Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/541 E. 2020/424 K. 18.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/541
KARAR NO: 2020/424
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/01/2018
NUMARASI: 2017/839 Esas, 2018/21 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18/03/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, su dolum hattı imalatı ve montajı işini konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan bakiye bedel alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, fazlaya ve işlemiş ve işleyecek faiz isteminin reddine dair verilen karar davalı iş sahibi şirket vekilince istinaf edilmiştir. Davacı yüklenici şirket, sözleşmeye konu su dolum hattı yapılması işinin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp teslim edildiğini belirterek sözleşmenin ödeme hususunu düzenleyen hükmüne göre kalan %10’luk bedelin ödenmediğinden bahisle tahsilini talep etmiş, davalı iş sahibi şirket ise, sözleşmede kararlaştırıldığı halde performans testlerinin yapılmadığını, sistemin hiçbir zaman gereği gibi çalışmadığını ve bu sebeple eserin kabul edilmediğini ileri sürerek davacının talep ettiği bedele hak kazanmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalının performans testinin yapılmadığına ilişkin iddiasının esasen ayıp defi niteliğinde olduğunu, sözleşmede ayıp ihbarı için 5 günlük süre belirlendiğini ancak davalı tarafça belirtilen sürede ayıp ihbarında bulunulmadığını, sözleşmenin 6/4. Madde paragrafında gecikme nedeniyle faiz istenemeyeceğinin kararlaştırıldığını belirterek davanın kısmen kabulüne, fazlaya ve faiz istemine ilişkin talebin reddine dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Taraflar arasında su dolum hattı imalatı ve montajını konu alan 16/06/2014 tarihli ve 409.959.80 euro bedelli yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık dışıdır. Davacı yüklenici, sözleşmeye konu işi tamamlayarak teslim ettiğini belirterek kararlaştırılan bakiye alacağı talep etmiş; davalı iş sahibi ise, sözleşme ile kararlaştırılan ve davacı tarafından talep edilen %10’luk bedele hükmedilmesi için işin performans testlerinin yapılması ve ancak %95 üzerinde bir verimliğinin sağlanması gerektiğini belirttikten sonra, istinafında performans testlerinin yapıldığını fakat testin geçilemediğini ileri sürmüştür. Sözleşmenin 2.maddesinin ödeme başlıklı bölümünde %50 avansın sipariş ile verileceği, %40 ödemenin nakliyeden önce yapılacağı ve %10’un da montaj akabinde fabrikadaki performans testlerinin tamamlanması ile birlikte ödeneceği düzenlenmiştir. Davacı, davasında bu %10’luk (41.000,00 euro = 161.982,80 TL) kalan bedeli talep etmektedir. Mahkemece, dosya kapsamına göre davalı savunması ayıp iddiası olarak değerlendirilmiş ve sözleşmenin ilgili maddesine göre ayıp ihbarının kararlaştırılan 5 günlük süre içerisinde yapılmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu sözleşmenin 4/p maddesinde 2 yıllık bir garanti süresi öngörülmüş olup, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış içtihat ve uygulamalarında iş için garanti süresinin belirlenmiş olması halinde ayıp ihbarının yapılması koşulu aranmamaktadır. O halde, ayıp ihbarının yapılmış olduğu kabul edilerek davalının savunmasına göre ayıp iddiasının usulünce araştırılması gerekir. Bunun için mahallinde konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile inceleme yapılarak ayıbın varlığı ve niteliği ile işin kabule zorlanmayacak derecede ayıplı olup olmadığı belirtilerek, saptanacak niteliğine göre oluşacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde süresinde ayıp ihbarının bulunmadığı kabul edilerek davanın kabulüne dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına aykırı olmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, ayıp iddiasının belirtilen şekilde incelenip değerlendirildikten sonra sonucuna uygun şekilde karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2018 tarih, 2017/839 Esas, 2018/21 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.