Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/582 E. 2020/406 K. 16.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/582
KARAR NO: 2020/406
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2017
NUMARASI: 2016/423 Esas, 2017/858 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 16/03/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince tahakkuk eden iş bedeli için davalı şirkete 30/06/2015 tarih 26536 nolu KDV dahil 14.927,00 TL bedelli açık fatura kesilerek gönderildiğini, fatura bedelininin davalı tarafça süresi içerisinde ödenmemesi üzerine davalı şirket hakkında Bakırköy … İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız itirazı üzerine takibin durduruğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı şirket aleyhinde %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını savunarak davanın reddine ve davacı taraf aleyhinde %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iş sahibi olan davalının kanunun belirlemiş olduğu muayene ve ihbar olayını süresi içerisinde yerine getirmeyerek bir anlamda eser niteliğindeki ürünü zımnen kabul etmiş sayılacağı ve davalının ayıp ihbarını süresi içerisinde yaptığını ispatlayamadığı gibi düzenlediği reklamasyon faturasının dayanağını da kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline ve davalı hakkında %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu, müvekkili şirkete ait davalı tarafça yıkanması istenen ürünlerin gereği gibi teslim edilmediğini, dolayısıyla ayıplı hizmetin söz konusu olduğunu, ayıplı hizmet üzerine müvekkili tarafından 25/08/2015 tarihli reklamasyon faturasının gönderildiğini, bu faturanın hizmetin ayıplı olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu, mahkemece müvekkili tarafından düzenlenen reklamasyon faturasının kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında davalı tarafça imal edilen ürünlerin davacı tarafça yıkanması konusunda sözlü eser sözleşmesi akdedilmiştir. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Dosya kapsamından, davalı şirket tarafından üretilen pantolonların yıkanması için davacı şirkete teslim edildiği, pantolonların davacı tarafça yıkandığı, 2594 adet 7360 model gri pantolonun 25/06/2015 tarihli … nolu irsaliyeyle, 2003 adet 7361 model bordo pantolonun 29/06/2015 tarihli ve … nolu irsaliyeyle davalıya teslim edildiği, bu ürünlerin yıkanmasına ilişkin 30/06/2015 tarihli, 25/06/2015 ve 29/06/2015 tarihli … ve … nolu sevk irsaliyeli … nolu 14.927TL tutarlı faturanın davalıya kesildiği, davalının davacı tarafça yıkaması yapılan pantolonların kalite kontrol, ütü ve paketleme işlemlerini yaparak iş sahibi … A.Ş.’ye teslim ettiği anlaşılmaktadır. Davalı pantolonların davacı tarafından kendisine tesliminden yaklaşık 2 ay kadar sonra 25/08/2015 tarihli … nolu üzerinde “…” yazan 14.927,00 TL tutarındaki reklamasyon faturasını keserek davacıya göndermiş, bu fatura davacı tarafından davalıya iade edilmiştir. Davalı vekili 28/02/2017 tarihli dilekçesinde, davacı tarafa yıkanması için verilen ürünlerin müvekkili şirkete istenilen şekilde teslim edilmediği gerekçesiyle reklamasyon faturasının iade edildiğini belirtmiştir. Davacı taşeron tarafından davalı yüklenici hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından 30/06/2015 tarihli … nolu 14.927,00 TL tutarlı faturaya istinaden 14.927,00 TL alacağın tahsili için 14/09/2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı tarafça davalı şirkete teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ihbar yükümlülüğünün davalı tarafça süresi içerisinde yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı 25/06/2015 ve 29/06/2015 tarihli, … ve … nolu sevk irsaliyeli, 30/06/2015 tarihli, … nolu 14.927,00 TL tutarlı faturaya dayanarak ürünleri davalıya süresi içerisinde tam ve eksiksiz olarak teslim ettiğini ileri sürmüştür. Buna karşın davalı, dosyaya sunduğu delillerle ürünlerin ayıplı olarak teslim edildiğini yada ayıp ihbarını süresi içerisinde yerine getirdiğini ispatlayamamıştır. Yerel mahkemece bu gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/12/2017 tarih ve 2016/423 Esas, 2017/858 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.019,66TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 255TL harcın mahsubu ile bakiye 764,66TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.