Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/506 E. 2018/387 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/506
KARAR NO : 2018/387
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2017
NUMARASI : 2017/767 Esas,
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit, Tazminat, İstirdat
KARAR TARİHİ : 03/04/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı iş sahibi ….Ltd.Şti’ne ait Marin City Trabzon-Yomra projesinde yüklenici olduğunu, bu projede kullanılacak camların imali için davalı ile 12/10/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu işe karşılık davalıya çekler verildiğini, ancak dava dışı iş sahibi şirket tarafından camların gereken vasıflarda olmadığının bildirildiğini, … AŞ tarafından düzenlenen 18/04/2017 ve 29/05/2017 tarihli raporlarda üretilen camların TSEN 12150 standartları dışında olduğunun belirtildiğini, bunun üzerine davalıya ihtar gönderildiğini, davalının olumlu cevap vermediği gibi verilen çekleri tahsil etmeye devam ettiğini, şubat ayından bu yana iş sahibince hakediş ödemesi yapılmadığını, platform ve iskeleler için 960.000,00 TL kira ödendiğini, 150 günlük gecikme için 4.500.000,00 TL ödeneceğini, değişecek camlar için 400.000,00 TL işçilik gideri oluşacağını, boş kalınan dönemde şantiye ekibi ve yönetimine 610.000,00 TL ödendiğini, ödenmeyen çekler bakımından ihtiyati tedbir talep ettiklerini belirterek, öncelikle 1.911.500,00 TL bedelli 11 adet çek için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek, ibraz edildiğinde ödenmemesi için ilgili bankalara yazı yazılmasına, çeklerin istirdatına, ayıplı imalat ve ürünleri nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, ödenen çeklerin istirdadına, ayıplı malzeme bedelinin davalıdan tahsiline, şimdilik iskeleler için 100,00 TL, gecikme cezası olarak 200,00 TL, değişecek camlardan sök tak bedeli 100,00 TL, şantiyede malzemenin sebep olduğu/olacağı giderler için 100.00 TL, boş beklemek zorunda kalan şantiye ekibi ve şantiye yönetimine ödenen bedel için 100,00 TL’nin işlemiş ve işleyecek olan reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 12/10/2016 tarihli 3 adet sözleşme imzalandığını, davacının sadece Marin City Trabzon Yomra şantiyesi ile ilgili olarak dava açtığını, 08/07/2017 tarihinde … firması tarafından incelenen camların temperli olduğunun ve standartlara uyduğunun belirtildiğini, davacının işi yazılı talimatla durdurarak müvekkili firmayı zarara uğrattığını, malların projeye özel olarak üretildiğini, çekleri gününde ödemeyen ve geciktiren tarafın davacı olduğunu, sözleşme gereğince ayıp iddiası halinde değişecek camların sök-tak bedeli, şantiye giderleri ile iskele, platform bedellerinin davacıya ait olduğunu, cezai şart kesme hakkı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemenin 08/09/2017 tarih ve 2017/767 esas sayılı gerekçeli ara kararı ile, ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile, İİK’nun 72/2 maddesi gereğince; keşidecisi… Tic.Ltd.Şti, lehtarı …A.Ş olan, …bank Kayışdağı şubesine ait, 11/09/2017 keşide tarihli 173.500,00 TL, 21/09/2017 keşide tarihli 173.500,00 TL, 10/10/2017 keşide tarihli 173.500,00 TL, 26/10/2017 keşide tarihli 173.500,00 TL, 07/12/2017 keşide tarihli 175.000,00 TL, 19/12/2017 keşide tarihli 175.000,00 TL, 22/11/2017 keşide tarihli 173.500,00 TL, 09/01/2018 keşide tarihli 173.500,00 TL, 18/01/2018 keşide tarihli 173.500,00 TL, 09/11/2017 keşide tarihli 173.500,00 TL; .. Bankası AŞ Tavukçuyolu şubesine ait 18/09/2017 tarihli 173.500,00 TL bedelli 11 adet çekin dava sonuna kadar ödenmesinin ve icra takibine konu edilmesinin, davanın tarafları ile sınırlı kalmak üzere İİK’nın 72/2. maddesi gereğince ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine, davacı tarafından % 20 oranında 382.300,00 TL nakdi teminat veya muteber bir bankanın aynı miktarda kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edildiğinde kararın İstanbul İcra Müdürlüğü tarafından infazına karar verilmiştir.
Davalı vekili 21/09/2017 tarihli itiraz dilekçesinde, ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, çeklerin taraflar arasında düzenlenen 3 adet sözleşmenin tamamı için verildiğini, bunlardan … Ankara işinin tamamlanarak teslim edildiğini, İstanbul … işinin % 97 oranında tamamlandığını, davacının Trabzon Yomra şantiyesindeki işin bir kısmının ayıplı olduğunu iddia ettiğini, müvekkilinin inşaat ve sevkiyatlara devam ettiğini, müvekkili firmanın malvarlığı araştırıldığında bahse konu çekleri ödemekte acze düşmeyeceğinin görüleceğini, sözleşme dışı işlerin bedelinin dahi ödenmediğini, çekleri gününde ödemeyip geciktiren ve süre uzatımı isteyenin davacı olduğunu, müvekkilinin sözleşmedeki fiyatlar üzerinden hammadde ve malzeme alımı yaptığını, ayıp iddiası durumunda ayıplı ürünlerde tadilat yapılacağının ihtarla bildirildiğini, teslimi yapılıp kullanıma alınmış binalar için verilmiş çeklerin durdurulmasının hakkaniyetli olmadığını, HMK’ın 389. Maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, davacının tüm üretimler ayıplıymış gibi bir izlenim yarattığını, konu yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati tedbir karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, itirazın kabulü ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece duruşmalı inceleme sonucunda, 21/11/2017 tarihli ara kararı ile, yapılan mürafaada, davalı tarafça daha önce sunulan beyanlarda başka projeler kapsamında verilen çeklerin de tedbir talebine ve davaya konu edildiğine dair iddiasını ayrıntılandırması ve delillendirmesi bakımından verilen (1) ve (2) no’lu ara kararlar yönünden buna dair sunulan davalı taraf beyan kapsamı ile davacı tarafça sunulan karşı beyanlara ve tüm dosya kapsamına nazaran mahkemece verilen tedbir kararından dönülmesi ya da değiştirilmesini gerektirir bir husus bulunmadığından tedbire vaki itirazın reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin 21/11/2017 tarihli ara kararına karşı, davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde; BM Trade raporuna göre camların kullanılmasında sakınca bulunmadığını, sözleşmede standat belirtilmediğini, davacının 05.05.2017 tarihli yazısında cam standart değerlerini 0.50’den 0.35’e düşürdüğünü, çek ödemelerinin geciktirildiğini, ödemelerin eksik yapıldığını, bazı aylar hiç ödeme yapılmadığını, toplam 3.818.000,00 TL tutarındaki çeklerin topluca 02.11.2016 tarihinde verildiğini, çeklerin sözleşmeye göre her ay ödenmesi gereken 347.373,58 TL taksitler için alındığını, mahkemenin ihtiyati kararı nedeniyle müvekkilinin yaptığı işlere ilişkin ödeme alamadığını, davacının Trabzon Yomra şantiyesi için bugüne kadar yaptığı toplam ödemenin 781.220,67 TL olduğunu, müvekkilinin ise 900.897,49 TL bedelinde imalat yapıp teslim ettiğinden bu şantiye açısından 119.677,63 TL eksik ödeme bulunduğunu, iade edilmeyen sehpalar için de davacının ayrıca 101.303,00 TL ödemesi gerektiğini, Kentplus şantiyesi yönünden 120.907,67 TL, Centrion şantiyesi yönünden 837,82 TL eksik ödeme yapıldığını, sözleşme dışı yapılan 135.579,00 TL iş bedelinin de ödenmediğini, HMK’nın 390. Maddesi gereğince ihtiyati tedbir isteyenin iddiasının yaklaşık olarak ispet etmesi gerektiğini, ayıba ilişkin delil sunulmadığını belirterek, kararın kaldırılmasna karar verilmesini istemiştir.
İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında davacının yüklenicisi olduğu üç şantiyedeki binaların dış cephe camlarının üretimi konusunda davalı taşeron ile 12/10/2016 tarihli 3 adet sözleşme düzenlendiği, davacı tarafından davalıya bir kısım çeklerin verildiği, çeklerden bir kısmının ödendiği belirtilerek, işin ayıplı yapıldığı iddiası ile dava dilekçesinde belirtilen çeklerin İİK’nın 72. Maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilerek, ibraz edildiğinde ödenmemesi için ilgili bankalara yazı yazılmasına, ayıplı imalat ve ürünler nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, ödenen çeklerin istirdadına, gecikme zararları, camların değişim masrafları, beklenen sürede şantiye ekibi için yapılan ödemelerin tahsiline karar verilmesi istenilmiş, mahkemece 08/09/2017 tarihli karar ile %20 oranında teminat karşılığında dava konusu 11 adet çekin dava sonuna kadar ödenmesinin ve icra takibine konu edilmesinin İİK.nun 72/2. maddesi gereğince ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmiştir. Davalı vekilinin itirazı üzerine mahkemece dosyadaki delillerin değerlendirilmesi sonucunda itirazın reddine karar verilmiştir. HMK’nın 389. maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Taraf delilleri tam olarak toplanmamış olup, taraflarca bildirilip toplanacak delillerin ve taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda varılacak neticeye göre mahkemece her zaman ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesi veya kaldırıması mümkün bulunduğundan ve tedbirin teminat karşılığında verilmiş olması da gözetilerek, bu aşamada itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkemenin ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2017 tarih ve 2017/767 esa sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2- İstinaf harçları peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 03/04/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.