Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/591 E. 2020/647 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/591
KARAR NO : 2020/647
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2017
NUMARASI : 2015/836 Esas, 2017/839 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 29.06.2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan 10.hak ediş bakiye bedel alacağı ile sözleşmenin 6.8 maddesinde düzenlenen cezai şart alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali taleplerine ilişkin olup, mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, Aski Kanal Yatırım Daire Başkanlığı ile davalı ….San. ve Tic.Ltd.Şti. arasında akdedilen, “… İli … İlçesi Atıksu Yağmursuyu Hatları Yapım İşi” kapsamında; taraflar arasında 23/05/2013 tarihli alt yüklenicilik sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin daha sonra proje kapsamında işçi gücünden yararlanmak amacıyla taşeron olarak Dem-Hur Ticaret (… Ticaret A.Ş.) ile 08/11/2013 tarihinde imzalanan sözleşme ile çalışmaya başladığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, davalı şirketin 10. hakedişin tamamı olan 952.175,89TL yi 19/12/2014 tarihinde dava dışı Aski’den aldığını ancak müvekkiline 580.000TL ödeme yaptığını, böylelikle müvekkilinin 398.879,08TL hak ediş alacağının kaldığını, davalının hakediş alacağını 8 aydır ödememesi nedeniyle sözleşmeye uymadığından 500.000TL cezai şartı da ödemekle yükümlü olduğunu, Ankara …. Noterliği’nin 03/07/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ve 02/02/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile davalıyı temerrüde düşürdüğünü, akabinde davalı hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduruğunu ileri sürerek davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşme kapsamındaki edim ve yükümlülüklerini yerine getirmediğinden hem hakediş bedelinin hem de cezai şartın ödenmesi koşullarının oluşmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davacıya ödeme yapılabilmesi için davacının sözleşme hükümlerine uygun olarak söz konusu işte çalıştırmış olduğu işçilere ve … tarafından çalıştırılan işçilere ait tüm ödemelerin eksiksiz yapıldığına dair ibranameleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan borcu yoktur belgesini ve asgari işçilik tutarlarının ödendiğine dair SGK’dan alınacak yazıyı, vergi ve harçlarının ödendiğine dair belgelerin ve ruhsat harçlarının ödendiğine dair …’den, … A.Ş.’den, …A.Ş.’den, Elmadağ Belediyesi’nden ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden ve varsa diğer Kamu İdarelerinden alınacak ilişiksiz belgesini müvekkiline teslim edilmesi gerektiği halde davacının bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşme’nin 6.1. Maddesinde, davacının müvekkil şirket’in yazılı onayı olmaksızın işi kısmen veya tamamen başkalarına devir edemeyeceğinin düzenlendiğini, ancak davacının, müvekkil şirketin onayı olmaksızın işin büyük bir kısmını sözleşme hükümlerine aykırı olarak … devir ettiğini, davacı ile akdedilen sözleşme uyarınca işin yürütülmesinden sorumlu olan davacının herhangi bir bildirimde bulunmaksızın ve müvekkil şirketin onayını almaksızın işin yürütümü işini başkasına devretmesinin sözleşme’nin 6.1. maddesi ile 5.4. maddesinin açıkça ihlali olduğunu savunarak öncelikle davanın reddine karar verilmesini istemiş, davacının alacağının tespit edilmesi durumunda da müvekkili şirket’in 500.000TL cezai şart alacağının alacaktan takas edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, sözleşmenin 5.4.maddesindeki “alt yüklenici (davacı), kendi işçileri, kullanacağı alt taşeronları ve başkaca 3.kişiler ile olan ilişkilerini hukuka uygun olarak gereği gibi yürütmekle yükümlü olup bu ilişkilerin hukuki ve mali yükümlülükleri alt yükleniciye (davacıya) aittir” ve aynı maddenin ikinci paragrafında “alt yüklenicinin kullanacağı taşeronlar ile yüklenicinin herhangi bir hukuki ilişkisi bulunamaz” hükmü ile 5.6 maddesinde “alt yüklenici (davacı) tarafından, idare’nin itiraz ettiği alt taşeron veya ekipler işin yapımında çalıştırılamazlar.” hükmünün zıt kavramından, davacının alt taşeronlar kullanabileceğinin sözleşmeye göre mümkün bulunduğu, Ankara Büyükşehir Belediyesi ASKİ Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderilen müzekkere cevabından işin tamamlanarak teslim edildiğinin anlaşıldığı, mutabakat metni dikkate alındiğinda davalının ödenmeyen hakediş bedelini kabul ettiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhinde İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında yürütülmekte olan takibe vaki davalı itirazının kısmen iptaline; takibin 398.879,08 TL üzerinden devamına; asıl alacağın mutabakat tarihi olan 06/08/2015 tarihi itibariyle yıllık %10,50 oranını geçmemek üzere avans faizi yürütülmesine; fazlaya ilişkin istemin reddine; davadan sonra yapılan ödemelerin tahsil aşamasında dikkate alınmasına, hüküm altına alınan alacağın %20′ si oranında hesaplanan 79.775,81TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacı müvekkili şirketin her türlü sorumluluğu yerine getirdiği ve sözleşmeye konu işi eksiksiz olarak tamamladığının ASKİ tarafından işin kesin kabulüne dair tanzim edilen Yapım İşleri Kesin Kabul Tutanağı onaylı belgeleri ve kesin kabul tutanaklarıyla sabit olduğunu, davalı yanın bu iş karşılığı müvekkiline ödemesi gerekli olan 10. hakedişin tamamını olan 952.175,89TL’yi 19.12.2014 tarihinde ASKİ’den aldığını ancak müvekkili şirkete sadece 580.000TL ödeyerek sözleşmenin 8.maddesini açıkça ihlal ettiğini, cezai şarta ilişkin taleplerinin reddedilme gerekçesinin açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, sözleşmenin 6.8.maddesi gereğince taraflardan herhangi birisinin edimini yerine getirmemesi sonucu diğer taraf cezai şart alacağına hak kazandığını ve bu cezai şartın da ilk yazılı ihtarda verilen sürenin geçmiş olmasını müteakiben muaccel hale geldiğini, davacı müvekkili şirketin davalı şirkete göndermiş olduğu 02.02.2015 tarihli ihtarname ile cezai şart alacaklarının muaccel hale geldiğini, akabinde, müvekkili tarafından davalı şirketten borcun hala ödenmemiş olması ve bu konudaki cari hesap kayıtlarının açık olmasına binaen “30.06.2015 tarihi itibariyle müvekkili şirketin cari hesaplarının 400.337,29 TL borç bakiye verdiğini, bu konuda mutabık olup olmadıklarının bildirilmesinin istendiğini, bunun üzerine davalı şirketin 06.08.2015 tarihinde “30.06.2015 tarihi itibariyle cari hesaplarının 400.337,29 TL bakiye ile mutabık olduklarını” beyan ettiklerini, bunlara karşılık, bu beyanın esas alınması suretiyle bilirkişilerce ve yerel mahkemece hatalı ve yanlış yorumlama suretiyle “cari hesap mutabaktında cezai şarta yer verilmediği, bu durumun önceki ihtarları geçersiz kıldığı” yönündeki gerekçe ile cezai şart taleplerinin reddinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak belirlendiğini, davalı şirket tarafından imzalanan ve dava dilekçesi ekinde mevcut olan cari hesap mutabakatının imzalanış tarihinin borcun muacceliyet tarihini göstermediğini, işbu davaya konu alacak kalemlerinin icra takibi esnasında halihazırda muaccel konumda olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, davacı tarafın, iş bitiminde sözleşme kapsamında istihdam ettiği tüm çalışanlara ödemelerin yapıldığını, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılması gereken ödemelerin yapıldığına dair ilişiksiz belgesi sunmadığı, Sözleşme kapsamında 3. Şahıslara ve altyapı hizmetlerine verilen zararların tazmin edildiğine dair belgeleri ibraz etmediğinden son hakedişe ait alacak muaccel olmadığından davacı tarafın cezai şart talebinin yerinde olmadığını, davadan sonra yapılan ödemelerin tahsilat aşamasında dikkate alınmasına karar verilmesinin yasal mevzuata ve içtihatlara aykırı olduğunu, bu ödemelerin icra takibinde belirtilen alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini, takas def’i uygulandıktan sonra kalan cari hesap alacak miktarının 30.873,11TL olduğunu, taraflar arasındaki 2013 -2016 yılları arasına ait cari hesap kaydının 28.02.2017 tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunulduğunu, cari hesap kaydında görüldüğü üzere davacının sadece 30.873,11-TL alacaklı olduğunu, Eylül 2015 tarihinde taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucu, müvekkili şirket tarafından davacı tarafa araç ve ekipman kiralaması yapıldığını ve bazı hizmetler sağlandığını, araç ve ekipman kiralanması ve sağlanan hizmetler sonucu 28.02.2016 tarihli dilekçe ekinde yer alan faturalarda görüldüğü üzere 386.175,59TL’lik hizmet sağlandığını, ve davacı tarafın cari hesap alacağının 14.161,70TL’ye düştüğünü, 2015 Aralık ayı içinde kesin hesap yapıldığını ve 93.598,35TL alacağın davacı tarafın cari hesabına kaydedildiğini,cari hesap ilişkisinde davacı tarafın 10.760,05TL alacaklı olduğunu, davacının müvekkili şirketten hizmet almaya devam ettiğini ve 49.560TL değerinde hizmet sağlandığını, bunun sonucunda cari hesap alacak bakiyesinin 58.200,05TL olduğunu, davacı tarafa kiralanan araçların teslimi aşamasında araçlarda meydana gelen hasarların yetkili servis huzurunda tutanak altına alındığını, hasar bedelinin 27.326,94TL olduğunun tespit edildiğini, bu rakamdan sonra nihai alacak bakiyesinin 30.873,11TL olduğunu, tarafların bu rakam üzerinde mutabakata vardıklarını, Sulh ve İbra Protokolü düzenlendiğini ancak davacının son anda protokolü imzalamaktan kaçındığını ve müvekkili şirket’in iyi niyetle almış olduğu yönetim kurulu kararını İdare’ye sunarak teminat alacağını Müvekkilinin bilgisi dışında tahsil ettiğini, teminatın tahsilinden sonra da Sulh ve İbra Protokolünü imzadan kaçındığını, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davacı lehine % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının, müvekkil şirket’in bilgisi dışında işin tamamını sözleşme hükümlerine aykırı olarak…. devir ettiğini ve bu taşerona ödemelerini yapmadığı için taşeronun kendilerine ihtarda bulunduğunu, bu durumun, Sözleşme gereği müvekkili şirket lehine 500.000TL ceza şart doğurduğunu, davacı yana ödeme yapılabilmesi için öncelikle davacı tarafından DEM-HUR Ticaret –Ahmet Şanlı’ya ve bu şirketin çalışanlarına ödeme yapıldığına ve Müvekkili Şirket’in ibra edildiğine dair belgelerin Müvekkiline teslim edilmesi ve yapılacak hesaplama sonucunda davacının cari hesapta alacaklı olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, davacıya ödeme yapılabilmesi için davacının sözleşme hükümlerine uygun olarak söz konusu işte çalıştırmış olduğu işçilere ve …tarafından çalıştırılan işçilere ait tüm ödemelerin eksiksiz yapıldığına dair ibranameleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan borcu yoktur belgesini ve asgari işçilik tutarlarının ödendiğine dair SGK’dan yazı alması ve müvekkiline vermesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında ASKİ Kanal Yatırım Daire Başkanlığı ile davalı arasında akdedilen “… ili … İlçesi Atıksu Yağmursuyu Hatları Yapım İşi” kapsamındaki işlerin yapımı hususunda 23.05.2013 tarihinde alt yüklenicilik sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 4.maddesine göre , sözleşmenin konusu, “… İli … İlçesi Atıksu Ve Yağmursuyu İnşaatı Yapım İşi” işi kapsamında ki işlerin … Tic. Ltd. Şti. tarafından “Alt Yüklenici” olarak ana sözleşme-proje, idari teknik şartnameler ve ekleri ile ilgili mevzuat hükümlerine uygun bir şekilde eksiksiz olarak yapılması ve teslim edilmesi, kabullerinin yaptırılması işidir.” İşin fiyatı değişik 8.maddede düzenlenmiştir. 16.07.2013 tarihinde değiştirilen 8. maddeye göre, davacı taşeron, sözleşmede belirlenen işi, sözleşme ekindeki birim fiyat teklif cetvelinde belirtilen iş miktarlarının birim fiyatlarından % 7,5 eksiltme ile 5.926.826,50 TL bedel ile yapacaktır. Sözleşmenin 6.1 maddesine göre “Alt yüklenici (davacı) yüklenicinin (davalının) yazılı oluru olmadıkça işi kısmen veya tamamen başkalarına devir edemez”. Yine sözleşmenin “cezai şart” başlıklı 6.8 maddesinde “Taraflar işbu sözleşmede yer alan yükümlülüklerine aykırı davranır, sürelere uymaz, taahhütlerini aynen yerine getirmez ve edimlerini işbu sözleşme ve eklerine uygun olarak yapmazlar ise karşı tarafa 500.000 TL tutarında cezai şart ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt etmiştir. Cezai şartın muaccel olması için tarafların edimlerini yerine getirme konusundaki yazılı ihtarda belirtilen sürenin geçmiş olmasına rağmen ikinci bir ihtara gerek kalmaksızın, temerrütün devam etmesi ve istenen edimin haksız yere ifa edilmemesi gerekir.” şeklinde cezai şart alacağı ve talep şartları düzenlenmiştir.Taraflar arasında akdedilen söleşme uyarınca davacının sözleşmeye konu işi eksiksiz olarak tamamladığı ASKİ tarafından işin kesin kabulüne dair tanzim edilen Yapım İşleri Kesin Kabul Tutanağı onaylı belgeleri ve kesin kabul tutanaklarıyla sabittir.Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğuna, sözleşmenin içeriğine, toplam iş bedeline, davacıya ödenen ve ödenmeyen bakiye hak ediş bedeline yönelik bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, her iki taraf yönünden cezai şart alacağının doğup doğmadığı, davalının takas ve mahsup talebinde haklı olup olmadığı, alacağın temerrüt tarihi ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı tarafça davalı şirkete gönderilen Ankara …. Noterliği’nin 02/02/2015 tarih ve … yevmiye nolu ve 03/07/2014 tarih ve 03360 yevmiye nolu ihtarnameleri ile, 398.879,08TL cari hesap alacağı ile sözleşmenin 6.8 maddesi gereğince borcun zamanında ifa edilmemesi nedeniyle doğan 500.000TL cezai şartın ödenmesi ihtar edilmiş, son ihtarname davalı tarafa 07/07/2014 tarihinde tebliğ olunmuştur.Davacı tarafça davalı hakkında bakiye hak ediş alacağının tahsili için Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 398.879,08 TL asıl alacak, 8.799,92 TL işlemiş faiz, ile 500.000TL cezai şart alacağı ve 863,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 908.542,01TL alacağın tahsili için 12.02.2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalının 23.02.205 tarihli yetkiye ve borca itirazı üzerine dosyanın İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ne tevzi edildiği, İstanbul…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden aynı kalemleri havi 21.07.2015 tarihli ödeme emri ile icra takibine devam edildiği, davalı şirket tarafından 10.04.2015 tarihli dilekçe ile borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu, davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre, davacı tarafça davalı şirkete 06/08/2015 tarihli “mutabakat mektubu” başlıklı metin gönderilmiş, davalı tarafça 06.08.2015 tarihli yazı ile belirtilen borç miktarı olan 400.337,29TL üzerinden mutabık olunduğu belirtilmiştir. Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu Yeminli Mali Müşavir … ve Öğretim Üyesi Prof.Dr. … tarafından hazırlanan 09/05/2017 tarihli heyet raporunda; davacının davalıdan 398.879,00TL talep edebileceği, bu meblağa icra takip tarihi değil, 13.08.2015 dava tarihinden itibaren gecikme faizi uygulanmak gerektiği, davacının bunun dışında 500.000TL cezai şart isteminin dayanağının bulunmadığı, davacının davalı aleyhinde 12.02.2015 tarihli ödeme emri ile icra takibine giriştiği, davalıdan 398.879TL cari hesap alacağı talep ettiği, halbuki davalı tarafın mutabakat metnindeki 400.337,20 TL cari hesap borcunu 06.08.2015 tarihli “mutabıkız” beyanı ile kabul ettiği, davacının akabinde 13.08.2015 tarihli davayı açtığı, icra takibinin mutabakat metninden 6 ay öncesine denk geldiği, davacının cari hesap alacağı icra takibinden 6 ay sonra davalının kabulü ile muaccel hale geldiğinden davalının icra takip tarihinde henüz temerrüte düşmediği, bu davanın açılmasıyla temerrüte düştüğü, bunun sözleşmenin 6.8. maddesi kapsamında cezai şart uygulamasını gerektirir biçimde davalının ödeme emrinin ifasında gecikme sayılamayacağı, diğer yandan davalının 500.000TL cezai şart hükmünün kendi yararına uygulanmasının ve takas mahsup talebinin de mümkün olmadığı, zira davacının işin görülmesi sırasında bir başka alt taşerondan yararlandığı anlaşılmakta ise de bunun 6.1 madde anlamında işin kısmen veya tamamen devri niteliğinde bulunmadığı, bu durumun 6.1 maddenin ihlali anlamına gelmediği, davalının takas-mahsup savunmasının dayanaktan yoksun olduğu belirtilmiş ve mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır. Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi sonucu tarafların da kabulünde olan 06.08.2015 tarihli mutabakat mektubu ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 398.879,08TL alacaklı olduğuna, her iki tarafın da cezai şart alacağının oluşmadığına ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yönelik belirlemesi isabetli olmuş ise de, temerrüt tarihinin 12.02.2015 icra takip tarihi yerine, mutabakat mektubu tarihi olarak belirlenmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, ileri sürülen istinaf sebepleri göz önüne alınarak davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının muacceliyet tarihi yönünden HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranını geçmemek üzere avans faizi yürütülmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,2-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 3-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2017 tarih ve 2015/836 Esas, 2017/839 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,4-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında yürütülmekte olan takibe vaki davalı itirazının KISMEN İPTALİNE; takibin 398.879,08TL üzerinden DEVAMINA; asıl alacağa takip tarihi itibariyle yıllık %10,50 oranını geçmemek üzere avans faizi yürütülmesine; fazlaya ilişkin istemin REDDİNE; davadan sonra yapılan ödemelerin tahsil aşamasında DİKKATE ALINMASINA,5-Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 79.775,81TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 27.247,42TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 10.972,92TL harcın mahsubu ile bakiye 16.274,50TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 10.972,92TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,3-Davacı tarafından yapılan 170,75TL tebligat ve posta gideri, 1.500TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.670,75TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 733,51TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer OLMADIĞINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 36.371,54TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 42.533,15TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa İADESİNE, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE,2-Davalıdan alınması gereken 27.247,42TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından peşin olarak yatırılan 6.812TL harcın mahsubu ile bakiye 20.435,42TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan 98,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 32,50TL posta gideri olmak üzere toplam 130,60TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 29/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.