Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/564 E. 2018/438 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/564
KARAR NO : 2018/438
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2018
NUMARASI : 2018/29 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 11.10.2017 tarihinde Bartın ili, Bartın Safranbolu devlet yolunda, Kirazlı köprü baraj varyantı yolu Km:16+700-24+600 arası ikmal inşaatı köprü oto korkuluk işi sözleşmesi akdedilip ve imzalandığını, sözleşmenin 6.maddesi gereğince ön ödeme olarak, iş yeri teslimi yapılmadan muhatap şirkete …bank Koşuyolu Şubesinin 19.01.2017 ve 26.01.2017 ödeme günlü 133.000,00 liralık iki adet çek cem’an 266.000,00 liralık çekler tanzim edilip 16.10.2017 tarihinde tahsilat makbuzu alınarak verildiğini, KaraYolları Genel Müdürlüğü 15.Bölge Müdürlüğünün, adı geçen korkulukların imalatı için öngördüğü birim Fiat ile Muhatap ile yapılan sözleşmede belirtilen birim Fiatlar arasında yarıya yakın fark olduğu anlaşıldığını, bu sebeple Kara yolları genel Müdürlüğü 15.Bölge Müdürlüğü Korkuluk imalatını Müteahhide yaptırmaktan vazgeçip, kendi olanakları ile yapma kararı alındığını, bu husus mail ortamında muhatap şirkete 24.10.2017 tarihinde bildirilmiş ve KGM 15.Bölge Müdürlüğünün iş iptali sebebi ile yapılan sözleşmenin uygulanmasının mümkün olmayacağı bildirildiğini, davalı şirkete verilen çeklerin karşılıksız kaldığını ve iadesi gerektiğini, müvekkili şirket ile muhatap şirketin imzalamış oldukları sözleşmenin uygulanma alanı ortadan kalktığından sözleşmenin 12.maddesi gereğince feshedilmiş sayılacağını, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden, yargılama esnasında toplanacak delillerden de anlaşılacağı üzere sözleşme gereğinin yerine getirilmesine karşılık verilen 266.000,00 lira borcumuzun olmadığının tespitine, verilen iki adet çekin iadesine, olmazsa 266.000,00 lira alacağın ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, vadesi gelmemiş olan çeklere istirdat miktarı kadarına ödeme yasağı konulmasına ve alacağımızın temini zımnında davalının menkul ve gayrimenkul malları üzerine tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf incelemesine konu Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/29 Esas sayılı dosyasının 18/01/2018 tarihli tensip tutanağının 10.maddesinde; davacının vadesi gelmeyen çekler için istirdadı kapsamında ödeme yasağı konulması talebi açısından yapılan değerlendirmede; çeklerin davalıya teslim edildiğine dair herhangi bir sözleşme ve teslim tutanağının bulunmaması, çeklerin karşılıksız kalması nedeniyle red edilen talep yönünden kararın, taraflara tebliğinden itibaren HMK.nun 391-(3) maddesi uyarınca (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere; davacı vekilinin ödeme yasağı talebinin reddine,
11.maddesinde ise; alacağın temini açısından davalının menkul ve gayrimenkul malları üzerine tedbir konulması talebi açısından; davalının menkul ve gayrimenkul mallarının uyuşmazlık konusu olmaması, bahsedilen çeklerin vadelerinin dolması ve karşılıksız çıkması nedeniyle davacının doğmuş ve doğacak bir zararının bulunmaması nedeniyle red edilen talep yönünden kararın, taraflara tebliğinden itibaren HMK.nun 391-(3) maddesi uyarınca (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere; bu talebinde reddine karar verilmiştir.
Tensiple verilen bu ara kararlarına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf talebine dair dilekçesinde; 18.01.2018 tarihli tensip zaptının 10. ve 11. Maddelerindeki red kararlarının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; tensiple verilen davacı vekilinin ödeme yasağı talebinin ve tedbir konulması talebinin reddine dair kararlarla ilgili gerekçeli karar yazılmadığı görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde ise, mahkeme kararında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler, hüküm sonucu, varsa kanun yolları ve süresi, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzaları ve gerekçeli kararın yazıldığı tarihin yer alması; ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ile ayrıca ve özellikle HMK.’nın 391. Maddesinin 2. Fıkrasının a,b,c,ç bendlerindeki düzenlemeye göre, ihtiyati tedbir talep edenin, varsa kanuni temsilcisi ve vekilinin ve karşı tarafın adı, soyadı ve yerleşim yeri ile talep edenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı tereddüde yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiği, talepte bulunanın, ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceğinin yazıldığı açıkça belirlenmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve belirtilen yasal düzenlemelere göre, mahkemenin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine yönelik ara kararı 6100 sayılı HMK’nın 391. maddesi hükmü uyarınca usulüne uygun denetime elverişli ve gerekçeli olarak yazılıp usulünce taraflara tebliğ edildikten ve müteakip usuli işlemler yasal prosedüre uygun tamamlandıktan sonra dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi gerekir.
Mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbire ilişkin talepleri yönünden 18.01.2018 tarihli tensip zaptında, istinaf yolu açık olmak üzere (reddine karar verdiği kararlara) karşı davacı vekilince (HMK 341.maddesi kapsamında istinaf kanun yoluna tabi red kararına karşı) harcını da yatırarak usulüne uygun istinaf talebinda bulunmuş olduğu görülmüştür.
Usulüne uygun gerekçeli ara karar yazılarak (tedbir talebinin reddine dair), istinaf incelemesine gönderilmesi gerekirken bu usule uyulmaksızın yasaya uygun verilmiş bir karar bulunmadığından dosyanın usulüne uygun gerekçeli ara karar yazılmak üzere mahalline geri çevrilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Yukarıda açıklanan eksikliklerin tamamlanması için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda 12/04/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.