Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/438 E. 2019/1325 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/438
KARAR NO : 2019/1325
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2017
NUMARASI : 2015/750 Esas, 2017/1329 Karar
DAVANIN KONUSU: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 31/10/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dilekçe ve beyanlarında özetle; tarafların, davalıya ait … isimli restoranın Etiler ve Ataşehir şubelerinin mobilya ve dekorasyon işlerini yapmak üzere anlaştıklarını, karşılığında davalının müvekkiline 10.000 TL ve 40.000 TL bedelli çekler verdiğini, proje boyunca tüm iletişimin müvekkilinin anlaşmalı iç mimarı … ve davalı şirket yetkilisi….arasında gerçekleştiğini, keşif için Etiler şubesinde fotoğraflar çekilerek çalışma yapıldığını, daha sonra işe başlandığını, 10.000 TL’lik çek bedelinin ödendiğini, ancak 40.000 TL bedelli çek için bankaya gidildiğinde çekin çalıntı olduğundan bahisle ödeme yapılmadığını, çalıntı çeke ilişkin olarak yapılan ceza soruşturması sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini, bu süreçte çek aslı savcılıkta olduğu için davalı hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhinde %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ve beyanlarında özetle; … isimli restoranın Etiler şubesinin müvekkiline değil dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ne ait olduğunu, … Tic. Ltd. Şti. yetkilisi … dava dışı mimar … ve … ile restoranın Etiler şubesinin dekorasyon işlerini yapmak üzere anlaştıklarını, teklif formu incelendiğinde de anlaşmanın dava dışı … ile yapıldığının görüleceğini, davacı şirketin isminin hiçbir yerde geçmediğini, anlaşma gereği …’ya verilmek üzere …ye 8.500 TL ödeme yapıldığını, daha sonra….nun talepleri doğrultusunda 2 adet 6.000 TL bedelli çekin dava dışı firmalar lehine, 10.000 TL bedelli çekin de davacı şirket lehine düzenlenerek …ye verildiğini ancak hiçbir şekilde 40.000 TL bedelli çekin teslim edilmediğini, daha sonra … ile aralarının bozulduğunu bildirmesi üzerine 40.000 TL olarak keşide edilen çekin işin tesliminden sonra verileceğinin …ye bildirildiğini ve çekin defter arasına konulduğunu, daha sonra çalındığını, dekorasyon işinin ise yarım bırakıldığını ve ayıplı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda 14/12/2017 tarihli karar ile; “… eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda akdî ilişkinin varlığı ile yapılıp teslim edilen işleri kanıtlama yükümlülüğünün yükleniciye, ödemeleri ispat yükümlülüğünün ise iş sahibine ait olduğu, taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme, teklif formu vs bulunmadığı, davacı tarafça sunulan ve davalı tarafça açıkça kabul edilmeyen e-posta ve whatsapp yazışmalarının delil olarak kabul edilemeyeceği, davalı tarafça sunulan teklif formunda sadece …isminin yer aldığı, davacı tarafça Ataşehir şubesine ait herhangi bir delil sunulmadığı, Etiler Şubesine ait keşif fotoğraflarını içeren CD ve kroki sunulmuş ve daha önce hem davalı şirketin hem de …Ltd. Şti. yetkilisi olan …kolluk beyanında restoranın Etiler Şubesinin dekorasyon işi için … ve dolaylı olarak davacı şirket ve farklı firmalarla 85.000 TL bedelle anlaşma sağlandığını beyan etmiş ise de ise de, öncelikle restoranın Etiler Şubesinin davalı şirkete ait değil dava dışı ….Ltd. Şti.’ne ait olduğu, bunun yanında 40.000 TL bedelli çekin davacı şirket lehine düzenlendiği görülmüş ise de iş bu davaya konu icra takibinin çeke dayalı değil faturaya dayalı bir takip olduğu, çekin sebepten bağımsız kambiyo senedi niteliğini haiz olduğu, davalı tarafça söz konusu çekin Etiler şubesi dekorasyon işi için …ya verilmek üzere düzenlendiğinin ileri sürüldüğü, davacı tarafın bunun aksini ispatlayacak bir delil sunamadığı, davalı şirkete kendisine ait olmayan bir restoranın dekorasyon işi için ödeme sorumluluğunun yüklenemeyeceği, kaldı ki aksi düşünülse bile Etiler Şubesi deokrasyon işinin tamamlanıp teslim edildiğine ilişkin olarak da davacı tarafça herhangi bir delil sunulmadığı, faturada sadece ‘deokrasyon’ açıklaması bulunduğu, bu nedenle keşifle dahi iddianın ispat edilemeyeceği, davacı tarafın 40.000 TL bedelli çeke ilişkin olarak takip yapmakta ve dava açmakta serbest olduğu, dolayısıyla davanın sübuta ermediği” gerekçesiye “davanın REDDİNE” şeklinde karar verildiği görülmüştür.Davacı vekili 12/02/2018 tarihli istinaf dilekçesi ile; Dava dosyasına sunmuş oldukları faturalar ve çekten de görüleceği üzere davacı müvekkili şirketin davalılardan alacaklı olduğuna dair belge ve delillerin mevcut olduğunu, ayrıca müvekkili şirkete vermiş olduğu 06/12/2014 vade tarihli çekten de müvekkili şirketin davalılardan alacaklı olduğunun açıkça ortada olduğunu, davalı tarafın ilgili çekte bulunan imzanın kendisine ait olmadığına dair asılsız imza itirazında bulunduğunu, imzanın davalı tarafa ait olduğuna dair bilirkişi raporunda ortaya çıktığını, davalı tarafça verilen çekin müvekkilin alacaklı olduğunun açıkça delili olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dava; taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.Davacı yüklenici,davalı ise iş sahibidir. Dosya kapsamında bulunan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davacı-yüklenici tarafından davalı-iş sahibi aleyhinde 01.11.2014 tarihli 59.000TL ‘lik faturadan kalan 40.000TL ‘lik bakiye alacağa ilişkin olarak 40.000 TL asıl alacak ve 1.280,27TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.280,27TL alacağın tahsili için 13.02.2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalı-iş sahibi şirketin vekili aracılığı ile icra dosyasına sunduğu 25.02.2015 tarihli dilekçesi ile borca, takibe ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine takibin durdurulduğu,iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Dosya kapsamında bulunan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/22100 soruşturma sayılı evrakında; şikayetçi davalı … vekilince İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen 18.11.2014 tarihli şikayet dilekçesi ile … A.Ş Elmadağ Şubesi Hesabına bağlı … seri nolu çek yaprağının müvekkili … işletmeciliğini yaptığı … Mahallesi … Cad. No … Beşiktaş/İSTANBUL adresinde faaliyet gösteren … isimli iş yerinden çalındığını belirterek şüphelilerin bulunarak cezalandırılmalarının talep edildiği, bu şikayet dilekçesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şüpheliler … ile … hakkında soruşturma başlatıldığı,şikayetçi …’nin kollukta verdiği 25.12.2014 tarihli ifadesinde “… Bundan bir kaç ay önce … Mahallesi … Cad. No … Beşiktaş/İSTANBUL adresinde faaliyet gösteren … isimli işyerinin tadilatı için iç mimar olan … isimli şahısla anlaştık, anlaşma gereği iş yerini mobilya işi için … olmak üzere… ile toplam 85.000 TL’ye anlaştık, anlaşma gereği iş yerinin mobilya ve havalandırma işlerini yapacaktı, .. anlaşma yaptıktan sonra işlerin bir kısmını tamamladı, kendisi benden… isimli işimde yaptırdığı mobilya karşılığında anlaşma gereği bende 50.000 TL istedi, ben de kendisine henüz işlerin tamamlanmaması nedeniyle …’ın yanında çalıştığını söylediği ismini … olarak bildiğim şahsa 10.000 TL lik çek verdim, diğer kalan 40.000 TL li tutarlı çeki de yazdım, ancak kendisine teslim etmedim ve işler tamamlandığı zaman teslim edeceğime … ‘a söyledim sonraki günlerde yazmış olduğum ve iş yerinde defter arasına koyduğum çekin şikayet tarihinden 3 ya da 5 gün önce yerinde olmadığını görünce aradım, ancak bulamadım, bu yüzden avukatım aracılığı ile çekin çalındığına dair İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2014/151019 soruşturma numarası ile müracaat ettim….”şeklinde, …’ın kolukta verdiği 23.12.2014 tarihli ifadesinde “…ben şahsıma ait… isimli şirketin sahibiyim işim gereği … şirketi ile daha önce iki kez ticaret yaptım, ticaret amacıyla bu şirketten tahsilatı genel olarak çek ile yapmaktayım, bu şirket ile birkaç ay önce toplamda 50.000 TL lik ürün satışı ve teslimatı gerçekleşti, bunun karşılığında … numaralı … adına 10.000 TL lik ve … numaralı …k adına 40.000 TL lik çek aldık, 10.000 TL lik çekin vadesi geldiğinde bankadan tahsil ettik, ancak diğer çeki de 01.08.2014 günü kredi karşılığında takas için … Kadason Şubesi’ne verdik, daha sonra çeki … şirket isimli yerden yapmış olduğumuz ticaret karşılığında aldık, çeki dolu teslim aldık, bu çek ile ilgili işlemleri beraber çalıştığımız … bey yapmaktadır, bahse konu çeki firmadan o teslim almıştır…” şeklinde … ‘ nun kollukta verdiği 23.12.2014 tarihli ifadesinde “…işim gereği … Şirketinde danışma mimar olarak çalıştım, 01.05.2014 günü … isimli şirket ticaret yaptığı …şirketi ile yaptığı iş nedeniyle tahsil etmesi gereken toplam 50.000 TL tutarında tahsilat karşılığında …bank adına 10.000 TL lik ve … numaralı … adına 40.000 TL lik çekleri firma sahibi olan… teslim aldım ve … isimli şirkete teslim ettim, ancak bahse konu çeklerden 40.000 TL lik çekin çalıntı olduğunu öğrendim, ayrıca bu şirket dekorasyon ve mimarlık işi için ilave 4 adet sandalye daha sipariş etti, 10.11.2014 tarihinde siparişlerin karşılığını peşin olarak alıp şirkete teslim ettik, ayrıca bu iş yeriyle ilgili iş yapılmadan önce yapım aşaması ve sonrası fotoğraflama yapılmıştır, bahse konu çek üzerinde hiçbir imza ve yazı bana ait değildir…” şeklinde ifade verdiği,İstanbul CBS tarafından yapılan soruşturma sonunda 05.03.2015 tarih, 2015/21656 karar sayılı karar ile “29.12.2014 tarihli kriminal rapora göre çek üzerindeki imzaların… ait olduğunun ve çekin hakiki olduğunun belirlendiği bütün bu bilgiler dikkate alındığında ortada hukuki bir ihtilaf olduğu çekin gerçek olup sahte olmadığı atılı suçların işlendiğinde dair savunmanın aksini görür delil bulunmadığı anlaşıldığından şüpheliler … hakkında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,şikayetçi… tarafından yapılan itiraz üzerine evrakın İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderildiği İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin 05.06.2015 tarih, 2015/1418 D.iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, bu suretle kararın kesinleştiği görülmüştür. Dosya kapsamında bulunan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında;davalı-işsahibi .. ŞİRKETİ’nin adresinin Ataşehir,şirketi temsile münferiden yetkilisinin …olduğu,dava dışı … ŞİRKETİ’nin adresinin Etiler,şirketi temsile münferiden yetkilisinin ….olduğu, Kozyatağı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün cevabi yazısından … isimli restoranın Ataşehir şubesinin davalı … ŞİRKETİ’ne, … isimli restoranın Etiler şubesinin ise dava dışı …. ŞİRKETİ’ne ait olduğunun belirtildiği görülmüştür.Dosya kapsamından ve taraf beyanlarından, davacı tarafça Ataşehir’deki … isimli iş yerinde bir takım tadilat ve onarım işlerinin gerçekleştirildiği ve bunun karşılığında iş sahibi davalı şirket tarafından davacı yükleniciye 10.000 TL ödeme yapıldığı anlaşılmış olmakla Ataşehir’deki iş yeri için taraflar arasında akdi ilişkinin olduğunun kabulü gereklidir. İhtilaf; Etiler’deki … isimli iş yerine ilişkin olarak taraflar arasında akdi ilişki kurulup kurulmadığı ve akdi ilişki kurulmuş ise davacı yüklenicinin talep edebileceği iş bedelinin ne olduğu noktasında toplanmaktadır. Davalı iş sahibi yetkilisi …. ile davacı şirketin mimarı olarak görev yapan … ve davacı şirket sahibi … savcılık soruşturması dosyası kapsamında kollukta verdikleri ifadeler ile davalı şirket ile dava dışı … Şirketinin tek hissedarı ve münferit imzaya yetkili kişinin … olduğunu gösterir ticaret sicil kayıtları göz önüne alındığında bu iki şirket arasında “organik bağ ” bulunduğu anlaşılmış olmakla davanın tarafları arasında Etiler’deki iş yerindeki tadilat ve onarım işlerine yönelik olarak da akdi ilişki kurulduğu ancak bedelin ihtilaflı olduğu sonucuna varılmıştır. Hal böyle olunca; mahkemece davalı şirket ile dava dışı Uveb şirketi arasındaki organik bağ ve davalı şirket yetkilisi ile davacı şirket sahibi ve davacı şirket mimarının kollukta verdikleri beyanlar gözetilerek taraflar arasında Etiler’deki iş yerine ilişkin olarak ta akdi ilişki kurulduğu kabul edilerek yapılan işin ve değerinin, varsa ayıplı ve eksik işin ve değerinin belirlenmesi sonucu esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken bu hususlar düşünülmeden ve hiç değerlendirilmeden taraflar arasında akti ilişki kurulmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2017 tarih, 2015/750 Esas, 2017/1329 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.