330,45 TL olarak kararlaştırıldığı, sözleşme dışı iş yapıldığının tanık beyanları ile ispatlandığı, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, davacı yüklenicinin sözleşme dışı bir kısım işleri yaptığı; davacı tarafça yapılan işlerde eksik ve ayıp bulunmadığı; davacının yaptığı sözleşme dışı işlerin mahalli serbest piyasa rayicine göre 10.050,00 TL olduğu ve sözleşme içi iş bedeli 29.330,00 TL’nin eklenmesiyle toplam iş bedelinin 39.830,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmede, iş bedelinin götürü bedel usulüyle, işçilik + müteahhitlik karı + malzeme bedeli olarak belirlendiği; ancak toplam olarak belirlenen bu bedel içinde malzeme kaleminin ne miktar olduğunun açıkça belirlenemediği, davalı tarafça 17.000,00 TL malzeme bedeli ve …’ e ödenen ücret için davalı tarafa teklif edilen yeminin davacı tarafça eda edildiği ve sözleşme gereği kendisinin sağlayacağı malzemenin davalı tarafça verildiğini beyan ettiği; bu durumda malzeme parasının iş bedelinden düşülmesi gerektiği, ancak sözleşmede malzeme tutarı belirtilmediği gibi davacının da kendisine verilen malzemenin değerini belirtememesi sebebiyle, davalı tarafça ibraz edilen ve davacının üstlendiği sözleşme içi ve sözleşme dışı işlerde kullanıldığına dair bilirkişi ek raporu değerlendirilerek malzemeye ait fatura toplamı 10.047,90 TL’nin ve davacıya iş bedeli olarak yapılan iki çek bedeli toplamı 20.000,00 TL’nin toplam 39.830,00 TL iş bedelinden düşülmesi gerektiği, bu şekilde davacının alacağının 9.872,10 TL olduğu sonucuna varılmaktadır. Mahkemece tüm bu hususlar ve dosya kapsamı değerlendirilerek, 9.872,10 TL üzerinden itirazın iptaline karar verildiği, toplanan delillerin dosya kapsamına uygun olarak değerlendirildiği, verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmış, bu nedenlerle yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2017 tarih ve 2014/454 esas, 2017/1075 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 668,21 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 202,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 465,26 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.