Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/253 E. 2018/1252 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/253
KARAR NO : 2018/1252
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2017
NUMARASI : 2013/333 Esas, 2017/309 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, katalog basımı işi nedeniyle sözlü eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan ve faturaya bağlanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulü ile takibin 5.870,75 TL alacak ve alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden ve likit bulunmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Geri çevirme sonucu davacı istinaf harcı ikmal edilerek dosya Dairemize gönderilmiştir.
Davacı vekili istinaf talebinde özetle, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının yeterince değerlendirilmeden, hatalı ve eksik değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporlarında davalının kusur ve sorumluluğu bulunduğu halde sonuç olarak sorumluluğun hatalı olarak davacıya yüklendiğini, müvekkilinin her aşamada talep ettiği onay’ın davalı tarafça kabul edildiğini, davalının uzmanlığı konusuna giren hususlarda davacının aydınlatma görevinin bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek şartıyla davacı sorumlu olsa dahi bunun davalı ile eş değerde olmasının kabul edilemeyeceğini, alacak likit olduğu halde icra inkar tazminatının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tüm deliller toplanıp incelenmeden eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu belirterek aleyhe olan kısımların kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf talebinde özetle, bilirkişi raporlarında davacının kusurlu olduğu belirlenmesine rağmen bu durumun haksız fiil sorumluluğuna benzetilerek müterafik kusurla müvekkilinin de sorumluluğuna gidilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hukukçu bilirkişisinin görüşünün benimsenmesinin hatalı olduğunu, kötü niyet tazminatı talepleri hakkında olumlu-olumsuz değerlendirme yapılmadığını belirterek hükmün aleyhe olan kısımlarının kaldırılarak davanın tümden reddini talep etmiştir.
Sözlü eser sözleşmesi ilişkisi tarafların kabulündedir. Davalının ürünlere ilişkin ayıp ihbarında bulunduğu uyuşmazlık dışıdır. Uyuşmazlık, ürünlerin ayıplı olup olmadığı ve ayıplı ise kimin sorumlu olduğu noktasındadır. Bilirkişi kök ve iki adet ek raporlarda, ürünlerin ayıplı olduğu ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, ayıpların tasarım aşamasındaki malzemelerden ve baskıdan kaynaklandığı belirlenmiştir. Mahkemece, her iki tarafın kusurlu olduğunu kabul eden rapora itibar edilerek %50 kusur atfı ile davayı kısmen kabul etmiştir.
Davacı yüklenicinin, malzemelerin veya tasarımın kusurlu olduğunu iş sahibine bildirmek ve onu aydınlatmak görevinde olduğu hususu raporlarda belirtilmiştir.
Dosya kapsamından ve özellikle bilirkişi raporuna göre davalı iş sahibi tarafından yapılan tasarım ve verilen malzemelerin ayıplı olduğu sabittir.
Eser sözleşmelerinde eser yerine getirilirken, iş sahibinin sağladığı tasarım veya malzemenin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek durumda olması halinde bu husus derhal iş sahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur. Bu bildirim, işin uzmanı olmayan iş sahibini tüm yönleriyle aydınlatacak içerikte bir uyarı olmalıdır. İş sahibi, bu içerikteki uyarıya rağmen işin devamında ısrarcı olursa, bundan kaynaklanan ayıpla ilgili haklarını yükleniciye karşı kullanamaz.
Yapılan açıklamalar belirtilen hususlar kapsamında somut olayın incelenmesinde; davacı yüklenici davalı iş sahibi tarafından yapılan tasarım ve verilen malzemelerin sözleşme ile amaçlanan işin yapımına uygun olmadığı yönünde davalı iş sahibini uyardığını iddia ve yasal delillerle ispat edememiş olmasına göre davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf talebinin tümden reddine, davalı istinaf talebinin kabulü ile, mahal mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2017 tarih ve 2013/333 Esas, 2017/309 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davanın REDDİNE,
4-Şartları bulunmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 200,55-TL harctan mahsubu ile fazla yatırılan 164,65-TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde davalı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafça yatırılması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 131,65-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 95,75-TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 29,78-TL posta gideri olmak üzere toplam 115,48-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 09/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.