Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/423 E. 2019/1323 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/423
KARAR NO : 2019/1323
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2017
NUMARASI : 2017/297 Esas, 2017/1319 Karar
DAVANIN KONUSU: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 31/10/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 25/11/2016 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin taraflar arasında imzalanan TEMEL İÇİ BORULAMA İŞLERİ SÖZLEŞMESİ kapsamında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, hizmeti ifa ettiğini ve hizmete ilişkin olarak kestiği 01.05.2016 tarih, 26.926.01 TL bedelli ve 01.08.2016 tarih 1.239,00 TL bedelli 2 adet faturayı davalıya gönderdiğini, davalının bu fatura bedellerini ödememesi üzerine davalı aleyhinde Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı hakkında % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği, bu dava dilekçesinin Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1067 Esasına kaydedildiği görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesi ve beyanlarında özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 04/09/2015 tarihli TEMEL İÇİ BORULAMA İŞLERİ SÖZLEŞMESİ imzalandığını, sözleşmenin 36.maddesinde herhangi bir ihtilaf halinde İstanbul Anadolu mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığını, bu madde gereğince davanın yetkisiz mahkemede açıldığından usulden reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak da davacının sözleşmenin 21.6 maddesi gereğince onaylanmış hakediş faturasının müvekkili şirkete imza karşılığı teslim edildikten sonra hakediş bedelinin ödeneceğinin belirtildiğini ancak davacının bu hususta dosyaya bir belge sunmadığını yine sözleşmenin 21.7 maddesi uyarınca müvekkili şirketin alacaklı olması durumunda müvekkili şirketin yapacağı ödemelerden mahsup etme hakkına sahip olduğunu, davacının müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı olmadığının ispatı gerektiğinin açık olduğunu, müvekkili şirketin icra takibine kötü niyetli olarak itiraz etmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 03/02/2017 tarihli karar ile; davalının yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna karar verildiği, bu kararın kesinleşmesi üzerine dava dosyasının İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/297 Esasına tevzi edildiği görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sonunda 12/12/2017 tarihli karar ile; ” Açılan davanın KABULÜ ile; Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın İPTALİNE, takibi kaldığı yerden aynen devamına, Alacağın faturaya dayalı likit olması nedeni ile itirazında haksız olduğu anlaşılan davalıdan hükmedilen meblağ üzerinden hesaplanacak % 20 oranında icra inkar tazminatının alınıp davacıya VERİLMESİNE, ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.Davalı yüklenici vekili 21/12/2017 tarihli istinaf dilekçesi ile; sözleşmede İstanbul Anadolu mahkemeleri ve icra daireleri yetkili kılındığı ve icra takibinde yetkiye yönelik itiraz ettikleri halde icra takibine ilişkin yetki itirazları hiç değerlendirilmeksizin takibin Küçükçekmece İcra Müdürlüğünde devamına karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin haklı itirazına karşın itirazında kötü niyetli olduğu gerekçesiyle icra inkar tazminatlarına mahkum edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin 21.6.maddesi gereğince davacının fatura tutarlarını imza karşılığı müvekkili şirkete teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini belirterek eksik incelemeye dayalı ve hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, haksız bir şekilde yetkisiz icra müdürlüğünde açılmış takibe itirazlarının kabulü ile, takibin iptaline ve davacı aleyhinde %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dava; taraflar arasında imzalanan 04/09/2015 tarihli TEMEL İÇİ BORULAMA İŞLERİ SÖZLEŞMESİ kapsamında fatura alacağına dayalı yapılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 04/09/2015 tarihli TEMEL İÇİ BORULAMA İŞLERİ SÖZLEŞMESİ TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında olup davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Küçükçekmece… İcra müdürlüğünün …Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında 01/05/2016 tarih, … sıra numaralı 26.926.01 TL bedelli ve 01.08.2016 tarih 1.239,00 TL bedelli 2 adet faturaya istinaden toplam 27.115,01-TL alacağın tahsili için 01/11/2016 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalı iş sahibinin vekili aracılığıyla icra dosyasına sunduğu 07/11/2016 tarihli dilekçesi ile “talep edilen bakiyenin tahsiline yönelik başlatılan iş bu icra takibine ilişkin olarak borca, faize, faiz oranına, yetkiye ve bütün ferilerine şirketimiz adına itiraz ediyoruz” şeklindeki beyanla itiraz ettikleri, bu itiraz üzerine takibin durdurulduğu, iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; icra takip dosyasına yetki yönünden itiraz ettikleri halde bu itirazları değerlendirilmeksizin yargılamanın sonuçlandırılarak yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takibin devamına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.Hal böyle olunca, davalı vekilince icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde yetkiye de itirazı bulunduğundan yerel mahkemece bu husus hiç değerlendirilmeden olumlu yada olumsuz bir karar tesis edilmeden esas hakkında karar verilmiş olması isabetsiz olduğundan davalı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin mahkeme kararının kaldırılarak belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarih, 2017/297 Esas, 2017/1319 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.