Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/445 E. 2018/336 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/445
KARAR NO : 2018/336
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2018
NUMARASI : 2017/731 Esas,
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 27/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, davalı tarafa borçlu olmadığının tesbiti, senetlerin iptali ve borçlu olmadığı halde ödenen paranın iadesi talebine ilişkindir.
Davacı vekili dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin gerçekte davalı şirketten herhangi bir mal veya hizmet alımı olmadığı halde Ortaklar Anlaşması’ndan önce davacı şirketin tek sahibi ve temsilcisi dava dışı …nün davalı şirket lehine muvazalı ve hileli yüksek bedelli zararlandırıcı işlemler yaptığı ve senetler düzenlendiğini belirterek müvekkili şirketin maddi hukuk anlamında davalıya borçlu olmadığının tesbiti, davacı şirketin eski tek ortağı ve yöneticisi olan… tarafından olmayan bir borç için kötü niyetli olarak şirketi zarara uğratmak amacıyla düzenleyip davalıya verdiği toplam 10.615,564 TL bedelli muhtelif senetlere konu olan bir borcun bulunmadığına, dava tarihi itibariyle davalı şirket lehine düzenlenen toplam 7.599,922 TL bedelli 40 adet senedin iptaline, borç olmadığı halde dava tarihine kadar davalıya ödenen toplam 3.015.642,00-TL’nin iadesine, henüz ödenmemiş toplam 37 adet senedin tahsilinin, devrinin ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması ile İstanbul ..İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında takibe konulan toplam 556.168,46-TL tutarındaki senetler yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle, davaya konu alacağın bir kısmının davalı şirket ortaklarından …’na ait arsa satışı karşılığı verilen senetler olduğu, bir kısmının ise, arsa satılmadan önce davalı şirketler grubundan …Tic. Ltd.Şti. tarafından yapılan Genel Alt Yapı çalışmaları karşılığı, kalan kısmının ise bu arsaya davalı şirket tarafından yapılan inşaat nedeniyle verildiğini belirtilerek davanın reddi ile %40 icra inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi mahkemece, 25.01.2018 gün ve 2017/731 Esas sayılı ara kararı ile, davacı tarafça ileri sürülen ihtiyati tedbir taleplerinin 11.08.2017, 08.09.2017 ve 14.11.2017 tarihlerinde yerinde görülmediğinden reddedildiği bu kez Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuya ilişkin soruşturma dosyasına dayanılarak talepte bulunulmuş ise de dosya kapsamı, mevcut delil durumu, iddia ve savunmalar, anılan soruşturma dosyası birlikte değerlendirildiğinde iddianın yargılamayı gerektirdiği ispat ve kambiyo hukuk kuralları da nazara alındığında ve ayrıca HMK’nın 389 ve müteakip maddelerinde düzenlenen ihtiyatı tedbir yasal şartları oluşmadığından, İİK’nın 72. maddesi gereğince de davacının alacağının ödenmesinin tedbiren durdurulmasına yönelik talebi de uygun görülmediğinden reddine dair verilen karar davacı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinafında özetle, taleplerinin HMK ve İİK 72. maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiği belirtilerek, gerekirse tüm senetlerin miktarının tamamı oranında teminat karşılığı, “icra takibine konu edilmeme” veya “icra takibine konulmaması ve konu edilmesi halinde durdurulması” ile “Mahkeme kasasına alınması” yönünde ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Dava, İİK’nın 72. maddesi kapsamında menfi tespit, senetlerin iptali ve bedeli ödenen senetler yönünden ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup, dosya kapsamına ve özellikle muhatapları hakkında dava ve takibe konu senetler yönünden dolandırıcılık ve sahtecilik fiilleri yönünden suç duyurusunda bulunulmuş olmasına göre henüz ödenmeyen senetler yönünden İİK’nın 72/2 maddesi hükmüne göre %15’den aşağı olmamak üzere teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması ve takibe konulan senetler yönünden ise İİK’nın 72/3 maddesi hükmüne göre çoğun içinde az da vardır ilkesi uyarınca gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15 aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde davanın tarafları dışındaki 3. Kişiler hariç, başka bir deyişle tarafları açısından geçerli olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğinden yerel mahkeme kararının kaldırılarak açıklanan şekilde değerlendirme yapılıp karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2018 Tarih, 2017/731 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.