Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2318 E. 2021/1174 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2318
KARAR NO: 2021/1174
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2018
NUMARASI: 2017/1136 Esas, 2018/682 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 14/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 3 adet villanın kış bahçesi yapım işini konu alan 19/02/2014 tarihli KDV hariç 90.000,00 TL bedelli sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin sözleşmede belirtilen işlerin çoğunu bitirmiş olmasına rağmen davalının ücret ödememek için müvekkilinin işi bitirmesini engellediğini, şöyle ki işe başlandıktan sonra davalının sözleşme dışı ilave iş talebinde bulunduğunu, müvekkilinin bu işler için ayrı bir sözleşme yapılması talebinde bulunması ve eposta ile sözleşmeyi göndermesi üzerine davalının müvekkilini aradan çıkararak gizlice müvekkilinin taşeronu ile anlaştığını ve bu işlere öncelik verildiğini ayrıca davalının bir kısım ekstra talebinin aradaki ilişkinin zarar görmemesi adına kabul edildiğini, davalının işin yapılması esnasında müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin buna rağmen işinin büyük çoğunluğunu davalının istediği sürede bitirdiğini, ancak müvekkili işi bitirmek üzere iken iş alanına alınmadığını, taraflar arasında iş bedelinde uyuşmazlık bulunduğunu, davalının işten el çektirdiği tarih itibariyle yapılan işin oranının tespiti gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşmede iş süresi olarak kararlaştırılan 20 günlük sürenin dolmasından aylar sonra müvekkiline ihtarname keşide ederek inşaat alanına giremediğini ileri sürdüğünü ve haksız talepte bulunduğunu, davacının alacağı bulunmadığı gibi, geç teslim, eksik teslim ve fazla yapılan ödemeler nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğunu, davacı tarafça sözleşme bedelinin ihtarnamede fazla belirtildiğini, davacının bir kısım işleri yarım bıraktığını ve kalan işlerin başkasına tamamlattırdığını, davacının yaptığı bir kısım işin ise ayıplı olduğunu, bu konuda eposta yazışmalarının bulunduğunu, davacının yaptığı işe ilişkin tasdikli projesi ve belediyeden alınan ruhsatının bulunmadığını, davacının faturasını dahi kesmediği bir bedel için alacak talebinde bulunamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi incelemesi sonucu 19/02/2014 tarihli sözleşme ile götürü bedel anahtar teslimi olarak 90.000,00 TL bedel ile yapımı kararlaştırılan imalatların % 90 oranında gerçekleştirildiğinin, yapılmayan ve eksik kalan imalat oranının % 10 mertebesinde olduğunun , davacının talep edebileceği hak ediş tutarının 81.000,00 TL olduğunun, davalının 45.000,00 TL ödemesi düşüldüğünde davacının 36.000,00 TL bakiye alacağı olduğunun tespit edildiği, rapor içeriğinin mahkemece uygun bulunduğu, ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge sunulmadığından davalının ihtara cevap verdiği 18/09/2014 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 36.000,00 TL alacağın 18/09/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde, davalının iddiasını ispatlayamadığını, müvekkilinin işi layıkıyla yaptığını ve alacağın tamamına hak kazandığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının sözleşmede iş süresi olarak kararlaştırılan 20 günlük sürenin dolmasından aylar sonra müvekkiline ihtarname keşide ederek inşaat alanına giremediğini ileri sürdüğünü ve haksız talepte bulunduğunu, davacının alacağı bulunmadığı gibi, geç teslim, eksik teslim ve fazla yapılan ödemeler nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğunu, davacı tarafça gönderilen ihtarnamede de işin tamamlanacağına ilişkin bir öneride bulunulmadığını, davacının bir kısım işleri yarım bıraktığını ve kalan işlerin başkasına tamamlattırıldığını, davacının yaptığı bir kısım işin ise ayıplı olduğunu, bu konuda eposta yazışmalarının bulunduğunu, davacının belediyeden alması gereken izinleri de almadığının tespit edildiğini, davacının faturasını dahi kesmediği bir bedel için alacak talebinde bulunamayacağını , bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Taraflar arasında kış bahçesi yapım işini konu alan 19/02/2014 tarihli eser sözleşmesi düzenlenmiş olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı işin yapımı devam ederken davalının kendisini işten el çektirdiğini ileri sürerek yapmış olduğu iş bedelini talep etmiş, davalı ise davacının işi yarım bırakması nedeniyle eksik ve ayıplı olan kısımların 3.şahsa tamamlattırıldığını savunmuştur. Kural olarak eksik ve ayıplı işlerin varlığını iş sahibi, giderildiğini ise yüklenici ispatlamalıdır. Eser sözleşmesi imzalandıktan sonra yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine olarak kabul edilir. Somut olayda, davalı davacının işi kendi isteğiyle yarım bıraktığını ileri sürmüş ise de, bu yönde davacıya bir ihtarına veya başkaca bir delile rastlanılmamış, aksine davacı davalıya göndermiş olduğu ihtarnamede kendisinin işten el çektirildiğini belirterek yapmış olduğu işin bedelini talep etmiştir. Bilirkişi incelemesi sonucu anahtar teslimi götürü bedel olarak kararlaştırılan imalatların %90’ının tamamlanmış olduğu, buna göre davacının 81.000,00 TL alacağa hak kazandığı, davalının 45.00,000 TL ödeme yaptığını belirttiği, dolayısıyla davacının 36.00,000 TL bakiye alacağı olduğu tespit edilmiş, taraflarca bilirkişi raporuna inceleme sırasında mevcut işin oranı yönünden bir itirazda bulunulmamıştır. Davalı, bilirkişi incelemesi ile tespit edilen işin bir kısmının, eksik ve ayıplı olması nedeniyle 3.şahsa tamamlattırılmış olan iş olduğunu ileri sürmüş ise de, davacının iş alanından ayrıldığı tarih itibariyle işin durumuna ilişkin bir delil tespiti yaptırmamış olup, sunmuş olduğu deliller de yeterli görülmemiştir. O halde mahkemece denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2018 tarih ve 2017/1136 Esas, 2018/682 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yatırılması gereken 2.459,16 TL nisbi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 614,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.844,37‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 14/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.