Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/549 E. 2020/388 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/549
KARAR NO : 2020/388
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2017
NUMARASI : 2014/314 Esas, 2017/1278 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/03/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece; davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin eser sözleşmesi kapsamında alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı…Endüstrisi ve Ticaret A.Ş. arasında … 2010 yüklenici ana sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile İstanbul Ümraniye, Sarıgazi 1958 parselde bulunan … projesinin mekanik işlerinin müvekkili şirket tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, bu proje kapsamında müvekkili şirketin alt yüklenici olarak davacı şirket ile anlaştığını, havalandırma ve kanal tesisatı işlerini davacı şirkete verdiğini, davacı şirketin proje kapsamında işi kendi çalışanları ile gerçekleştirip bu iş için gerekli olan malzemeyi kendisinin temin edeceğini, işçilik konulu 28/04/2011 tarihli sözleşmede işin süresinin 450 takvim günü olarak belirlendiğini, malzeme için ayrı sözleşme imzalandığını, sadece bu projede kullanılmak üzere malzeme alımı yapıldığını, işin bitirilmesi gereken tarihin 21/07/2012 olarak belirlenmesine rağmen davacı şirket tarafından işin bu süre içerisinde tamamlanamadığını, yaşanan gecikmelerin müvekkili şirketin tüm çabaları ve kontrollerine rağmen son bulmaması üzerine ana firma tarafından 25/08/2012 tarihli toplantıda gecikmeler yaşandığı belirtilerek 27/08/2012 tarihinden itibaren müvekkili şirket ekiplerinin şantiyeye getirilmesine gerek olmadığı, işin kalanının müvekkili şirket dolayısıyla taşeronlarının nam ve hesabına üçüncü firmalara yaptırılacağının icra kurulu kararı gereği bildirildiğini, ana işveren tarafından müvekkili şirket işlerinin… isimli firmaya yaptırıldığını, bu süreçte davacı şirket yetkilisi ile müvekkili şirket arasında mali konularda mutabakat hazırlandığını, 04/11/2013 tarihinde davacı şirketin müvekkili şirketten olan alacak miktarının 32.024,51 TL olarak belirlendiğini, bu tarihten sonra müvekkili şirketin .. şantiyesinden çıkarılmasının ardından müvekkili şirketin ve dolayısıyla davacı şirketin yapması gereken işlerin ana işveren tarafından üçüncü firmalara yaptırılması nedeniyle ana işveren tarafından müvekkili şirketin hak edişinden kesinti yapıldığını, müvekkili şirketin de kendisine yapılan kesintiden davacı şirketin sorumlu olduğu işler nedeniyle davacı şirkete rücu ettiğini, rücunun sadece davacı şirketin sorumluluğunda olan havalandırma kanalı işi ve sarf malzemelerine yönelik yapıldığını, havalandırma kanalı iş bedelinin 98.050,00 TL olarak listelendiğini, rücu kapsamında bu rakamın tamamının davacı şirkete yöneltilmediğini, 98,050,00 TL bedelin ana firma tarafından kendi birim fiyatları doğrultusunda hesaplandığını, davacı şirketin birim fiyatlarının ise daha düşük olduğunu, bu nedenle hesaplamanın davacı şirketin birim fiyatları üzerinden yapılarak çıkan rakamın rücu edildiğini, müvekkili şirketin bu esaslar doğrultusunda mutabakat tarihinden sonra 06/12/2013 tarihinde 41.621,07 TL bedelli faturayı tanzim ederek davacı şirkete gönderdiğini, davacı şirket tarafından faturanın iade edildiğini, müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı konumunda olmasına rağmen davacı şirket tarafından müvekkili hakkında takip yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının işi geciktirmesi nedeniyle iş bıraktırılan davalının ihtarda bulunmasının sonuca etkili olmadığı, davacıya düşen işin sonradan dava dışı şirkete tamamlatıldığı ve davalının hak edişinden kesildiği dikkate alındığında, davalının yapılan kesintiyi davacı hesaplarına borç olarak kaydetmesinin taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve alınan bilirkişi raporuna göre yerinde olduğu, mail yoluyla yapılan ihtarların yeterli olduğu, davacının işi geciktirmesi nedeniyle işten el çektirilen davalının ayrıca ihtar ve süre şartına uymasının da beklenemeyeceği, davacının, davalının hak edişten yapılan kesintiden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, tarafların bir çok işte çalışmış olmalarından dolayı aralarında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, icra dosyasından yapılan icra takibinin tarafların aralarında bulunan cari hesap ilişkisinden kaynaklandığını, yapılan icra takibinin konusunun sadece …projesi olmayıp davalı şirketle yapılan tüm projelerden doğan alacakları olduğunu, davalının kendisine uygulanan hak ediş kesintisini müvekkiline rücu edebilmesi için gerekli olan şekil şartına uygun bir ihtarın taraflarına gönderilmediğini, davalının … şantiyesinden 27/08/2012 tarihinde çıkarılmasına rağmen 04/11/2013 tarihinde müvekkili şirkete borçlu olduğunu ikrar eden mutabakatı imzaladığını, 15/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda, müvekkilinin davalıdan 08/04/2014 tarihi itibariyle 43.423,88 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında 28/04/2011 tarihli yazılı alt taşeron ana sözleşmesi … şantiyesi ve 18/04/2011 tarihli malzeme alım sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. 28/04/2011 tarihli sözleşmenin “işin süresi” başlıklı 4.1.maddesinde; işin başlangıç tarihi sözleşme imza tarihi olup, işin süresi sözleşme imzalanmasına müteakip 450 takvim günü olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin “alt taşeron namı hesabına iş yapılması” başlıklı 17.maddesine göre; iş programı gereğince işlerin zamanında bitirilmesi için yazılı ihtara rağmen alt teşeron işe başlamaz ve yapım süresi içinde gerekli faaliyeti göstermez ise yüklenici süre sonunu beklemeksizin bahis konusu işleri alt taşeronun namı ve hesabına yaptıracağını kendisine tebliğ eder. Bu tebligatlardan sonra alt taşeron namı hesabına yapılan işlerin yükleniciye maliyeti ne olursa olsun masrafların %50 fazlası ile alt taşeron alacaklarından yoksa teminatlarından kesilir. “sözleşmenin tasfiyesi ve feshi” başlıklı 19. maddesi gereğince; alt taşeron sözleşme ve eklerinde tayin edilen sorumluluklardan her hangi birine zorunlu sebep olmaksızın kısmen veya tamamen uymadığı takdirde yüklenici bir ihtarname ile sorumluluğunu yerine getirmesi için kendisinin uygun göreceği bir süre verir. Verilen süre içerisinde alt taşeron sözleşme hükümlerine uymaz ise, başka bir uyarı ve hüküm almaya gerek olmaksızın yüklenici sözleşmeyi feshetmeye ve teminatını gelir kaydederek alt taşeron alacaklarına el koymaya yetkilidir. 19.3.maddesinde; alt taşeronun sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle sözleşme yüklenici tarafından feshedildiği takdirde alt taşeronun o tarihte tamamlanmış ve kabul edilebilir bedeli iş bu bedelin yüklenici tarafından tutulmasını gerektiren bir sebep yoksa alt taşerona ödenir. Taraflar arasında düzenlenen 18/04/2011 tarihli yazılı malzeme alım sözleşmesi birim fiyat esasına göre yapılmıştır. 4.maddede; malzemelerin özellikleri, 5.maddede de; ödeme şekli kararlaştırılmış olup, malzeme bedeli KDV dahil toplam 469.031,356 TL olarak, ödeme biçimi çek ile ve ödeme tarihi fatura tarihi itibariyle 120 gün olarak belirlenmiştir.Dosya kapsamında işin davacı tarafça süresi içerisinde yerine getirilmediği ve dosyaya davalı şirket tarafından delil olarak sunulan ve davacı tarafça itiraza uğramayan e-mail yazışmalarına göre, işin gecikmesi nedeniyle iş sahibi tarafından sözleşmenin feshedilerek işin başka bir yüklenici firmaya devredileceğinden taraflar arasındaki sözleşmenin de feshedileceği ve iş sahibi tarafından yapılan kesintinin davalı tarafından davacının hak edişine yansıtılacağı hususunun davalı yüklenici tarafından davacı taşerona bildirildiği anlaşılmakta olup, bu e-mail kayıtları ihtar yerine geçmektedir. Bu nedenle, mahkemece işin taraflarca imzalanan sözleşmede belirlenen süre içerisinde tamamlanmaması nedeniyle iş sahibince davalı yüklenicinin hak edişinden yapılan kesinti bedelinden karara dayanak alınan 18/05/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunca belirlenen bedelin, sözleşmenin 17. ve 19. maddeleri gereğince davacının hak edişinden kesilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/10/2017 tarih ve 2014/314 Esas, 2017/1278 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.