Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/26 E. 2018/1501 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1244
KARAR NO : 2018/1560
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2017
NUMARASI : 2014/531 Esas, 2017/751 Karar,
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/11/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıya yurtdışına ihraç edeceği pantolonların boyama işini verdiğini, pantolonlardan bir kısmının numunelere uygun olarak boyadığını ancak 2092 kodlu 272 pantolonda ve 3099 kodlu 445 pantolonda boyama hatası yaparak pantolonları defolu ikinci el sınıfına düşürdüğünü, 272 ürünün teslim alındığını, …isimli yurtdışı şirketin ürünleri kabul etmediğini, 445 adet ürünün ise 27.01.2014 tarihinde teslim alınması sırasında boyama hatası olduğu anlaşıldığından sevk irsaliyesine bu durumun yazıldığını, ürünün yurt dışı şirket temsilcisi …A.Ş tarafından boyama hatası sebebiyle kabul edilmediğini, ayıplı ürünlerin piyasada 5,00 – 7,00 TL’den satılabileceğini, davalıya 30/01/2014 tarihli ihtarname gönderdiğini, müvekkilinin 31.094,25 TL zararı olduğunu ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini 7.423,75 TL artırarak 17.423,75 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu ham kumaştan yapılmış hazır mamullerin reaktif boyama ve antik boyama işlemlerinin davacının talimatı doğrultusunda müvekkili tarafından yapıldığını, 2092 kodlu 272 adet pantolonun ertesi günü davacıya teslim edilmesine rağmen 4 ay sonra ayıp iddiasında bulunulduğunu, 3099 kodlu 445 adet antik boyama uygulaması yapılan mamullerin boyama işlemi öncesi yıkama numunelerinin yapıldığını, ürün takipçisinin onayı ile üretime geçildiğini ancak yapılan ilk kazan denemesinde mamulleri üzerindeki baskıların silindiğinin tespit edilerek kumaşın üretimi aşamasında baskının fikse işlemlerinin doğru yapılmadığından işlem esnasında silindiğinin firma ürün takipçisine bildirildiği halde üretime devam edilmesinin talep edildiğini, baskı silinmesinin imalat hatasından kaynaklandığını, davacıların ileri sürdüğü zarar iddiasının fahiş olduğunu, müvekkilinin işi istenen kalite ve evsafta, talimata uygun olarak yaptığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının yurtdışına ihraç edeceği pantolonların boyama işini davalı şirkete yaptırdığı, davacı tarafça boyama işinin hatalı yapıldığının iddia edildiği, alınan bilirkişi raporlarından 2092 kodlu 272 adet bej renkli pantolonlarda gözle görülür renk farklılığı olduğu ancak boyama işleminin kazan farkından değil malzemeden yani pantolonların dikildiği kumaştan kaynaklandığı anlaşıldığından bu ayıptan davalının sorumlu olmadığı, 3099 kodlu 445 adet pantolonların üzerindeki baskıların yanlış boyama nedeniyle silinmiş olduğu, davalının antik boyama yapması gerekirken reaktif boyama yapması nedeniyle açık ayıplı hale geldiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından irsaliyenin teslim alan kısmına ayıplı teslim alındığına dair itirazi kayıt konulduğu, ayrıca 30/01/2014 tarihli ihtarname gönderildiğinden ayıp ihbarının yasal süresinde yapıldığından davalının 445 pantolondaki ayıplardan sorumlu olduğu, alınan ve birbirini teyit eden ikinci bilirkişi heyetiyle üçüncü bilirkişi raporuna göre ayıplı pantolonların piyasa malı olarak ortalama 6,50 TL’den satılabileceği, ayıplı olmayan satış bedelinden düşülmesi halinde davacının ayıp nedeniyle 16.576,25 TL alacağı bulunduğu, davacı defterlerinde davalıya 12.567,11 TL borçlu görünmesine rağmen takas ve mahsup talebi bulunmadığından mahsup işlemi yapılmadığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne, 16.576,25 TL’nin 6.576,25 TL’sinin 12.05.2016 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde, ürünler üzerinde yapılan işlemlerin talimatının iş sahibince verildiği ve kusurun talimat sonrası ortaya çıktığında müvekkilinin sorumlu olmayacağını, bu hususun bilirkişilerce değerlendirilmediğini, bilirkişilerin teknik değerlendirme yapmadığından raporun hükme esas alınamayacağını, müvekkilinin iş sahibini aydınlatma ve uyarma yükümlülüğünü yerine getirdiğini, ürünün ikinci el fiyatı konusunda çelişkili raporlar bulunmasına rağmen en düşük fiyatın kabul edildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı işler bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmayıp, davalı tarafından davacıya ait kumaşların boyama işinin yapıldığı her iki tarafın da kabulündedir. Taraflar arasında TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen sözlü bir eser sözleşmesi yapılmıştır. Davacı iş sahibi; davalı ise yüklenicidir.
Somut olayda, davacı iş sahibi, davalı yüklenici tarafından pantolonların ayıplı boyandığını, yurt dışı müşterilerinin ayıplı ürünleri kabul etmediğini belirterek, ayıplı işler bedelinin tahsilini istemiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarından davalı tarafından boyanan 272 adet pantolondaki ayıpların imalat hatasına bağlı olması nedeniyle davalının sorumluluğu bulunmadığı, 445 adet pantolonda ise davalının kusuruna bağlı olarak boyama hataları olduğu anlaşılmaktadır. Gerek dosyadaki sevk irsaliyesine düşülen itriazi kayıt içeriğinden gerekse davalıya gönderilen ihtarnameden davacı tarafından 445 adet pantolona ilişkin ayıp ihbarının süresinde yapıldığı belirlenmiştir. Bilirkişi raporlarında ayıplı pantolonların ancak piyasa malı tabir edilen, düşük bedel ile satılabileceği değerlendirilmiştir. Birbirini doğrulayan ikinci ve üçüncü bilirkişi raporlarında pantolonlardan her birinin piyasada satılabileceği ortalama 6,50 TL’nin pantolonların fiyatından düşülerek davacının ayıp nedeniyle zararının 16.576,25 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece ıslah da gözetilerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2017 tarih ve 2014/531 Esas, 2017/751 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.132,32 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 314,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 817,84 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.