Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/368 E. 2018/286 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/368
KARAR NO : 2018/286
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2017
NUMARASI : 2016/541 Esas, 2017/124 Karar
DAVANIN KONUSU : Sözleşmenin uyarlanması, Alacak, Tespit
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı şirket yetkilisi, davalı şirket ile yetkilisi olduğu ve hakkında kesinleşmemiş iflas kararı bulunan … Tic. Ltd. Şti. arasında ..ve 2, … Otel,…Otel ve Kongre Merkezi inşaatlarının mekanik işlerinin yapımı konusunda sözleşmeler imzaladığını, üstlenilen işleri bitirdiklerini, tarafların edimleri arasında orantısızlık olduğundan …Tic. Ltd. Şti’nin ekonomik yönden güç duruma düştüğünü ve hakkında 19/11/2014 tarihinde iflas kararı verildiğini, kararın Yargıtay sürecinde olduğunu, yapılan sözleşmelerin yasal uygunluğunun olmadığını, çıkarılması ve ilave edilmesi gereken hükümler olduğunu, söleşme hükümlerinin yeniden düzenlenmesi ve bu düzenlemeler çerçevesinde alacaklarının tespitinin gerektiğini, iflas kararı ile birlikte şirket yönetiminin iflas idaresine geçtiğini ve İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Dairesi’nin …sayılı dosyasında takip edildiğini, bir yıl geçmesine rağmen birinci taplantının dahi yapılamadığını, İİK’nın 245. Maddesine göre de başkaca bir talip bulunmadığını, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde müflis şirket yetkilisinin dava açabileceğini, kendisinin de menfaati bulunduğunu, sözleşmelerin tek taraflı ve üzerinde görüş, alternatif öneri sunma imkanı verilmeden hazırlandığını, çalışma şartları, süre ve imkanlar hususunda bilgi verilmediğini, sözleşmenin usulen formalite olarak imzalandığının belirtildiğini, imzadan sonra sözlerin yerine getirilmediğini, uygulanabilir tatbikat projeleri bulunmadığını, hakedişlerin yeterince incelenmediğini, bilinçli olarak savsaklandığını, aylarca ödeme beklendiğini, işlerin işverenden kaynaklanan 6 ay ile 2,5 sene arasında geciktiğini, aylık genel gider masraflarının 70.000,00 – 95.000,00 TL arasında olduğunu, konulan barter şartından bilgi ve tecrübesinin olmadığını, arsa sahipleriyle ihtilaf olduğu gerekçesiyle daire isteklerinin yerine getirilmediğini, yanıltılarak düşük fiyatlı sözleşme imzalatıldığını, onaylı 209.000,00 TL alacağın iki senedir ödenmediğini, zorla 800.000,00 TL senet alındığını, arkasına da şahsı adına ciro ettirdiklerini, bu haliyle BK 28. Maddesinde düzenlenen edimler arası dengesizlik oluştuğunu, pek çok hükmün iptali ile lehlerine konulacak hükümlerle dengenin sağlanacağını, bu eksiklikler nedeniyle sürecin şirketin 19/11/2014 tarihinde iflası ile sonuçlandığını ileri sürerek, zamanında yapılmayan hakedişler ve geciken ödemeler için, sözleşmeye kendi adlarına da gecikme cezası hükmü konulmasını, sözleşmenin 01/07/2013 tarihinde bitmesi öngörüldüğü halde, kendilerinin dışındaki sebeple uzadığından uzayan süredeki ilave genel giderlerinin ödeneceğine karar vermesini, bu hususun her dört şantiye için de uygulanmasını, işin sözleşme süresini aştığı hallerde, yeni birim fiyatlara geçilmesini, zamanında yapılmayan ödeme nedeniyle, ortaya çıkmış olan kur ve satınalma gider farkının kendilerine ödenmesine karar vermesini, taraflarına proje hizmet bedeli ödenmesini ve zorla kendilerinden kesilmiş olan 55.000,00 TL proje parasının kendilerine iadesini, mesnetsiz ve haksız kesintilerin iptalini, sözleşmede işveren lehine tek yanlı tesisi edilmiş koruyucu hükümlerin kaldırılmasını, barter adı altında, iki sene firmada tutulan yaklaşık 1.000.000,00 TL kesintiye yasal faiz ödenmesini, tarafların edimleri arasındaki aşırı orantısızlığı giderecek, yukarda yazılı hususlara ilaveten birim fiyatlara % 12 oranında artış yapılmasını, bekleyen fatura ve cari hesap alacağının muhatabın defterinde de aynı şekilde yer aldığını, faturaların itiraz edilmeden kesinleştiğini ve firmanın aşırı zor duruma düştüğü nedeni ile .. Otel işine ait son faturanın hemen iflas idaresinin hesabına ödenmesine karar verilmesini, alacaklarına kanuni faiz tahakkuk ettirilmesini talep ve dava etmiş, 06/06/2016 tarihli dilekçesi ile, dava dilekçesinde sehven şirket adının yazılmasının unutulduğunu, davanın .. … Ltd. Şti’nin hak ve alacaklarının tespiti amacıyla açıldığını, davacı taraf ünvanının “… -… Şirketi adına” şeklinde düzeltilmesini istediğini belirtmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında üç ayrı sözleşme düzenlendiğini, sözleşmelerin 38. Maddesinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunun belirtildiğini, peşin harcın tamamlanması gerektiğini, davacı ..ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki ve sözleşme bulunmadığı gibi davacının da farklı tüzel kişiliği bulunan …Tic. Ltd. Şti’ni temsilen talepte bulunması mümkün olmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yönünden reddi gerektiğini, iflas eden şirket adına dava açma yetkisinin yalnızca iflas idaresine ait olduğunu, iflas masası kurulduğundan davacının dava açma yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini, ayrıca dava dilekçesinde belirtilen hususlar yönünden müvekkili şirketin hak kaybına uğramaması için beyanda bulunduklarını, buna göre dava dışı müflis …şirketinin sözleşmeler kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, müflis şirketin işleri tamamlamadığını, eksik ve ayıplı işler yaptığını, sürelere ve iş programlarına uymadığını, işleri tamamlamadan alanı terkettiğini, şirketler arasındaki sözleşmelerin tarafların hür iradeleriyle yapıldığını, sözleşmelerin uyarlanması şartları bulunmadığı gibi davacının da bu konuda dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacı tarafa ya da dava dışı şirkete müvekkili şirketin herhangi bir borcunun da bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının ortağı ve yöneticisi olduğu … Tic. Ltd. Şti ile davalı şirket arasında düzenlenen sözleşmeler ile inşaatların mekanik işlerinin yapıldığını, hakedişlerinin ödenmediğini, sözleşme yükümlülükleri arasında aşırı büyük orantısızlıkların bulunduğu, şirketin iflasa süreklendiğini beyan ederek, alacaklarının tespiti ve iflas idaresine ödenmesini talep ettiği, taraflar arasında .. AVM 1 ve 2, .. Otel, ..Otel ve Kongre Merkezi inşaatlarının mekanik işlerinin yapımı konusunda sözleşme imzalandığı, davacının mahkemesunduğu 06.06.2016 tarihli dilekçesi ile davayı… olarak açtığını, ancak davanın müflis …Tic. Ltd. Şti’nin hak ve alacaklarının tespiti maksadıyla açtığını beyan ederek, HMK 124 m. uyarınca taraf değişikliği talebinde bulunduğu, davalının buna itiraz ettiği, taraf değişikliği talebinin HMK’nın 124. Maddesi kapsamında değerlendirilebilecek ve kabul edilebilecek bir talep olmadığı gibi dosya içerisinde bulunan İstanbul Anadolu.. İcra (iflas) Dairesinin ..İflas sayılı dosyası ve 16.03.2016 tarih karar tespit tutanağı ile mahkemedeki bu davaya ilişkin olmak üzere takip yetkisi verilmiş ve şirket hakkında iflas kararı bulunduğu anlaşılmakla, …. Ltd. Şti’nin iflas etmiş olması nedeniyle, İcra ve İflas Hukuku Prof.Dr.Baki Kuru 1038 s.” müflisin iflas masasına giden mal ve haklara ilişkin davalara taraf sıfatı olmadığından müflis iflastan sonra masaya giren mal ve haklara ilişkin davaları açamaz.” şeklindeki görüşü de dikkate alınarak, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı şirket temsilcisi tarafından sunulan istinaf dilekçesinde; davacı şirketin ortağı ve yetkilisi olduğunu, şirket hakkında verilen 19/11/2014 tarihli iflas kararının henüz kesinleşmediğini, iflas işlemlerinin İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip edildiğini, şirketin 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının iflas masasına kazandırılması için yetki verildiğini, taraflar arasında imzalanan 4 sözleşmeden kaynaklanan alacağın miktarının tespiti için dava açıldığını, eda davası olmadığından İİK’nın 191/1 maddesine aykırılık olmadığını, şirketi temsilen ve şirket adına dava açıldığını, sadece maddi hatadan kaynaklanan taraf düzeltmesi ihtiyacı olduğunu, iradi taraf değişikliğinin karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığını, HMK’nın 124. Maddesinde maddi hatanın düzeltilmesinde hakime takdir yetkisi tanınmadığını, mahkemenin adil yargılanma ve savunma hakkını engellediğini, değişiklik talebinin HMK’nın 124. Maddesi kapsamında değerlendirilmemesinin gerekçesinin açıklanmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve davacının yetkilisi bulunduğu müflis şirket alacaklarının tespiti, tahsili, sözleşmelerdeki bir kısım hükümlerin uyarlanması istemlerine ilişkin olup, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin .. İflas sayılı dosyası üzerinden düzenlenen 21/03/2016 tarihli Yetki Belgesine istinaden açılmıştır. Söz konusu yetki belgesinde iflas dosyası üzerinden iflas tasfiye işleri yürütülen müflis … Tic.Şti’nin tarafı olduğu dosyalarla ilgili ayrı ayrı takip etmeye ..’nun yetkili olduğu belirtilmiştir. Dava dilekçesinde her ne kadar davacı olarak .. gösterilmiş ise de, davacı şirket yetkilisi tarafından sunulan 06/06/2016 tarihli dilekçede, dava dilekçesinde sehven şirket adının yazılmasının unutulduğu, davanın .. Ltd. Şti’nin hak ve alacaklarının tespiti amacıyla açıldığı, davacı taraf ünvanının “… – ..Limited Şirketi adına” şeklinde düzeltilmesini istediğini belirttiğinden ve davanın İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin .. İflas sayılı dosyası üzerinden düzenlenen 21/03/2016 tarihli Yetki Belgesine istinaden açıldığından davanın şirketin hak ve alacaklarının takibi için açıldığı ve dava dilekçesinde davacı şirket isminin yazılmamış olmasının her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında Ataşehir’deki AVM ve 5 yıldızlı otel inşaatları ile Kadıköy’deki otel inşaatlarının mekanik tesisat ve montaj işlerinin yapımı konusunda sözleşmeler imzalanmıştır.
…Tic.Ltd.Şti’nin iflasına ilişkin İstanbul Anadolu… İcra Dairesi’nin … sayılı iflas takip dosyası üzerinden takip edilen ve 19/11/2014 tarihli olduğu bildirilen şirketin iflasına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmiş bir örneğinin temini ve ikinci alacaklılar toplantısı yapılıp yapılmadığı hususunda yazılan müzekkereye İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün…tarihli cevabında, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1418 esas sayılı dosyasından 19.11.2014 günü saat 14:10’dan itibaren iflasına karar verilen ve müdürlüğün 2014/73 iflas sayılı dosyası ile iflas tasfiye işlemlerine başlanılan müflis … Tic.Şti iflas masasında, müflis şirketin tasfiyesinin İİK’nun 218. Maddesi uyarınca basit tasfiye olarak yapılmasına karar verildiği, ikinci alacaklılar toplantısının adi tasfiyede gerçekleştirilen bir toplantı olup, basit tasfiyede ikinci alacaklılar toplantısı yapılmadığı ve iflas idaresi oluşturulmadığı, müflis şirket hakkında verilen iflas kararının kesinleşmemiş olduğu, tasfiyenin re’sen müdürlükçe yürütüldüğü belirtilmiştir.
Dosyadaki belge ve bilgilerin incelenmesinde, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1418 esas sayılı dosyasından 19/11/2014 günü saat 14.10 itibariyle ….Ltd.Şti’nin iflasına karar verildiği, kararın temyiz aşamasında olup henüz kesinleşmediği, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin… sayılı iflas takip dosyası üzerinden basit tasfiye usulü ile iflas işlemlerinin yürütülmekte olduğu, söz konusu iflas dosyasından davacı müflis şirket temsilcisine istinaf incelemesine konu bu davanın da bulunduğu bir kısım davaları takip yetkisi verildiği ve davanın bu yetkiye istinaden şirketi temsilen açıldığı, dava dilekçesinde şirket ünvanının yazılmamış olmasının maddi hata niteliğinde olduğu ve bu hususun taraf değişikliği olarak kabul edilemeyeceği, davacı şirket temsilcisi tarafından sunulan 06/06/2016 tarihli dilekçe ile maddi hatanın giderildiği anlaşılmaktadır. Dava, iflas idaresinin verdiği yetkiye dayanılarak müflis şirket adına açıldığından mahkemece davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Dosya kapsamından ve taraf beyanlarından davacı şirketin iflasına karar verilen İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1418 esas sayılı dosyasının henüz kesinleşmediği ve temyiz incelemesinde olduğu anlaşılmaktadır. Davaya devam edilebilmesi söz konusu iflas kararının kesinleşmesine bağlı olup, yerel mahkemece iflas davasının sonucu beklenerek; iflas kararının kesinleşmesi halinde davaya devamla davanın esası hakkında taraf delillerinin toplanıp, gerekli incelemelerin yapılarak esas hakkında bir karar verilmesi; aksi takdirde ise taraf sıfatı (husumet ehliyeti) yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, iflas kararının kesinleşmesi beklenmeden davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı şirket temsilcisinin istinaf talebinin diğer yönleri incelenmeksizin usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı şirket temsilcisinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,
2- İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2017 tarih ve 2016/541 esas, 2017/124 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından ve davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.