Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/550 E. 2018/1353 K. 23.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/550
KARAR NO : 2018/1353
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2017
NUMARASI : 2010/262 Esas, 2017/674 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, fason çay imalatını konu alan sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince süresinde usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı şirket yüklenici, davalı şirket ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibinin sözleşme dışı bir kısım fatura (lojistik, reklam, mağaza açılış, kalite hatası faturası, …) kesip, alacaklarından da mahsup etmek suretiyle kendilerini zarara uğrattığını, davalının bu işleminin sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu ve bu nedenle sözleşmeyi feshettiklerini belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutarak 200.000,00 TL zararlarının 17.04.2005 temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, talebini daha sonra 17.06.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle 260.046,06 TL yükseltmiştir.
Davalı iş sahibi, haksız kesildiği iddia edilen faturaların sözleşme kapsamında ve sözleşme hükümlerine uygun düzenlendiğini, bahsi geçen faturaların davacı taraça haksız olarak kayıtlarına almadıklarını, sözleşmenin feshi şartlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, son bilirkişi heyet raporu hükme esas alınarak, talebe konu faturalardan bir kısmının sözleşmeye aykırı olarak kesildiği belirtilerek davacının hesaplanan 156.037,35 TL cezai şart, haksız kesilen toplam 139.838,06 TL fatura bedeli ve 120.208,00 TL de kâr mahrumiyeti alacağının buulnduğunu, davacının buna göre toplam zararının (139.838,06 TL + 120.208,00 TL) 260.046,06 TL olduğunu, daha önceden kabul edilip kesinleşen (Kadıköy 4. ATM ‘nin 2009/911 Esas) dosya ile hükmedilip tahsil edilen 20.000,00 TL cezai şartın bu dosyada belirlenen 156.037,35 TL cezai şartın mahsubu ile kalan 136.037,35 TL cezai şartın hesaplanan toplam 260.046,06 TL zarardan düşülerek cezai şartı aşan 104.008,71 TL zarar ile 136.037,25 TL cezai şartın tahsiline karar verilmiştir.
Davacı yüklenici şirket vekili istinaf talebinde özetle; kabule göre 260.046,06 TL ‘ye hükmedilmesi gerektiği halde, maddi hata sonucu 240.046,06 TL ‘ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hesaa katılmayan faturaların da sözleşmeye ayları olarak düzenlendiğini, bilirkişi tarafından yapılan bazı hesaplamalar ve değerlendirmenin hatalı olduğunu, haksız kesile fatura bedellerinin cari alacak olarak değerlendirilip ayrıca hükmedilmesi gerekirken, tazminat olarak cezai şartın mahsubu ile cezayı aşan zarar olarak değerlendirilip hükmedilmesinin doğru olmadığını, kâr kaybının eksik olarak belirlendiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı iş sahibi şirket vekili istinaf talebinde özetle; tarafların tacir olması nedeniyle sözleşmenin eski Ticaret Kanunu 20/3 maddesi hükmü uyarınca e-mail yoluyla feshedilmesinin geçerli olmadığını, talebe konu faturaların haksız olarak kesildiği iddiasının sözleşmeye aykırı davranış olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, taraflar arasında görülüp kesinleşen Kadıköy 4. ATM ‘nin 2009/911 Esas sayılı dosyası kabul nedeniyle davanın kabulü ile sonuçlanmış olup, hukuki ilişkinin tesbitini içermediğinden eldeki davaya esas kesin hüküm oluşturmayacağını kabul anlamına gelmemek üzere kâr kaybı tazminatının fahiş olarak hesaplandığını belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında görülen Kadıköy 4. ATM ‘nin 2009/911 Esas sayılı dosyası, kabul nedeniyle davanın kabulü ile 20.000,00 TL cezai şartın tahsili ile sonuçlanmış ve kesinleşmiştir. İş bu davanın davalının davaya kabul etmesi nedeniyle sonuçlandığının anlaşılmasına göre sözleşmenin taraf iradelerinin birleşmesiyle feshedilmiş olduğunun kabulü gerekir.
Her ne kadar, sözleşmenin feshedilmiş olması halinde ilke olarak müsbet zarar kapsamındaki cezai şart alacağının talep ve hükmedilmesi mümkün değilse de, cezai şart alacağının tahsili talebine ilişkin davanın, davalı tarafından kabul edilmiş olması nedeniyle anılan ilkenin emredici nitelikte bir düzenleme olmadığı da dikkate alındığında yine taraf iradeleriyle bu ilkenin aksi yönünde taraflarca talep edilebileceği yönünde bir anlaşma sağlandığının kabulü ile ve ancak bu nedenle hükmedilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu esas alınarak hesaplanıp hükmedilen cezai şart alacağı ilişkin kararı dosya kapsamı, usul ve yasaya uygun ise de, haksız olarak kesilip davacı alacağından mahsup edilen talebe konu toplam 139.838,06 TL faturalar bedelinin tazminat olarak nitelendirilip cezai şart alacağından mahsup edilerek aşan zararın hesaplanması hatalı olmuştur. Taraflar arasındaki 01.08.2008 tarihli sözleşmenin 17/3 maddesi hükmü uyarınca cezai şartı aşan zararın istenebileceği kararlaştırılmış olup, kâr kaybına ilişkin belirlenen tutarın cezai şart alacağından tenzili doğru ise de haksız faturalar bedeli bir alacak olup, zarar olarak değerlendirilip, tazminat olarak cezai şart bedelinden düşürülmesi de hatalı olmuştur.
O halde, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin tümden reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulü ile 139.838,06 TL alacak ile 136.037,25 TL cezai şart alacağı olmak üzere toplam 275.875,31 TL’nin ıslahla talep edilen (260.046,06 TL) miktarla sınırlı olarak 17.04.2009 tarihinden itibaren değişen ve değişecek avans faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplanacak faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, hesaplanan kâr kaybı tutarı (120.208,00 TL) cezai şart miktarını aşmadığından hükmedilmesine yer olmadığına ve aşan taleplerinin reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin tümden REDDİNE, davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,
2- İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2017 tarih ve 2010/262 Esas, 2017/674 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davanın KABULÜ ile; 139.838,06 TL alacak ile 136.037,25 TL cezai şart alacağı olmak üzere ıslah ile arttırılan talep miktarıyla sınırlı olarak 260.046,06 TL’nin 17.04.2009 tarihinden itibaren değişen ve değişecek avans faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplanacak faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 17.763,75 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.970,00 TL peşin harç ile 1.026,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.966,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.767,75 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafından yatırılan 2.970,00 TL peşin harç ile 1.026,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.996,00 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 217,30 TL tebligat ve posta gideri, 7.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.517,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 21.552,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
2-Alınması gereken 17.763,75 TL istinaf karar harcından davalı tarafından yatırılan 4.099,40 TL ‘nin mahsubu ile bakiye 13.664,35 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 29,20 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 114,90 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 23/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.