Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/551 E. 2020/551 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/551
KARAR NO : 2020/551
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2017
NUMARASI : 2014/2405 Esas, 2017/962 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/06/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 21.12.2012 tarihinde iki adet vincin imal, satış ve teslimini konu olan sözleşmenin akdedildiğini, birinci vincin 27.12.2012 ikinci vincin 05.01.2013 tarihinde teslimi gerektiğini, vinçlere ilişkin avans olarak havale yoluyla ödemede bulunulduğunu, davalının vadesinde teslimi gerçekleştirmediğini, Kartal …Noterliği’nin … yevmiye nolu ve 06.03.2013 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin 5.1 maddesinde kararlaştırılan günlük 500,00 TL’lık cezai şart üzerinden ihtarname tarihine kadar olan sürede ilk vinç için 32.500,00 TL, ikinci vinç için 30.000,00 TL cezai şart talebinde bulunduklarını, 03.08.2013 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameye cevap verilmemesi üzerine 67.000,00 TL’lik alacağın tahsili için İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının öncelikli edimleri yerine getirmediğini; vinçlerin hazır olmasına rağmen davalının vinçlerin konulacağı yeri hazırlamadığı için vinçleri almaktan kaçındığını, davacının edimlerini yerine getirmeyince yaptığı 2.000,00 TL’lık ödemenin 14.01.2013 tarihinde banka havalesi ile “Sözleşme iptaline istinaden yatırılan paraların iadesi” kaydı ile gönderilerek sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, ihtarname ile sözleşmeden dönüldüğünün beyan edildiği, davacının buna göre ancak davalı/borçluya ödediği 2.500,00 TL için sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak talepte bulunabileceği, davacının sözleşmeden dönme halinde cezai şart alacağını talep edemeyeceğinden, karşılıksız ödediği miktar ve ihtar tarihine göre hesaplanan faizi talep edebileceği gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğu icra takibinin 2.500,00 TL asıl alacak, 199,58 TL faiz olmak üzere toplam 2.699,58 TL’nin takip tarihinden 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince değişen/azalan oranlarda ticari avans faizi uygulanmak suretiyle itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak miktarı mahkemece belirlendiğinden her iki yanın icra inkar tazminatı talebi istemlerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, karara gerekçe yapılan ihtarnamenin cezai şartın talebi amacıyla gönderildiğini, sözleşmeden dönmeye ilişkin bir taleplerinin olmadığını, mahkemenin bu konudaki değerlendirmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu tacirler arasındaki ticari işlerde örtülü beyandan bahsedilemiyeceğini, cezai şart türünün BK 179/II’de belirtilen ifaya ekli cezai şart olup alacaklının hakkından açıkça feragat etmedikçe cezanın ifasını isteyebileceği, ihtarnameye yorum yapılması halinde MK 2.madde gereği müvekkili şirketin cezalandırılmaması gerektiğini, davalının süresinde edimini yerine getirmediğini ve ihtarname ile cezai şartın bağımsız borç niteliği kazandığını, bir an için sözleşmeden dönme kabul edilse bile cezai şartın muaccel olduğu anda asıl borçtan bağımsız nitelik kazanıp asıl borcun sona ermesinden etkilenmiyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takip dosyası ile davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 15.04.2014 tarihinde 67.000,00 TL asıl alacağın faizi ile birlikte tahsili için başlattığı icra takibine karşı davalı borçlunun borcu bulunmadığına dair itiraz ettiği, itirazın ve açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda, “davalının süresinde işi yapmayarak temerrüde düştüğü, cezai şartın işlemeye başladığını, davacının ihtar çekerek ödediği avans ile cezai şart istemesinin örtülü bir sözleşmeden dönme beyanı olduğunu, bu durumda cezai şart alacağının ve işlemiş faiz alacağının mevcut olmadığını, sadece 2.500 TL iade alacağı ve bu alacak için 199.58 TL işlemiş ticari temerrüt faizi alacağının mevcut olduğu ve bu asıl alacağa talep gibi takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi yürütülebileceği” belirtilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 21/12/2012 tarihli sözleşmeye göre vinçlerin 27.12.2012 ve 05.01.2013 tarihinde teslimi kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamına göre davacı tarafından davalıya 4.500,00 TL ödeme yapılmış olduğu, dava tarihi itibariyle işin yapılmadığı, davacının yaptığı ödemelerden 2.000,00 TL’nin 15.01.2013 tarihinde davalı tarafça davacıya iade edildiği, Kartal ….Noterliği’nin … yevmiye nolu ve 06/03/2013 tarihli ihtarnamesi ile “avansın iadesi ile sözleşmenin 5.1 maddesinde kararlaştırılan günlük 500,00 TL’lik cezai şart üzerinden ihtarname tarihine kadar olan süre için cezai şart” talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede süre sonunda eserin teslim edilmemesi halinde ödenmesi kararlaştırılan cezai şart, niteliği itibariyle ifaya ekli cezai şarttır. İfaya ekli cezai şartın istenebilmesi için sözleşmeden dönülmemiş olması gerekir. Bu tür cezai şartın kararlaştırılması halinde hem ifa hem de ceza birlikte talep edilebilir. Bunun için sözleşmenin ayakta olması gerekir. Ancak davacı, davalı tarafa gönderdiği ihtarname ile ödediği avansı istemek suretiyle sözleşmeden döndüğünü davalıya bildirmiştir. Davacının ihtarnamesi sözleşmeden dönme amaçlıdır. Sözleşmede, dönme halinde dahi cezanın istenebileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının cezai şart talep etmesi mümkün değildir. Davacı ancak kendisine iade edilmeyen 2.500,00 TL avansın iadesini talep edebilir. Mahkemece, bu hususlar değerlendirilerek karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2017 tarih ve 2014/2405 Esas, 2017/962 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.