Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/64 E. 2019/1061 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/64
KARAR NO : 2019/1061
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2016
NUMARASI : 2015/256 Esas, 2016/808 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 17/09/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, tekstil ürünlerin imaline ilişkin yazılı eser sözleşmesi ilişkisine dayalı faturaya bağlanmış vade farkı alacağının tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece, isbatlanamayan davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir. Davacı şirket yüklenici, davalı şirket ise iş sahibidir. Davacı, davalı ile tekstil ürünlerinin imali ve satışını konu alan ve 5 yıl süren bir ticari ilişki bulunduğunu, bu süre boyunca davalı tarafından fatura bedellerinin zamanında ödenmediğini, süresinde ödenmeyen faturalar nedeniyle oluşan vade farkı alacağının tahsili için davalı adına kesilen vade farkı faturasının davalıya tebliğ edildiğini ancak ödenmediğini belirterek 29.12.2014 tarihli 133.023,33 TL bedelli fatura alacağının vade tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı, ticari ilişkiyi doğrulayarak davacıya tüm ödemelerin zamanında yapıldığını, bu nedenle davacının vade farkı alacağının bulunmadığını, talep dayanağı faturada hangi faturanın ne kadar süreyle geç ödendiğinin açıklanmadığını ,sözleşmede vade farkına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi taraflar arasında buna ilişkin teamül halini almış bir uygulamanın da bulunmadığını, davacı tarafından kesilip gönderilen dava dayanağı faturanın da kabul edilmeyerek ihtarname ekinde iade edildiğini, davacı taraf ile imzalanan cari hesap mutabakati ile mevcut ilişkinin sonlandırıldığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında bazı tekstil ürünleri imali ve satışına ilişkin süregelen bir ticari ilişkinin bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede vade farkına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi başka bir belge veya uygulama olduğunu teşvik edici bir kaydın bulunmadığını, talep dayanağı faturanın davalı defterinde de kayıtlı olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin mutabakatla sonlandırıldığını belirterek davanın isbatlanamadığından bahisle reddine, davalı tarafın şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair verilen karar davacı yüklenici vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı yüklenici vekili istinaf talebinde özetle; davalı iş sahibi ile 2008 yılından bu yana süregelen bazı tekstil ürünlerinin imali ve satışını konu alan bir ticari ilişkinin bulunduğunu, bu süre boyunca fatura bedellerinin vade tarihinde ödenmediğini, taraflar arasında vade farkı talep edileceğine ilişkin bir ticari teamül bulunduğunu, müvekkili şirketin kendi ticari defterleri üzerinde bir inceleme yapılmadığını, verilen kararın gerekçesiz olduğunu, usul ve esasa ilişkin hukuk ilkelerine ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında süregelen bir eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduu ihtilafsızdır. Davadaki uyuşmazlık davacının vade farkı talep edip edemeyeceğine ilişkindir. Mahkemenin kabublünde de olduğu üzere vade farkının talep edilebilmesi için ya sözleşmede buna ilişkin özel bir düzenlemenin bulunması ya da taraflar arasında vade farkının ödendiğine ilişkin bir uygulamanın bulunması gerekir. Dosya kapsamına göre belirtilen şartların gerçekleştiği yasal delillerle usulünce kanıtlanamamıştır. Yapılan açıklamalara göre, mahkemece isbatlanamayan davanın reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/11/2016 tarih ve 2015/256 Esas, 2016/808 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 13,00-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 17/09/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.