Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/513 E. 2020/3 K. 07.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/513
KARAR NO : 2020/3
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2017
NUMARASI: 2014/1731 Esas, 2017/385 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/01/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili, taraflar arasındaki anlaşma gereği müvekkilinin hafriyat işlerini yaptığını, davalının bakiye 38.344,10 TL alacağı ödememesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibine itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazimnatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibinde borcun tamamına itiraz edilmiş ise de, yapılan incelemede davacıya 8.170,00 TL borç bulunduğunun tespit edildiğini, ancak bakiye kısım yönünden borçlu olmadıklarını, takip dayanağı faturalara konu işin yapılmaması nedeniyle faturaları iade ettiklerini, faturalarda müvekkili şirket yetkililerinin imzasının bulunmadığını ve defter kayıtlarında yer almadığını savunarak, davanın 30.174,10 TL’lik kısmına ilişkin talebin reddi ile bu miktar yönünden %20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın 8.170,00 TL kısım yönünden kabulü ile bu miktar üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hafriyat işlerinin tamamının müvekkili firma tarafından temin edilen ….iş makinası ile eksiksiz yerine getirildiğini, yapılan işlere istinaden tutulan puantaj kayıtlarında davalı şirket çalışanlarından …. ve … imzalarının bulunduğunu, işin tamamlanması üzerine takibe konu faturaların düzenlenerek davalıya tebliğ edildiğini, eksik inceleme yapıldığını, beyan ve itirazlar ile tanık dinlenmesi ve yemin taleplerinin değerlendirilmediğini, kötüniyet tazminatına hükmedilmediğini, işin müvekkilince yapılıp yapılmadığının belirlenmesi için … tanık olarak dinlenilmesi gerektiğini, puantaj kayıtlarının ve farklı bilirkişiler tarafından rapor tanzim edilmesi taleplerinin değerlendirmeye alınmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava; iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Taraflar arasında hafriyat işlerinin yapımını konu alan sözlü eser sözleşmesi yapıldığı ihtilafsızdır. Davacı yüklenici; davalı şirket ise iş sahibidir. Davacı tarafından davalı hakkında toplamı 38.344,10 TL bedelli 3 adet fatura alacağına istinaden 22/08/2014 tarihinde ilamsız takip yapılmış, davalı iş sahibi tarafından 11/09/2014 tarihli dilekçe ile borca ve takibe itiraz edilmesi üzerine takip durmuştur. Davacı sözlü eser sözleşmesi gereğince … iş makinesi ile davalının gerçekleştirdiği … Tepeören Kampüsü İnşaatının hafriyat işlerini yerine getirdiğini ve bu nedenle 3 adet fatura toplamı olan 38.344,10 TL hak ediş bedeline hak kazandığını iddia etmiş, davalı ise aralarındaki sözlü eser sözleşmesi gereğince davacıya ait … iş makinesinin sadece 8.170 TL bedel karşılığındaki iş için çalıştığını savunmuştur.Davacının delil olarak ibraz ettiği icra takibinin de dayanağı olan 3 adet faturada davalı şirket yetkililerinin imzasının bulunmadığı, davacı tarafça bu faturaların davalıya teslim edildiğine dair her hangi bir yazılı belge sunulmadığı anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinde işin yapılıp teslim edildiğini yüklenici; iş bedelinin ödendiğini ise iş sahibi ispat etmek zorundadır. Davacı yüklenici işin yapılıp teslim edildiğini her türlü delil ile ispat edebilir. Tek başına fatura, alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli delil değildir. Davacı faturada belirtilen işi yapıp teslim ettiğini yasal delillerle ispat etmelidir. Faturalarda işin yapılıp teslim edildiğine dair davalı taraf imzası bulunmamaktadır. Davacı tarafça bu bağlamda ibraz edilen ticari defter ve belgeler, puantaj kayıtları ve tanık deliline dayanılmıştır. Mahkemece tarafların 2014 yılına ait ticari defter belgeleri bilirkişiye inceletilmiş ve vergi dairesinden BA-BS formları getirtilmiştir. Yerel mahkeme tarafından alınan 05/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı şirket kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 38.254,10 TL alacaklı olduğu; davalı şirket kayıtlarına göre ise davalının davacıya takip tarihi itibariyle 8.170,00 TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu belirlenmiş, mahkemece bu rapor esas alınarak karar verilmiştir. Davacı tarafça delil olarak ibraz edilen, ancak bilirkişi tarafından belgelerde isim yazmadığı gerekçesiyle incelenmeyen puantaj kayıtlarının bir kısmında teslim alan bölümünde … ile güvenlik … isim ve imzası bulunmakta olup, davacı tarafça iş bu teslim alan kişilerin davalı şirket çalışanları olduğu iddia edilmiştir. Dava dilekçesinde davacı tarafça deliller bölümünde açıkça tanık deliline dayanılmamış ancak puantaj kayıtlarına dayanılmıştır. Davacı vekilince tahkikat aşamasından önce verilen 02/02/2015 tarihli cevaba cevap dilekçesinin 3. maddesinde puantaj kayıtlarında isimleri bulunan … isimleri verilmiş, 4. maddesinde tanık beyanına dayanılmış olup, mahkemece 05/05/2015 tarihli celse ile tahkikata geçilmiştir. Davacı vekili 30/06/2015 tarihli 2 nolu celsede … tanık olarak dinlenmesini talep etmiş, mahkemece davacının delil listesinde tanık … bulunmadığından dinlenmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı vekilince ibraz edilen 20/12/2016 tarihli dilekçe ile, puantaj kayıtlarında isim ve imzaları bulunan … dinlenmeleri talep edilmiş, mahkemece 08/12/2016 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereğince bu tanıklar adına tebligat çıkartılmasına karar verildiği halde 18/04/2017 tarihli son celsede “08/12/2016 tarihli tanık dinlenilmesi kararından davacının dilekçelerinde tanık delilinin bulunmaması nedeniyle rücu edilmesine” şeklinde karar verilerek tanık dinleme ara kararından rücu edilmiştir. Davacı vekilince süresinde verilen cevaba cevap dilekçesinde, puantaj kayıtlarında isim ve imzaları bulunan ve davalı şirket çalışanları olduğu iddia edilerek dinlenmeleri istenen … ve diğer imzacı tanıkların mahkemece usulünce duruşmaya çağırılıp dinlenmeleri gerekirken davacı tarafça tanık deliline dayanılmadığı gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddedilmesi doğru olmamıştır.Bu nedenlerle, mahkemece puantaj defterinde isim ve imzaları bulunan kişilerin davalı şirket çalışanı olup olmadığı hususunun SGK’dan sorulması, ayrıca davacı tarafın tanık olarak bildirdiği … ile puantaj defterinde isim ve imzaları bulunan diğer tutanak imzacılarının usulen duruşmaya çağırılarak, puantaj belgelerindeki imzaların kendilerine ait olup olmadığı, imza tarihi itibariyle davalı şirket çalışanları olup olmadıkları, belgede geçtiği gibi davacının davalıya hafriyat işi yapıp yapmadığı hususlarının sorularak açıklığa kavuşturulması, dinlenecek tanık beyanları, SGK kayıtları ve puantaj defterleri birlikte değerlendirilerek davacının davalıya hafriyat işi yaptığının anlaşılması halinde, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gözetilerek, bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle, bilirkişi tarafından tespit edilecek miktardaki hafriyat işinin, işin yapıldığı yer ve tarihteki serbest piyasa rayicine göre bedelinin bulunup, davalı tarafça yapılan ödemelerin mahsubu ve davalının kısmen kabul ettiği miktar da gözetilerek varsa davacının bakiye alacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılıp sonucuna uygun bir karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2017 tarih, 2014/1731 Esas, 2017/385 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.