Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/355 E. 2019/1334 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/355
KARAR NO : 2019/1334
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2017
NUMARASI : 2016/97 Esas, 2017/1200 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 31/10/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, çatı ve cephe kaplama işini konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisine dayalı bakiye bedel alacağının tahsili için yürütülen haciz yoluyla icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Davacı yüklenici şirket, sözleşmeyle üstlendiği imalatı tamamlayarak teslim ettiği halde kalan bedel alacağının ödenmediğini, tahsili için yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş; davalı iş sahibi şirket ise, işin yarım bırakıldığını, tamamlanıp teslim edilmediğini, kalan imalatın başkalarına yaptırılmak suretiyle kendileri tarafından tamamlatıldığını, davacı tarafa borçlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, yargılama sırasında dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak, davacının sözleşmenin 10.maddesi hükmü uyarınca sözleşmeye konu işi tamamlayarak teslim ettiğini tutanakla ispatlayamadığı belirtilerek kanıtlanamayan davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı yüklenici şirket vekili istinaf talebinde özetle, davacı müvekkili şirketin ticari defterleriyle alacağını ispatladığını, davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçındığını, işin müvekkili tarafından tamamlanarak teslim edildiğini, aksinin ispat yükünün davalı tarafta olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasında çatı ve cephe kaplama işini konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık dışıdır. Davacı yüklenici sözleşmeyle üstlendiği işi tamamlayarak teslim ettiğini belirterek, ödenmeyen bakiye alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini; davalı iş sahibi ise, işin yarım bırakıldığını, kendileri tarafından 3.kişilere yaptırılmak suretiyle tamamlatıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık işin tamamlanarak teslim edilip edilmediği noktasındadır. Eser sözleşmesinde, yüklenici sözleşmeye konu işi tamamlayarak teslim ettiğini ispatla yükümlüdür. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin istikrarlı içtihadı gereği eser sözleşmesinde teslim hukuki işlem olmayıp, hukuki işlem benzeri işlemlerden (hukuki fiil) sayılarak her türlü delille kanıtlanabileceği kabul edilmiştir. Somut olayda taraflar arasındaki sözleşmenin 10. Maddesinde teslimin tutanakla gerçekleştirileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Davacı yüklenici işin tutanakla teslim edildiğini iddia ve ispat edemediği gibi işin teslimi konusunda davalı tarafa bir ihtarda bulunulduğuna ilişkin bir belge de ibraz etmemiştir. Davacı yüklenici davaya konu icra takibiyle bakiye bedel alacağı talebinde bulunduğuna göre bununla işin teslimi konusunda ihtarda bulunulduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle davalı iş sahibi ödeme emrini tebliğ alarak teslimde temerrüde düşmüştür. Buna göre mahkemece teslim vakıasının isbatlanamadığına yönelik kabulü hatalı olmuştur. Davacı bakiye bedel alacağının tahsili için takip yapmış, davalı taraf ise işin eksik bırakıldığını iddia etmiştir. Bu durumda davacı yüklenicinin talep edebileceği bedelin usulünce belirlenmesi gerekir. Sözleşmenin ödeme planını düzenleyen 6.maddesi hükmüne göre sözleşmenin götürü bedel usulünde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Götürü bedel eser sözleşmesinde yüklenicinin talep edebileceği alacak miktarı fiziki oran yöntemine göre belirlenmelidir. Bunun için mahallinde incelemeyle eksik ve ayıplı hususlar da dikkate alınarak yapılan imâlatın miktarı saptanıp işin tamamına oranlanması ve bulunacak oranın götürü bedele uygulanması sonrasında isbatlanmış ve varsa kabul edilen ödemelerin mahsup edilerek bulunacak tutara hükmedilmesi gerekir.Yukarıda yapılan açıklamalara göre kararın kaldırılarak, davacının talep edebileceği bakiye bedelin belirtilen yol ve yöntemle saptanıp sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2017 tarih, 2016/97 Esas, 2017/1200 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi