Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/486 E. 2020/120 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/486
KARAR NO: 2020/120
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2017
NUMARASI: 2016/323 Esas, 2017/1294 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 22/01/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava; eser sözleşmesi gereğince bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 04/11/2014 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, düzenlenen 6 fatura karşılığında 84.960,00 TL ödenmesi gerekirken 39.320,00 TL ödendiğini, davalı şirketin 45.640,00 TL borcu kaldığını, ayrıca davalının henüz faturalandırılmamış 48.000,00 TL + KDV daha borcu bulunduğunu, fatura edilen bedelin tahsili için girişilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasında takibe itiraz edildiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında akıllı bileklik yazılımı geliştirilmesi için düzenlenen 04/11/2014 tarihli sözleşme gereği davacının edimlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin davacıya 39.320,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin 04/03/2016 tarihli ihtarname ile işin tamamlanmasını istediğini, ihtar gereği yerine getirilmediğinden sözleşmenin müvekkili tarafından feshedildiğini belirterek, davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporuna göre davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde davalının takip miktarına konu miktarda davacıya borçlu olduğu, davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirdiği ve belirlenen ücrete hak kazanmasına rağmen davalının bakiye borcunu ödemediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, sözleşme kapsamında davacı tarafça akıllı bilekliklerin yapılması taahhüt edilmesine rağmen ortada yapılmış olan bir akıllı bilekliğin bulunmadığını, mahkeme gerekçesinde davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirdiği ifade edilmesine rağmen dosyaya sunulan bilirkişi raporunda davacının yükümlülüğünü açıkça ifa ettiğine dair bir beyan bulunmadığını, yine bilirkişi raporunda yazılımın çalıştığına dair bir tespitin de yer almadığını, bilirkişi tarafından sözleşme konusu yükümlülüğün yerine getirilip getirilmediği hakkında detaylı bir inceleme yapılmadığının, bilişim uzmanı bilirkişinin yazılımın çalışırlığını kontrol veya test etmediğini, bilirkişi raporunun sadece tarafların ticari defter kayıtları incelenerek oluşturulduğunu, bu itibarla bu bilirkişi raporuna dayanarak verilen kararın yanlış olduğunu ayrıca yerel mahkeme tarafından icra inkar tazminatına hükmedildiği ancak müvekkilinin sözleşmesel edim yerine getirilmediğinden takip konusu tutarı ödemediğinden icra inkar tazminatına da hükmedilemeyeceği belirtilerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında 04/11/2014 tarihli eser sözleşmesi düzenlenmiştir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Sözleşmenin 4.1.1.maddesine göre yazılım bedeli 120.000,00 TL olup, bu bedel 4 aylık yazılım geliştirme süresinin karşılığı olarak belirlenmiştir. 4.1.2.maddesine göre, iş bedeli 10 aylık taksitler halinde ve her taksit 12.000,00 TL olacak şekilde ödenecektir. 4.2.maddeye göre fiyatlara KDV dahil değildir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında fatura alacağına istinaden 45.640,00 TL bakiye iş bedelinin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış, itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğuna ve toplam iş bedelinden 39.320TL’nin ödendiğine ilişkin ihtilaf yoktur. İhtilaf; sözleşme gereğince davacının yüklendiği akıllı bileklik yazılım işini tamamlayıp tamamlamadığı ve yüklenicinin iş bedelinin tamamına hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır. Davacı yüklenici akıllı bileklik yazılım işinin tamamını eksiksiz ve sözleşmeye uygun şekilde bitirdiği halde bakiye iş bedelini tahsil edemediğini iddia etmiş, davalı iş sahibi ise yazılım işinin sözleşme gereğince tamamlanmadığını, bu nedenle davacının bakiye iş bedeline hak kazanmadığını savunmuştur. Mali Müşavir … ile bilişim uzmanı … tarafından hazırlanan 05/06/2017 tarihli raporda; iki tarafın ticari defterlerinin delil vasfını taşıdığı, davacının 12/06/2015 tarihi itibariyle alacak bakiyesinin 45.640,00 TL olduğu, davalının takipten önce sözleşmenin edimlerini yerine getirilip getirilmediğine ilişkin somut hiçbir belge, yazışma ve ihtarlara rastlanmadığı, e-posta yazışmalarında bu yönde bir kayıt olmadığı belirtilmiştir. Raporda; bilişim uzmanı …’in dosyadaki sözleşme, e-posta yazışmaları ve davalı için hazırlanan akıllı bileklik yazılımının orjinal biçimlerinin … yazılım bilgisayarı içerisinde bizzat mahkeme duruşma salonunda incelendiği, … yazılım firmasının haklı olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Eser sözleşmelerinde işin yapılıp teslim edildiğini yüklenici; iş bedelinin ödendiğini ise iş sahibi ispat etmek zorundadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, yüklenicinin sözleşme kapsamında yerine getirdiği yazılım işinin tamamlanma oranının ne olduğu, yapılan yazılımın davalının işine yarayıp yaramadığı, eserin tamamlanma oranı itibariyle yeni yüklenicinin bu yazılımdan istifade edip edemeyeceği konusunda herhangi bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, dava konusu akıllı bileklik yazılım işinin götürü bedelli olduğu gözetilerek, yüklenici tarafından yerine getirilmesi gereken yazılımın tamamlanma oranı (işin tamamına göre % olarak) tespit edilip, belirlenen bu tamamlanma oranının sözleşmede belirlenen toplam iş bedeline oranlanmak suretiyle yüklenicinin hakettiği iş bedelinin tespiti için bilirkişilerden ek rapor alınması, tespit edilen bedelden ödemelerin düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu dayanak alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/10/2017 tarih, 2016/323 Esas, 2017/1294 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.