Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/60 E. 2019/595 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/60
KARAR NO : 2019/595
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2017
NUMARASI : 2014/1128 Esas, 2017/247 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/05/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkilinin davalıya sosyal medya ve web sitesi uygulama hizmetleri verdiğini, üç faturadan kaynaklanan 16.250,00 TL borcun ödenmediğinden davalıya karşı İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip yapıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, taraflar arasındaki yazışmaların yazılı delil başlangıcı olduğundan tanık dinlenebileceğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, sadece web sitesi konusunda konuşulduğunu ve ileride çalışabileceğine dair uzlaşıya varıldığını, ancak müvekkiline ne sosyal medya ne de web hizmeti verilmediğini, buna dair bir delil sunulmadığını, taraflar arasında herhangi bir ticari anlaşma bulunmadığını, faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin ticari defterlerinde yer almadığını, davacı tarafından sunulan e-postalarda müvekkilinin kabul yönünde bir beyanı bulunmadığını, davacının tek taraflı olarak gönderdiği e-postaların delil olarak dikkate alınamayacağını belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasında yazılı sözleşmenin bulunmadığı, davacı defterlerinde ticari ilişki saptanamadığı, davacı tarafın davaya konu faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini ispatlayamadığı, faturaların tebliği konusunda müzekkere yazılan kargo firmasının cevap vermediğini, ancak bu durumun ispat yükünü değiştirmeyeceğinden esasen davacı tarafın basiretli tacir olarak faturaların tebliğ edildiğine ilişkin usulüne uygun belgeleri şirketi nezdinde bulundurması gerektiği gerekçeleriyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece delillerinin tam olarak toplanmadan karar verildiğini, taraflar arasnıdaki e-posta yazışmalarının yazılı delil başlangıcı olup, tanık dinlenebileceğini, yazışmalarda işin yapımına ilişkin karşılıklı beyanların bulunduğunu, faturaların e-posta üzerinden ve kurye ile gönderildiğini, işin davalının talimatı ile yapıldığını, fatura içeriklerinin Arkopharma sosyal medya hizmeti ve web sitesi uygulama bedeline ilişkin olduğunu, kurye şirketine yazılan müzekkere cevabı beklenmeden karar verildiğini, HMK’nın 221. Maddesi gereğince mahkemenin üçüncü kişinin elinde bulunan belgenin ibrazını emretmesi gerektiğini, gönderilen e-posta ve mutabakat mektubuna itiraz edilmediğinden davalının eser sözleşmesini ve fatura içeriklerini kabul etmiş sayıldığını, davalının faturaları ticari detferlerine kaydetmemiş ve faturaları tebliğ almamış olmasının davalının anlaşma konusu hizmeti almadığı anlamına gelmediğini, davalının aldığı hizmetin bedelini ödemek zorunda olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Dava, iş bedeli alacağının tahsili istemiyle girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı tarafça davalıya karşı girişilen İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında, 16.520,00 TL asıl alacak ve 778,02 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.298,02 TL alacağın yıllık %9 faiziyle tahsili istenmiş, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalı adına toplamı 16.520,00 TL olan 3 adet fatura düzenlenmiş, faturaların tebliği konusunda dava dışı kurye firmasına yazılan müzekkerelere cevap verilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan 29/01/2015 tarihli raporda, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, davacı defterlerinde davalıdan 3 fatura nedeniyle 16.520,00 TL alacaklı olduğunu, davalı defterlerinde faturaların kayıtlı olmadığı, faturaların davalıya teslimine dair veri bulunmadığı, mahkemece … yazılan müzekkereye cevap verilmediği, davacının dosyaya sunduğu e-posta yazışmalarının hukuki değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davacı tarafça bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece, ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte, web sitesi konusunda konuşulup ileride çalışmak üzere uzlaşıya varıldığı hususu davalı tarafın da kabulündedir. Davacı ise, davalıya sosyal medya hizmeti verdiğini ve web sitesi uygulama işi yaptığını, düzenlenen faturaları kurye ile gönderdiğini, ödeme yapılmadığını ileri sürmektedir. Mahkemece, yalnızca mali müşavir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle karar verilmiştir. Oysa, eser sözleşmelerinde yalnızca defter ve belgelerin incelemesi ile sonuca varılması doğru olmadığı gibi, yetersiz inceleme ile karar verilmesi sonucunu da doğuracaktır. Mahkemece, daha önce fatura tebliğ bilgileri sorulan kurye firmasından faturaların tebliğine ilişkin belgelerin getirtilmesi; ayrıca davacı tarafa, yapıldığını ileri sürdükleri iş ve hizmetlere ilişkin delillerini sunması için fırsat ve süre verilmesi, sunulması halinde konunun uzmanlarının da bulunduğu bilirkişi veya bilirkişi kurulundan yapılan işin takip konusu faturalarla da karşılaştırılarak, yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçleri ile iş bedelinin tespiti ve varsa ödemelerin düşülerek davacının bakiye iş bedelinin belirlenmesi hususunda bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu yönde hiç inceleme yapılmaksızın sadece defter ve belge incelemesi sonucu yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2017 tarih, 2014/1128 Esas, 2017/247 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından iki kez yatırılan istinaf karar harçları ile 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.