Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/384 E. 2019/1317 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/384
KARAR NO : 2019/1317
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2017
NUMARASI : 2016/134 Esas, 2017/948 Karar
DAVANIN KONUSU: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 31/10/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dilekçe ve beyanlarında özetle; müvekkili şirketin kumaş üzerine nakış ve baskı yapan bir tekstil şirketi olduğunu davalı tarafın müvekkili şirkete baskı yapılmak üzere kumaş teslim ettiğini, müvekkilinin de anlaşmaya uygun olarak baskı işlemlerinin yaptığını kumaşların faturaları ve irsaliyeleri ile birlikte davalıya teslim ettiğini, davalı tarafın faturalara itiraz etmediğini, davalının 19.834,16 TL borcu bulunduğunu bu nedenle Bk. …. İc. Md. … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ve beyanlarında özetle; Müvekkilinin gerçek kişi taciri olmadığını, bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin görevli olduğunu, davacıya baskı işi yaptırdığını, yapılan anlaşma gereğince bir kısım baskı için 0,25 TL bir kısmının ise 1,00 TL den anlaşma yapılmasına rağmen davacı tarafından 1,00 TL olan kısım için müvekkiline 1,75 TL den fatura edildiğini, müvekkilinin bu durumu görmediğini, fark edince davacıya iade faturası düzenlediğini ve faturayı teslim ettiğini borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda 22/11/2017 tarihli karar ile; ” 1-Davanın kabulüne, 2-Bakırköy …. İcra Md…. Esas sayılı dosyasından davalı tarafından yapılan itirazın iptaline takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan tazmini ile davacıya verilmesine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.Davalı vekili 18/12/2015 tarihli istinaf dilekçesi ile; Müvekkilinin tekstil alanında faaliyet göstermekte olduğunu, davacıya baskı işi yaptırdığını, Taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince bir kısım baskı işi 0,25-TL, bir kısım ise 1,00-TL‘den anlaşma yapılmış olmasına rağmen, davacı tarafından 1,00-TL’sı olan kısım için Müvekkiline 1,75-TL’den fatura edildiğini, Müvekkilinin bu durumu görmediğini, müvekkilinin, davacı tarafından yapılan bu hatayı gördüğünde, Davacı şirket yetkilileri ile görüştüğünü, yapılan görüşme neticesinde iade faturası düzenlenmesi hususunda anlaşmış olduklarını, müvekkilinin, 08.10.2015 tarih, … numaralı 14.160.-TL’lik davacıya iade faturası düzenleyerek teslim ettiğini, müvekkilinin davacı ile anlaştığı üzere borcu olan tüm bedeli ödemiş olduğunu, söz konusu hususun tarafların ticari defter ve kayıtları ile de sabit olduğunu, iade faturası düzenlenen bedele ilişkin olarak Müvekkili tarafından ödeme yapılmamış olması tabii bir durum olmakla aksi davacı açısında sebepsiz zenginleşme anlamına geldiğini, Müvekkili tarafından davacı adına düzenlenen iade faturasının müvekkiline ait işletme hesabı defterinde yer aldığının sabit olduğunu bu nedenle davanın reddinin gerektiğini ayrıca mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dava; taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşme olmadığı, tarafların kabulünde olan sözlü eser sözleşmesi gereğince davacının yüklenici, davalının ise iş sahibi olduğu ancak bedel ihtilafı bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu hakkında 04/11/2015 tarihli cari hesaptan kaynaklı bakiye alacağın tahsili için 19.834,16-TL alacağın tahsili için 04/11/2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalı-borçlunun vekili aracılığıyla dosyaya sunduğu 08/01/2016 tarihli dilekçesiyle borca ve takibe itiraz ettiği, bu itiraz üzerine takibin durdurulduğu, davacı vekilince iş bu itirazın iptali için dava açıldığı görülmüştür.Taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi mevcut olduğu, dosyaya sunulan defterler ve alınan bilirkişi raporu ile davacı adına kesilen fatura ve sevk irsaliyelerinin 15/05/2015 ve 15/09/2015 tarihli olup, bu faturaların davalı defterlerine kayıtlı olduğu, davalı tarafça kesildiği iddia edilen fiyat farkı faturasının ise 08/10/2015 tarihli olup, davacı tarafa gönderildiğinin ispat edilememiş olmasına ve alacağın taraf defterlerine kayıtlı olup likit olmasına göre yerel mahkemenin davanın kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi yönündeki kararının dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2017 tarih ve 2016/134 Esas, 2017/948 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.354,88-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 338,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.016,06-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/10/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.