Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/396 E. 2019/1319 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/396
KARAR NO : 2019/1319
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2017
NUMARASI : 2016/1580 Esas, 2017/791 Karar
DAVANIN KONUSU: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 31/10/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dilekçe ve beyanlarında özetle; Davacının davalıya ait iş yerinde alçı, tadilat, tamir işleri yaptığını, işi tam ve eksiksiz biçimde teslim ettiğini, faturayı da karşı tarafa gönderdiğini ancak davalının faturayı ihtar ekinde iade ettiğini, bunun üzerine davalı hakkında Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı adına usulüne uygun tebligat yapıldığı halde duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sonunda 10/07/2017 tarihli karar ile; davanın yeterince ispat edildiği kanaatine varıldığından davacı tarafça ihtara rağmen irsaliyeli fatura konusunda beyanda bulunulmadığı gerekçesiyle “Davanın KISMEN KABULÜ ile Bursa ….İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, Takibin 4.130,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek; davalı borçlunun asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum EDİLMESİNE,” karar verildiği görülmüştür. Davalı 25/12/2017 tarihli istinaf dilekçesi ile; davacının sattığını iddia ettiği malın teslimini kanıtlayamadığını, davacının sunduğu faturada teslim alan kısmında imza olmadığı halde, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı ile aralarında akdi bir ilişki olmadığından davacı tarafça kendisine gönderilen faturayı noter aracılığıyla iade ettiğini, alacağın ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine ve davacı hakkında %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı bir adet fatura alacağına bağlı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Her ne kadar 2019 yılında yerel mahkemece verilen kararlardaki miktara yönelik kesinlik sınırı 4.400-TL olarak belirlenmiş ise de, somut olayda 4.130-TL asıl alacak yanında %20 oranında icra inkar tazminatına da hükmedildiğinden icra tazminat bedeli asıl alacağa eklendiğinde kesinlik sınırını geçtiğinden Dairemizce esastan incelemeye geçilmiştir.Bursa …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu hakkında 15/06/2015 tarihli … sıra numaralı 4.130-TL bedelli faturaya istinaden 4.130-TL asıl alacak ve 174,65-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.304,65-TL alacağın tahsili için 09/11/2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalı borçlunun vekili aracılığı ile icra dosyasına sunduğu 27/11/2015 tarihli dilekçesi ile takibe, borca ve ferilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine takibin durdurulduğu, davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Bursa …. Noterliğinin 01/07/2015 tarih, … yevmiye nolu ihtar eden davalı tarafından muhatap davacıya hitaben gönderilen ihtarnamenin; “15/06/2015 tarihinde firmamız tarafından tarafıma kesilen … seri nolu toplam 4.130-TL bedelli faturayı 29/06/2015 tarihinde teslim aldım. İlgili faturada yazan borçlarımın olmadığını, iş bu faturayı kabul etmediğimi, tarafınıza iade ettiğimi ihtaren bildiririm” şeklinde düzenlendiği görülmüştür. Davalının istinaf sebepleri doğrultusunda yapılan incelemede, davacının dayanağı olan 15/06/2015 tarihli … sıra numaralı irsaliyeli fatura aslında temsil eden bölümünde davacının isim ve imzasının bulunduğu, teslim alan bölümünde ise davalının imzasının bulunmadığı tespit edilmiş olup, bu durum yerel mahkemenin de kabulündedir.Davacı vekili taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı alacak talebinde bulunmuş, iş bedelinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise istinaf dilekçesindeki savunmasında, takip ve dava konusu faturada söz konusu olan eser sözleşmesine ilişkin olarak taraflar arasında her hangi bir ilişki bulunmadığını, faturada yazılı malları teslim almadığını beyan ederek davanın reddini ve yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Yerel mahkemece davalının icra dosyasına itiraz ederken sadece borca itiraz ettiği gerekçeiyle takip ve dava konusu fatura alacağının ispat edildiği kanaatine varılarak asıl alacak yönünden itirazın iptaline karar verildiği görülmüştür.Yargıtayın yerleşik içtihatları gereğince, faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Süresi içerisinde itiraz edilmeyen faturanın, konusu olan malın teslim edildiği, iş veya hizmetin yapılmış olduğunun kabulü anlamına gelmez. Bu durumda taraflar arasında eser sözleşmesi yapıldığının ve alacağın ispat yükü davacı tarafta olup, davacı faturada yazılı malları davalıya teslim ettiğini kanıtlamak durumundadır. Somut olayda; taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmasa da sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu konusunda bir ihtilâf yoktur. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi sabit olup, sözleşme inkar edilmemiştir. Davalının icra dosyasındaki borca itirazı, teslimi de kapsadığından yapılan işin, imalat ve bedel belirlenmesinin tanık ve tüm delillerle ispatı mümkündür. Sözleşme ilişkisinin kurulduğu yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481. maddesinde; “Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp, iş bedeli konusunda taraflar da anlaşmamışlarsa, iş bedelinin, yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından ve işin bedeli önceden kararlaştırılmayıp iş bedeli taraflar arasında çekişme konusu olduğuna göre sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481. Maddesi uyarınca iş bedelinin işin yapıldığı yılın mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir.Hal böyle olunca, dosya kapsamındaki tüm delillerin yukarıda açıklandığı üzere değerlendirilip sonucuna göre esas hakkında karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece davalının icra dosyasına yaptığı itiraz sırasında sadece borca itiraz edildiği, ticari ilişki konusunda açıkça beyanda bulunulmadığı ve ödeme emrinde belirtilen miktarda borç bulunmadığının bildirilmesi karşısında itiraz ile sınırlı olarak inceleme yapılıp davanın yeterince ispat edildiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Dairemizin yukarıda belirttiği üzere inceleme yapılmak suretiyle esas hakkında hüküm tesis edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2017 tarih, 2016/1580 Esas, 2017/791 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.