Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/406 E. 2020/105 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/406
KARAR NO: 2020/105
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2017
NUMARASI: 2014/751 Esas, 2017/797 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/01/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, alüminyum, cam ve bina dış giydirme yapım işini konu alan sözlü eser sözleşmesi ilişkisine dayalı, cari hesaptan kaynaklanan ve faturaya bağlanmış iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Mahkemece, dosya kapsamı ve bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulü ile, takibin 29.771,00 TL’nin %11,75 değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına, 5.954,00 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı şirket vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir. Davacı taşeron şirket, kararlaştırılan işlerin tam ve eksiksiz olarak tamamlanıp süresinde teslim edildiği halde bedel alacağının ödenmediğini belirterek, tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürmüş; davalı yüklenici şirket ise, işin eksik ve ayıplı olarak yapıldığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, tarafların ticari defter kayıtlarında alacağın varlığının kabul edildiğini, eksik ve ayıpların usulünce belirlenip, davacı tarafa süresinde ihbar edilmediğini belirterek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı yüklenici şirket vekili istinaf talebinde özetle, davacı tarafından İzmir Özel Bankacılık Şubesi ile Yalova Şubesi’ndeki işlerin eksik ve ayıplı olarak yapıldığını, eksik ve ayıpların fotoğraflarla tesbit edilip, mail yazıları ile davacı tarafa usulünce bildirildiği halde bunların giderilmediğini, davacı tanık beyanlarının gerçekle örtüşmediğini, asıl işveren tarafından müvekkili aleyhinde 15.595,56 TL nefaset kesintisi yapıldığını, ancak bunun mahsup edilmediğini, taraflarca talep edildiği halde mahallinde keşif yapılmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasında, davalı şirketin yüklenicisi olduğu dava dışı … bankasına ait bazı banka şubelerinin yapım ve dekorasyon işlerinden bir kısmının taşeron olarak davacı şirket tarafından yapılması konusunda sözlü eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ve takiple istenen dava konusu iş bedelinin tutarı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, işin eksik ve ayıplı olarak yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ayıplı hususların usulüne iş sahibi şirkete bildirilip bildirilmediği noktasındadır. Eser sözleşmesinde işin eksik ve ayıplı olarak yapıldığı ve bunların usulünce yüklenici şirkete bildirildiğinin ispat yükü iş sahibine aittir. İş sahibi eseri teslim alır almaz olağan akış süresinde işi gözden geçirerek varsa eksik ve ayıpları belirleyip (veya tesbit ettirip) bunları makul sürede, derhal yükleniciye bildirmekle sorumludur. Aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Somut olayda, işlerin İzmir Şubesi ve Yalova Şubesinde yapıldığı, tanık anlatımları, mail yazışmaları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde eksik ve ayıplı işlerin davacı taşeron şirkete bildirildiği ve yine tanık beyanlarına göre İzmir Şubesi’ndeki eksik ve ayıplı hususların kısmen giderildiği Yalova Şubesi’ndeki eksik ve ayıpların ise tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamaya göre, eksik ve ayıplı işlerin yükleniciye süresinde ve usulünce bildirildiği kabul edilerek, işin yapıldığı İzmir ve Yalova şubelerinde bilirkişi mearifetiyle ve keşfen inceleme yapılarak, davalı tarafça bildirilen eksik ve ayıplı işlerin saptanması, bedelinin ise yapıldığı yılın piyasa rayiçleriyle belirlenmesi, belirlenen bu bedelin hükmedilen alacaktan mahsup edilerek sonucuna uygun yeniden hüküm kurulması gerekirken, işin eksik ve ayıplı yapıldığına yönelik davalı savunmasına ilişkin hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan, yazılı şekilde davanın kabulüne dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına aykırı olduğundan kararın kaldırılarak, açıklanan şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2017 tarih, 2014/751 Esas, 2017/797 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.