Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/335 E. 2019/1287 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/335
KARAR NO : 2019/1287
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2017
NUMARASI : 2015/573 Esas, 2017/1066 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 15/10/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 15/01/2015 tarihli sözleşme ile 42 metrekare alanlı çift katlı taşonit kaplama konteyner ofisin 33.040,00 TL bedel karşılığında yapımının kararlaştırıldığını, müvekkiline 15.000,00 TL ödendiğini, bakiye 18.040,00 TL’nin konteyner teslim edildiği halde ihtarlara rağmen ödenmediğini, gönderilen faturaların iade edildiğini, konteynırın 20 günde teslimi gerekirken hava muhalefeti ve davalının değişiklikleri nedeniyle geciktiğinden teslimin 05/03/2015 tarihinde yapıldığını ileri sürerek, 18.040,00 TL davacı alacağının teslim tarihi olan 05/03/2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının konteyneri sözleşme hükümlerine uygun biçimde imal edemediğini ve kullanım amacına uygun hale getiremediğini, müvekkilinin faturalara itiraz ettiğini, müvekkilinin ihtarlarına rağmen teslimin geciktiğini, farklı renkte boyandığını, düzeltilmesinin talep edildiğini, konteynırın yapılış sisteminin değiştirilmediğini, müvekkilinin tek isteğinin sözleşmede belirtilen şekilde imal edilmesi olduğunu, ihlal edilen konularda müdahale ettiklerini, sözleşme gereği 12/02/2015 tarihinde teslim edilmesi gereken konteynırın 10/03/2015 tarihinde eksik ve ayıplarla teslim edildiğini, eksik ve ayıpların 11/03/2015 tarihli e-posta ile bildirildiğini, satış ofisi olarak kullanılacak konteynırın mutfağının olmaması ve çatısının akması nedeniyle zorluklar yaşandığını ve 28/04/2015 tarihli ihtarla eksik ve ayıplar oranında indirim talep edildiğini, sonrasında İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/70 D.iş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, 33.040,00 TL iş bedelinin 15.000,00 TL’sinin ödendiğini, eksik ve ayıplar giderildiğinde bakiye bedelin ödeneceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında konteynır yapımı konusunda 15.01.2015 tarihli sözleşme imzalandığı, davacının kısa bir süre gecikmekle birlikte konteyneri yaparak teslim ettiği, davalının konteynerin eksik ve ayıplı olduğu, sözleşmeye uygun yapılmadığını belirterek bedelden indirim yapılması düşüncesi ile ödeme yapmadığı, İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/70 D.iş sayılı tespit dosyasında alınan raporda konteynerin ayıplarının belirlendiği, mahkemece alınan raporda konteynerdeki ayıbın giderilmesi için 5.000,00 TL masraf gerektiğinden davacı alacağının 13.040,00 TL olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporunun olayın oluşuna uygun olduğu, davalı itirazının aksine tespit raporunun değil, mahkemece alınan raporun dikkate alınması gerektiği, sözleşmede ayrıntısı, ebadı, niteliği özel olarak belirtilmeyen dolaplar bakımından davacının ayıplı iş yaptığını kabul etmenin mümkün olmadığı, ayıpların tamamlattırılması için takdir edilen masrafın da kadri maruf olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne, 13.040,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin eserdeki ayıplar ve gecikme nedeniyle bedelde indirim hakkını kullandığını, bilirkişi raporunda konteynırların ayıp nedeniyle kullanılamamasından kaynaklı ortaya çıkan kayba değinilmediğini, mahkemenin bu konuda inceleme yapmayıp eksik inceleme ile karar verdiğini, mahkemenin sözleşmede ayrıntısı, ebadı ve niteliği özel olarak belirtilmeyen dolaplar bakımından davacının ayıplı iş yaptığının kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle, bir kısım ayıp kalemlerini ayıp olarak değerlendirmediğini, eserden beklenen faydaya, kullanılabilirliğe ve edimin amacına bakmadan sadece sözleşmede yazılıp yazılmamasına göre eserin ayıplı olacağı değerlendirmesinin isabetsiz ve mevzuata aykırı olduğunu, müvekkilinin yükleniciye ait internet sitesinde teşhir edilen konteynırlardan seçim yaparak sözleşme imzaladığını, ancak mahkemece yüklenici tarafından vaat edilen eser ile teslim edilen eser arasındaki farklılıklara da gerekçede değinilmediğini, ayrıca dava öncesinde alınan tespit raporu ile mahkemece alınan rapor arasında çok fazla farklılıkların bulunmasına rağmen mahkemenin bu duruma değinmediği ve değerlendirmediğini, mahkemece hükme esas alınan raporun son derece eksik ve somut gerçeklerden uzak olduğunu, itirazları tekrar ettiklerini belirterek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek talep doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 15/01/2015 tarihli sözleşme ile, özel kaplamalı, merdivenli, çift katlı konteynır ofis işinin KDV dahil 33.040,00 TL bedel ile yapılması kararlaştırılmıştır.
Davalı iş sahibince İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/70 D.İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespitte davacı iş sahibince yapılan konteynırdaki eksik ve ayıplı hususlar tespit edilmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da sözleşme gereği yapılan işte açık ayıplar ve mutfak dolabının montajının yapılmamış olması nedeniyle 5.000,00 TL harcama yapılması gerektiği, eksik ve ayıplı işler bedelinin bakiye 18.040,00 TL alacaktan mahsubu halinde davacının bakiye alacağının 13.040,00 TL olduğu belirlenmiştir. Somut olayda, davacı yüklenici bakiye iş bedelinin tahsilini istemiş, davalı ise eksik ve ayıplar giderildiğinde bakiye bedelin ödeneceğini savunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda tespit raporunda belirlenen hususlar da göz önüne alınarak, yüklenici tarafından yapılan işte 5.000,00 TL eksik ve ayıplı işler bulunduğu belirlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede iş bedelinin 33.040,00 TL olarak kararlaştırıldığı, davalı tarafından 15.000,00 TL ödeme yapıldığı, bakiye 18.040,00 TL iş bedeli alacağı kaldığı, ancak mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde tespit edilen 5.000,00 TL eksik ve ayıplı işler bedeli düşüldüğünde davacı alacağının 13.040,00 TL olduğu anlaşıldığından, mahkemece bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/10/2017 tarih ve 2015/573 Esas, 2017/1066 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 890,76 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 222,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 668,07 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/10/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.