Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/403 E. 2020/277 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/403
KARAR NO: 2020/277
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2017
NUMARASI : 2014/364 Esas, 2017/834 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 19/02/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, davalı … İnşaat’a TOKİ tarafından ihale edilen toplu konut inşaatlarındaki dairelerin pvc pencere ve kapı imalat, montajı işlerinin davacı şirketçe taşeron olarak yapılması konusunda taraflar arasında 17.06.2010 tarihli yazılı eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği 2 adet B1 tipi Blok, 4 adet CY tipi Blok , 18 adet DY tipi Blokta yer alan dairelerin pvc pencere, kapı doğramaları, kör kasaları, alüminyum rüzgarlık kapıları ve blok giriş kapılarının yapımı işlerinin müvekili şirket tarafından üstlenildiğini, davalı iş sahibinin ise müvekkilinin yapacağı bu işlerin bedeli olarak toplam 715.000,00 TL ödeme taahhüdünde bulunduğunu, davalının her hak edişin %39’unu gayrimenkul vermek suretiyle, kalan %61’in %25’ini nakit ve %75’ini 30, 60, 90 gün vadeli çekler ile ödemeyi taahhüt ettiğini, gayrimenkul olarak ifa edilecek kısım için her biri 17.06.2010 tarihli 5 adet gayrimenkul satış sözleşmesi ve teknik yapı şartnamesi başlıklı sözleşmeler yapıldığını, bu sözleşmelerde davalı tarafın Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi, … ada, … nolu parselde inşa edeceği … Plazadaki …, …, …, …, … bağımsız bölüm numaralı dairelerin müvekkili şirkete devredileceği, devir ve teslim süresinin 20 ay olarak kararlaştırıldığı, davacı müvekkilinin sözleşmeler gereği tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının ödemeleri eksik yaptığı gibi devir ve teslimini taahhüt ettiği gayrimenkulleri devretmediğini, 27.12.2012 tarihli noter ihtarnamesi ile müvekkilinin ödeme olarak taahhüt edilen 5 adet gayrimenkulün devir ve tescilini talep ettiğini, müvekkilinin bakiye alacağının gayrimenkul devir ve tescili ile ödenmesinden vazgeçtiğini, bakiye alacağın nakit ödenmesi için huzurdaki davanın açılması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla tüm alacağın şimdilik 50.000,00-TL’lik kısmının işin bitirilmesinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı vekiline davasını tam dava olarak açıklaması ve buna göre noksan peşin harcı ikmal etmesi için süre verilmesi üzerine davacı vekili ara karar gereği, davanın tam değerinin 424.500,00 TL olduğunu bildirerek eksik harcı tamamlamıştır. Davalı vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince müvekkilinin nakdi borçlarını ödediğini, çeklerin de ibraz edildikleri tarihlerde ödendiklerini, gayrimenkul verme borcunu ise, anılan gayrimenkulleri davacı tarafın talebi üzerine dava dışı üçüncü şahıslara devretmekle yerine getirdiklerini, bu durumun 03.02.2011 tarihli sözleşmede taraflarca kararlaştırıldığını, … nolu dairenin …’e, …, …, … nolu dairelerin …’e satıldığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ayrıca, dava konusu yerde kat irtifakı kurularak ada, parsel değişiklikliği yapıldığını, 03/02/2011 tarihli sözleşme ile davacı … tarafından satılan ve sözleşmede … nolu daire olarak geçen taşınmazın … bağımsız bölüm numarasını alarak … tarafından …’e satıldığını, sözleşmede … nolu daire olarak geçen taşınmazın tapuda … bağımsız bölüm numarasını alarak … tarafından …’e satıldığını, sözleşmede … nolu daire olarak geçen taşınmazın tapuda … nolu bağımsız bölüm numarasını alarak … tarafından …’e satıldığını, sözleşmede … nolu daire olarak geçen taşınmazın tapuda … bağımsız bölüm numarasını alarak … tarafından …’e satıldığını, sözleşmede geçen ve davacıya verilmesi taahhüt edilen … nolu dairenin bilahare … nolu daire olarak kararlaştırıldığını ve davacıya satıldığını, davacının da sözleşme ile bu daireyi …’a sattığını, … tarafından …’a satıldığını, bu dairenin sonrasında … nolu bağımsız bölüm numarasını aldığını ve … tarafından …’e satıldığını, 03/02/2011 tarihli sözleşmede belirtilen bağımsız bölüm numaralarının uygulama projesine göre yapıldığını, taşınmaz üzerinde Kat Mülkiyeti Kanunu gereği belediye tarafından bağımsız bölüm numaralarının değiştirildiğini belirtmiştir. Mahkemece davacı taşeronun gayrimenkul devri suretiyle ödenmesi kararlaştırılan dava konusu bakiye iş bedeli alacağının, davacının bu gayrimenkulleri üçüncü kişilere satarak parasını alması nedeniyle davacının isteği doğrultusunda davalı tarafından üçüncü kişilere tapuda devri sureti ile ödenmiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin edimini ifa ettiğini ve sözleşmedeki bedele hak kazandığını, davalı iş sahibinin sözleşme bedelini ödediğini ispat etmekle yükümlü olduğunu; davalı işsahibinin sözleşmenin 5.maddesi gereği nakit ve çek olarak ödemeyi taahhüt ettiği %61’lik yani 436.150,00 TL’lik kısım için yalnızca 280.500,00 TL ödeme yapmış olduğunu, davalının bunun dışında bir ödeme yapıldığını ispat etmek zorunda olduğunu; kapanış tasdikleri olmayan davalı defterlerinin delil olma vasfını haiz olmadığını; 03/02/2011 tarihli sözleşmenin geçersiz olup imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, bir an için müvekkili şirket tarafından imzalanmış olduğu düşünülse dahi resmi şekilde yapılmadığı için geçerli olmadığını; bu hususun ne kararda ne de bilirkişi raporlarında incelenmediğini; müvekkili şirketin davalı şirkete taşınmazların üçüncü kişilere devrine ilişkin bir talimatı olmadığı gibi alacağını bu kişilere temlik ettiğine dair beyan ve ihbarının bulunmadığından …’in gayrimenkulleri … ve …’e devretmesinin müvekkili şirkete olan edimini sona erdirmediğini; davalı şirketin gayrimenkul devirlerini, 03/02/2011 tarihli sözleşmede yer almayan kişilere yaptığını; devirler sözleşmeler arasındaki tarihlerde öncelik sonralık yanlışlığı bulunduğunu; 03/02/2011 tarihli sözde sözleşme uyarınca yapılan satış neticesinde … İnşaat satış bedeli aldığına göre alınan paranın müvekkili şirkete iadesi gerektiğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini; 03/02/2011 tarihli sözleşmede … numaralı daire yer almadığından davalı tarafın bu gayrimenkulü müvekkili şirkete devretmesinin sözleşmesel zorunluluk olduğunu; gayrimenkul satışı sıkı şekil şartlarını haiz iken davalı tarafça geçersiz belgelerle gayrimenkul devirleri yapıldığını ve müvekkili şirkete haber dahi verilmeden alacağından mahsup edildiğini belirterek öncelikle kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında düzenlenen 17/06/2010 tarihli taşeronluk sözleşmesi gereğince davacı şirket, davalının ihale ile aldığı TOKİ bünyesindeki İstanbul ili, Kayabaşı … Bölgede inşa edilmekte olan inşaatın PVC pencere, kapı imalat ve montajı işlerini taşeron olarak yapmayı üstlenmiş olup, sözleşmeye göre götürü 715.000,00 TL olarak kararlaştırılan iş bedelinin % 39’unun gayrimenkul verilmek suretiyle, kalan % 61’in % 25’inin nakten, % 75’inin 30,60,90 gün vadeli çeklerle ödeneceği kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında 17/06/2010 tarihli ve 198 – 268 – 270 – 271 – 196 nolu bağımsız bölümlere ilişkin 5 adet satış sözleşmesi ve teknik yapı şartnamesi düzenlenmiştir. … Ltd.Şti ile … ve … arasında düzenlenen 03/02/2011 tarihli adi yazılı sözleşme ile, … İnşaat tarafından …’e verilen Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi, … ada, … parseldeki … nolu dairenin …’e, …, … ve … nolu dairelerin …’e … tarafından satıldığı, dairelerin alınarak dairelerin bedellerinin …’e ödendiği belirtilmiştir. Tapu Müdürlüğü kayıtlarına göre kat irtifakı tesisi ile … nolu bağımsız bölümün davalı … A.Ş adına kayıtlı iken, 20/02/2013 tarihinde …’e satıldığı, … nolu bağımsız bölümün davalı … A.Ş adına kayıtlı iken, 31/10/2012 tarihinde …’e satıldığı, … nolu bağımsız bölümün davalı …A.Ş adına kayıtlı iken, 31/10/2012 tarihinde …’e satıldığı, … tarafından 21/11/2013 tarihinde …’e satıldığı, … nolu bağımsız bölümün davalı … A.Ş adına kayıtlı iken, 31/10/2012 tarihinde …’e satıldığı, … nolu bağımsız bölümün davalı …A.Ş adına kayıtlı iken, 13/09/2012 tarihinde …Ltd.Şti’ne satıldığı, adı geçen şirketin 21/09/2012 tarihinde aynı taşınmazı …’e sattığı, …’in 08/11/2012 tarihinde trampa sureti ile taşınmazı davalı … A.Ş ‘ye devrettiği, davalının 09/11/2012 tarihinde taşınmazı …’e sattığı anlaşılmaktadır. 03/02/2011 tarihli sözleşmedeki davacı şirket kaşesi üzerinde bulunan imza, şirket yetkilisi ve davacı vekili tarafından inkar edildiğinden, Gaziantep Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden şirketi münferiden temsil ve yetkili olan kişinin 03/02/2011 tarihi itibariyle … olduğu bildirilmiş, şirket yetkilisinin imza örnekleri alınıp, emsal imzalarını içeren belge asılları toplanarak Adli grafoloji ve sahtecilik uzmanlarından oluşan bilirkişi kurulunca düzenlenen 23/12/2015 tarihli raporda ve rapora itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nden alınan 12/04/2016 tarihli raporda; inceleme konusu 03/02/2011 tarihli “Sözleşme” başlıklı belgede davacı şirket kaşesi üzerine atfen atılı imzanın davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi kurulundan alınan 06/01/2017 tarihli raporda, davacı belgelerine göre davacının davalıdan 298.328,45 TL alacaklı olduğu, davacı kayıtlarında daire satışlarının görülmediği, her iki taraf ticari defterlerine göre defterlerdeki borç miktarının 578.828,44 TL olduğu, davalının buna mukabil 538.725,29 TL ödeme yaptığı, borcun geri kalan kısmının 40.103,15 TL olduğu belirtilmiş, rapora itirazların değerlendirilmesi için alınan 14/07/2017 tarihli ek raporda, sözleşmede iş bedeli 715.000,00 TL olarak kararlaştırılmış ise de, gerek davacı defterleri gerekse davalı defterlerinde düzenlenen ve kayıtlanan faturalara göre iş bedelinin defterlere 578.828,45 TL olarak yansıtıldığı, taraf defterlerinin bu miktar üzerinde mutabık olduğu, nakit ve çek ödemeleri konusunda da defter kayıtlarının örtüştüğü, Adli Tıp raporuna göre 03/02/2011 tarihli “Sözleşme” başlıklı belgedeki davacı şirket kaşesi üzerindeki imzanın şirket yetkilisine ait olduğunun belirlendiği, bu çerçevede anılan belgeye konu olan dairelerin davacının istemi doğrultusunda üçüncü kişilere satılmak suretiyle davacının satış bedellerini tahsil ettiği, dolayısıyla davalının ödemesi gereken bir borcunun kalmadığı mütalaa edilmiştir. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, taraflar arasında 17.06.2010 tarihli yazılı bir eser sözleşmesi akdedilerek yapılacak işlerin bedeli olarak ödenecek 715.000,00-TL’nin %39’unun gayrimenkul vermek suretiyle, kalan %61’in %25’ini nakit, kalan %75’i 30,60,90 gün vadeli çekler ile ödenmesi konusunda tarafların anlaştığı ve dosya kapsamına göre davacı tarafça davalıya 280.500,00 TL ödeme yapıldığı sabittir. Ayrıca, gayrimenkul olarak ifa edilecek kısım için her biri 17.06.2010 tarihli 5 adet gayrimenkul satış sözleşmesi ve teknik yapı şartnamesi başlıklı sözleşmeler yapıldığı, bu sözleşmelerde davalı tarafın Gaziantep , Şahinbey ilçesi, … ada, … parselde inşa edeceği … Plazadaki …, …, …, …, … bağımsız bölüm numaralı dairelerin davacı şirkete devredileceği kararlaştırılmıştır. Davacı şirket ile üçüncü kişiler olan … ve … arasında düzenlenen 03/02/2011 tarihli sözleşme ile Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi, … pafta, … ada, … parseldeki …, …, … ve … nolu dairelerin davacıdan alınarak bedellerinin ödendiği belirtilmiştir. Bu durumda söz konusu 4 adet daire bedelinin davacı tarafça üçüncü kişilerden alındığı anlaşılmaktadır. Buna karşın, taraflar arasındaki sözleşmede davacıya verileceği belirtilen … nolu taşınmaz yerine … nolu taşınmazın davacı borcuna karşılık davalı tarafından dava dışı üçüncü kişilere devredildiği iddiası mahkeme tarafından araştırılmamıştır. Mahkemece bu husus üzerinde durularak gerekli araştırma ve incelemelerin yapılıp, gerektiğinde davalıya davacı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği hususu hatırlatılarak, yapılacak değerlendirme sonucunda bir sonuca varılması gerekmektedir. Taraflar arasındaki sözleşme gereğince iş bedeli götürü olarak 715.000,00 TL’dir. İş bedelinin %39’u (278.850,00 TL’si) taşınmaz olarak verileceğinden, söz konusu 5 adet daire bedelinin bu miktara denk geldiği kabul edilerek, az önce belirtilen araştırma neticesine göre verilmemiş daire bulunup bulunmadığı ve davalının davacıya verilmemiş daire varsa ne miktar borcu olduğu hususları araştırılıp değerlendirimelidir. Yine davalı tarafça 280.500,00 TL ödeme yapıldığı anlaşıldığından bu ödemenin kalan %61’lik kısma (436.150,00 TL) mahsuben yapıldığı kabul edilmelidir. Sonuç olarak, bu şekilde yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda … nolu dairenin davacıya devredilip devredilmediği, devredilmemiş ise bu daireye düşen bedelin ne olduğu ve davacının nakit ödenecek kısımdan bakiye alacağı kalıp kalmadığı, daire ve nakit alacağı varsa toplam miktarının ne olduğu hususlarının yukarıda belirtilen şekilde ve gerektiğinde ek bilirkişi raporu da alınmak suretiyle değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2017 tarih, 2014/364 esas, 2017/834 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. Bendi gereğince KESİN olmak üzere 19/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.