Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/326 E. 2018/289 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/326
KARAR NO : 2018/289
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2017
NUMARASI : 2015/190 Esas, 2017/971 Karar,
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında varılan şifahi anlaşma gereğince yeni inşa edilen binaların elektrik işlerinin müvekkili tarafından yapılmasına rağmen iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek tahsilini istemiş, davalı reddini savunmuş, mahkemece uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, tarafların tacir olmadığı, davacının ticaret sicilinde kaydı bulunmadığı, eser sözleşmelerine ticaret mahkemelerinde bakılacağına dair bir yasal düzenleme bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın HMK’nın 115/2 ve 114/1-c bendi gereğince usulden reddi ile, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde; iş eser sözleşmesinden kaynaklanmış ise de yapılan işin ticari iş olup olmadığı tespit edilmeden görevsizlik kararı verildiğini, davacı olan müvekkilinin esnaf sıfatını taşıyor olsa da yaptığı işin ticari olduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 3. Maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla, ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari iş olduğu, 19/II maddesinde ise taraflardan biri için ticari olan işin diğeri için de ticari olduğu düzenlemelerine yer verildiğini, işin her iki taraf için de ticari nitelikte ve ticari işletmeleriyle ilgili olduğunu, kararda davalı …’nın yüklenici diğer davalı…Gayrimenkul şirketinin üzerinden bu inşaatı yaptırdığı ve inşaat ruhsatında da yüklenici olarak anıldığı hususunun belirtilmediğini, oysa taraflardan birinin tacir olmasının bile dava şartı için yeterli olduğunu, işin esasının incelenmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesi istenilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı ifade edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalılardan …ve Tic.Ltd.Şti tacir ise de, davacının yaptığı işin niteliği ve kapsamı göz önüne alındığında tacir olmayıp esnaf olduğu anlaşılmaktadır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 03/04/2015 tarihli yazısında da …ı ünvanlı firma kaydı bulunmadığı bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde ticari davalar sayılmış olup, buna göre her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede sayılan davalar ticari dava sayılır. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davadan söz edilemez.
Somut olay incelendiğinde, dosyanın davacısı yaptığı işin kapsam ve niteliğine ve ticaret sicil kaydının bulunmamasına göre esnaf olup, tacir niteliği taşımadığından ve dava konusu da kanunda özel olarak belirtilen ticari davalardan olmadığından, davanın ticari dava sayılması ve asliye ticaret mahkemesinin görevli kabul edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2017 tarih ve 2015/190 esas, 2017/971 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 14/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.