Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/594 E. 2020/687 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/594
KARAR NO : 2020/687
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2017
NUMARASI : 2016/294 Esas, 2017/779 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 10.07.2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödenen iş bedelinin istirdadı için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili, müvekkili ile aynı zamanda kooperatif üyesi olan davalı arasında 50 adet konutun elektrik tesisatının yapımı için anlaşma imzalandığını, davacı kooperatifin iş bedelinin tamamını ödediğini ancak davalının işin %25’ni eksik yaptığını, eksik iş bedelinin 21.858,00TL olduğunu, davalı tarafından Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/832 Esas sayılı dosyası ile ‘”kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ” davası açıldığını, davanın karara çıktığını, bu dosyada yapılan keşif ve bilirkişi incelemelerinde davalı tarafından işin %25’lik kısmının eksik yapıldığının tespit edildiğini, bu tutarın müvekkiline ödenmesi gerektiğinden davalı hakkında Kocaeli …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı hakkında %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı davanın 2 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, zamanaşımı süre başlangıcının sözleşme gereğince yapılması gereken işin tamamlanma anı olarak belirlenmesi gerektiğini, bu tarihin 30.06.2007 tarihi olduğunu, bu tarih itibari ile zaman aşımı süresinin dolduğunu, taraflar arasında imzalan sözleşme gereğince işin davalı tarafından 30.000TL nakit ve 37 numaralı konut karşılığında yapılacağının kararlaştırıldığını, ancak tarafların işin yapılması sırasında ihtilafa düştüğünü, müvekkilinin sağlık problemleri nedeniyle süresi içerisinde işi tamamlayamadığını, işi bitirmek istediği zaman davacı tarafça siteye sokulmadığını, kalan işin müvekkilinin yanında çalışan işçiye tamamlattırıldığını, işin bitmesine rağmen 37 nolu dairenin mülkiyetinin müvekkiline devredilmediğini, iş bedeli olarak sadece 24.000TL ödeme yapıldığını savunarak davanın reddine ve davacı hakkında %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme gereğince belirlenen 30.06.2007 tarihinin kesin vade olup, 5 yıllık eser sözleşmesi zamanaşımı süresinin 01.07.2012 tarihinde sona erdiği, itirazın iptali istenen takibin ise 25.02.2016 tarihi olduğu, bu itibarla 5 yıllık zaman aşımı süresinin takip tarihinde dolduğu gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatının reddine, karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, aynı taraflar arasında görülen Kocaeli 3. Asliye Ticaret Mahkeme’nin 2012/315 Esasa sayılı dosyasından alınan bilirkişi heyet raporunda, davalı yüklenicinin işin ancak %75’ini tamamladığının kalan %25’lik kısmının ise başka bir yükleniciye yaptırıldığının tespit edildiğini, müvekkili tarafından iş bedelinin tamamının davalıya ödendiğini, fazla ödenen bedelinin iadesi için davalı hakkında icra takibi yapıldığını, taraflar arasındaki ihtilafın eser sözleşmesinden değil sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak iddiasına dayalı olduğunu, sebepsiz zenginleşme davalarının 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, dolayısıyla olayda zamanaşımı süresinin dolmadığını, ihtilafır eser sözleşmesinden kaynaklandığı kabul edilse bile, zamanaşımının yine dolmadığını, Kanun ve Yargıtay kararları gereğince eksik iş ile ayıp iş kavramının birbirinden farklı olup zamanaşımı sürelerinin de farklı olduğunu, yine yüklenicinin kast ve ağır kusuruyla akti hiç ya da gereği gibi yerine getirmediği hallerde de zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, bu nedenle mahkemece zamanaşımı süresi 5 yıl olarak kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında davacı kooperatif tarafından yapılan 50 adet konutun elektrik tesisat işinin yapımı için 30/03/2007 tarihli sözleşme imzalanmıştır. İş bu sözleşme gereğince davacının, davalı yükleniciye iş bedeli olarak 30.000TL nakit vereceği ve 37 nolu konutun mülkiyetini davalı …’a devredeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme gereğince işin süresi 3 ay olarak belirtilmiş, iş bitimi olarak 30.06.2007 tarihi belirlenmiştir.Davacı yan, taraflarınca iş bedelinin tamamı davalıya ödendiği halde davalı yüklenici tarafından işin ancak %75’inin yapıldığını, işin süresi içerisinde tamamlanmaması nedeniyle kalan %25’lik kısmın ise başka bir yükleniciye yaptırıldığını, taraflar arasında görülen Kocaeli 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/315 Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda işin davalı yüklenici tarafından tamamlanmayan %25’lik kısmın bedelinin 21.858TL olarak belirlendiğini, belirlenen iş bedeline göre fazla ödenen bedelin iadesi için yapılan takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı yan, davacının talep sebebini sebepsiz zenginleşme olarak belirlediğini, sebepsiz zenginleşme davasının 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, sürenin işin sözleşme gereğince bitirilmesi gereken 30.06.2007 kesin vade tarihinden itibaren başladığını ve dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğunu, sağlık problemleri nedeniyle işi sözleşmede belirlenen tarihte bitiremediğini, bu nedenle kendisi ile davacı kooperatif arasında ihtilaf yaşandığını, işi bitirmek istediği zaman davacı tarafça siteye sokulmadığını, kalan işin yanında çalışan işçiye tamamlattırıldığını savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davacı iş sahibi tarafından, davalı yüklenici hakkında Kocaeli …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından bakiye iş bedeli olan 21.858TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının borca ve takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğu, istinafa konu eldeki itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.Eser sözleşmelerinin feshi halinde açılacak geri alma davalarında Borçlar Kanunu’nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine ilişkin zamanaşımı değil, eser sözleşmesine ilişkin zamanaşımı hükümlerinin uygulanacağı istikrar kazanmış olup, bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.10.1962 gün 14/35 ve 06.01.1968 gün T. 1728 E. 6 K. sayılı içtihatları ile de benimsenmiştir.Mahkemece, davalı yüklenicinin işi bitirmek istediği zaman davacı kooperatif tarafından siteye alınmadığı, kalan işin başka bir yükleniciye yaptırıldığı yönündeki iddiası araştırılarak işin yeni yükleniciye verildiği ve davalının siteye alınmadığı tarih saptanarak eser sözleşmelerinde uygulanması gereken 5 yıllık zaman aşımı süresinin hesaplanması gerekirken 5 yıllık zaman aşımı süresinin sözleşmede işin bitim tarihi olarak kararlaştırılan 30.06.2007 tarihinden başlatılarak 25.02.2016 takip tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2017 tarih, 2016/294 Esas, 2017/779 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.