Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/484 E. 2020/323 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/484
KARAR NO : 2020/323
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2017
NUMARASI : 2016/744 Esas, 2017/908 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 26/02/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, fason tekstil imalatı işi nedeniyle sözlü eser sözleşmesi ilişkisine dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin davamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.Davacı yüklenici şirket, davalı şirket ile fason imalatına ilişkin süre gelen ticari ilişki nedeniyle cari hesap alacağı bulunduğunu ileri sürerek tahsili için yapılan takibe davalı tarafından haksız olarak kısmen itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı iş sahibi şirket ise, ürünlerin termin programına uyulmadan geç teslim edildiğini, gecikme nedeniyle oluşan zararlara karşılık reklamasyon (iade) faturası kestiklerini, borcun 2.850,34 TL’sini kabul ederek icra dairesine ödediklerini, kalan miktarı kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, defter incelemesi yapan Mali Müşavir bilirkişi raporu hükme esas alınarak, tarafların ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tutarı kadar alacaklı bulunduğu, davalı tarafından düzenlenen iade faturalarının davacı defterine kaydedilmeden davalıya iade edildiğini belirterek davanın kabulüne ve takibe itiraz edilerek davacının alacağını geç almasına sebebiyet verildiğinden bahisle inkar tazminatına mahkum edilmesine dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı iş sahibi şirket vekili istinaf talebinde özetle; tanıkları dinlenmeden karar verildiğini, hükme dayanak bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, mahkeme karar gerekçelerinin hatalı olduğunu, gecikme nedeni dışında başka sebeplerle de iade faturası kestiklerini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasında fason imalatı nedeniyle eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilafsızdır. Davacı yüklenici bakiye bedel alacağı için takip talebinde bulunmuş; davalı taraf ise, işin geç teslim edilmesi ve sair sebeplerle zarara uğradıklarını belirterek iade faturası kestiklerini belirterek ve borcun 2.850,34 TL’sini kabul ederek iade faturası tutarınca kalan borçtan sorumlu olmadıklarını savunmuştur. Mahkemece sadece defter incelemesi yapılarak ve iade faturasının davacı defterinde kayıtlı olmaması nedeniyle davacının takip miktarınca alacaklı olduğu belirterek davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık işin geç teslim edilip edilmediği, edilmiş ise kimin sorumlu olduğu ve varsa zarar miktarına ilişkindir. Davalı geç teslim dışında da sair sebepler ile de iade faturaları düzenlediklerini iddia etmiş, ancak mahkemece defter incelemesi ile yetinilerek sonuca gidilmiştir.Eser sözleşmesinde yüklenicinin bedele hak kazanabilmesi için işi sözleşme ve varsa eklerine, fen ve sanat kurallarına, iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak imal edip kararlaştırılan şekilde, belirlenen yer ve zamanda iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Davalı iş sahibi işin geç teslim edilmiş olduğu, sözleşmenin 4.9 maddesinde ayıp ihbarının süreyle bağlı olmaksızın yapılabileceği, e-mail yazışmalarıyla ayıp ihbarında bulunulduğu ve sair sebepler belirtilerek iade faturası düzenlediklerini iddia etmiştir. Mahkemece davalı tarafça ileri sürülen bu iddia ve sebepler hiç incelenip değerlendirilmemiştir. Öyleyse, mahkemece bu hususlar üzerinde durulup, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle iade faturasında belirtilen sebepler, gösterilen miktar ve tutarlar da araştırılarak davalının herhangi bir zararının bulunup bulunmadığı usulünce belirlenmeli ve bu talep kapsamında bir zararının bulunduğunun tespit edilmesi halinde talep edilen bedelden düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna uygun yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2017 tarih, 2016/744 Esas, 2017/908 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.