Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/285 E. 2018/268 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/285
KARAR NO : 2018/268
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2017 tarihli ek karar (ihtiyati haciz kararına itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılması kararı)
NUMARASI : 2017/1687 D.İş, 2017/1687 Karar
KONU : İhtiyati Haciz Talebi
KARAR TARİHİ : 07/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı süresinde ihtiyati haciz talep eden alacaklı istinaf yoluna başvurmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
İhtiyati haciz isteyen Emegsan Mühendislik şirketi vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan 11.01.2016 tarihli taşeronluk sözleşmesi gereğince müvekkilinin üzerine düşen işi tamamladığını, ancak davalı şirketin iş bu hakedişten kaynaklanan borçlarını ödemediğini, davacı tarafından üstlenilen işlerin vaktinde ve zamanında bitirilerek teslim edildiğini, ve borçlu tarafa gönderilen 2016 ve 2017 tarihli faturalar itiraz görmeksizin kesinleştiği, gerek yapılan iş ve gerekse kullanılan malzeme ile birlikte gerekli tüm yükümlülükler yerine getirildiği halde, iş bitirildiği halde ve işçilik ve malzeme temininden kaynaklı faturalar itiraz edilmeksizin kesinleştiği halde davalı taraf takip rakamında belirtilen borcunu ödemediğini ve 11.07.2017 tarihinde borçlu tarafa ihtarname gönderildiğini, ihtarname 13.07.2017 tarihinde borçluya tebliğ edilmiş ancak ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını, borçlunun borçlarını ödeyemediğinden ve mallarını kaçırma işlemlerine başladığından ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Bu talep üzerine yerel mahkeme 20.07.2017 tarihinde alacaklının fatura ve ihtarname içeriklerine göre vadesi gelmiş bir para borcu olduğu kanaatine varıldığından borçludan alacağı olan 86.000,00 TL alacağın tahsilinin temini bakımından alacak rehinle de temin edilmemiş olduğundan borçlunun mal ve alacaklarına teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına karar vermiştir.
Bu karara karşı borçlu şirket vekili 27.07.2017 tarihli dilekçesiyle itiraz etmiş, itiraz dilekçesinde; dava dosyasına taraflar arasındaki hesaba ilişkin olarak hesap mutabakatının sunulamadığını, bu durumun taraflar arasında ki alacak/borç ilişkisinin ihtilaflı olduğunu ve yargılamayı gerektirdiğini gösterdiğini bu nedenle ihtiyati hacze konu olan alacak yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, aynı gün 27.07.2017 de itiraz tensip tutanağı düzenlenerek 20.07.2017 de verilen ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine inceleme yapılarak, itirazın duruşmalı incelenmesine karar verildiği, duruşma günü verildiği ve tensipte ilerde telafisi imkansız zararlar doğmaması için ihtiyati haczin uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
Nitekim 06.11.2017 tarihli celsede karar verilmiş ve buna istinaden istinaf incelemesine konu olan 07.11.2017 tarihli ek karar yazılmıştır. Bu kararda alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği belirtilerek, ihtiyati hacze itirazın kabulü ile mahkemenin 20.07.2017 tarihinde 2017/1687 D.iş sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bu hükme karşı alacaklı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İcra İflâs Hukukundaki ihtiyati haciz müessesi, medenî usul hukukundaki ihtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi bir geçici hukuki koruma önlemidir. Türk hukuku açısından etkin hukukî himayenin sağlanmasının hukuk devletinin bir gereği ve dolayısıyla Anayasa’nın bir emri olduğunu kabul etmek gerekir. Her ne kadar yürütmenin durdurulmasında (1982 Anayasası m.125,V) olduğu gibi Anayasada doğrudan ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kurumlarının düzenlenmesini emreden açık bir hüküm yoksa da Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin, kanun koyucuya, bireylere etkin hukukî himaye sağlama ödevini vermiş olduğundan şüphe etmemek gerekir. İhtiyati haciz açısından soruna bakıldığında, takip borçlusu, mallarını kaçırarak haksız çıkacağını tahmin ettiği bir takibin sonuçlarından kurtulabilir. İşte buna engel olmak, elde edilen hakkın aynen gerçekleştirilmesini sağlamak hukuk düzeninin görevidir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK’nun) 257’nci maddesinin 1’nci fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK’nun 258’nci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup, kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir.
Ayrıca, yukarıda açıklandığı üzere, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunun yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlanması hâlinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği İİK’nun 258’nci maddesinde düzenlenmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, özellikle İİK’nun 257 ve 258’nci maddeleri gözetilip, ibraz edilen delillere göre alacağın varlığı ve muaccel olduğu konusunda kanaat edinilmesi hâlinde ihtiyati haciz isteminin kabul edilmesi, aksi hâlde istemin reddine karar verilmesinden ibarettir.
Yerel mahkemece yaklaşık ispata ilişkin koşullar oluştuğunda talep halinde davanın ilerleyen aşamalarında ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün olup bu aşamada ilk derece mahkemesinin kararı açıklanan ilke ve değerlendirmelere göre yerinde olduğundan alacaklı tarafın istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2017 tarih, 2017/1687 D.iş esas, 2017/1687 D.iş karar sayılı ek kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekilince yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 bendi uyarınca kesin olmak üzere 07/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.