Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2315 E. 2018/1756 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2315
KARAR NO : 2018/1756
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018
NUMARASI : 2017/882 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 28/12/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, İİK.’nın 172/3 maddesi hükmü uyarınca menfi tespit talebine ilişkindir.
Davalılardan … tarafından, davacı …,… ve …. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden üç ayrı bonoya dayanılarak toplam 3.205.024,66 TL üzerinden Kambiyo Senetlerine Mahsus haciz yolu ile takip yapılmış olduğu görülmüştür.
Davacı …, davaya konu takip dayağı bonoların Üniversiteyi temsile yetkili … ‘ın üniversitedeki görevinin sona ermesinden sonra eski tarihli olacak şekilde düzenlenip muvazaalı olarak diğer davacı … … Şirketi’ne verdiğini, senetlerin düzenlemesine dayanak hiçbir ticari ilişki bulunmadığını belirtmiş, davalı-takip alacaklısı … ise söz konusu senetlerin … Şirketi ile 2014 tarihinde imzaladıkları toplu iş satış sözleşmesi kapsamında verildiğini, davalı … … Şirketi ise dava ve takip konusu 3 ayrı senedin davacı Üniversite ile Bursa’daki Alman hastanesinin yapımına ilişkin sözleşme kapsamında aldıklarını ileri sürmüştür.
Talep üzerine, mahkemece itiraza konu 30.05.2018 tarihli ara kararı ile, takip dayanağı senetlerle ilgili ceza ve soruşturma dosyaları ile diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek senetlerin bedelsiz olup olmadığının yargılamayla belirleyeceği, ancak HMK md.389 uyarınca tedbir kararı verilmemesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı belirtilerek İİK. 72/3. Maddesi uyarınca ve davacı Üniversitenin Vakıf Üniversitesi olduğu da belirtilerek teminatsız olarak İstanbul ..İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra veznesine yatırılan paranın tedbiren alacaklıya ödenmemesine tedbiren karar verildiği ve davalıların itirazı üzerine benzer gerekçelerle istinafa konu 08.11.2018 tarihli ara kararı ile itirazın reddine dair verilen karar davalılar tarafından süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davalılar istinaf taleplerinde ayrı ayrı, tedbire itiraz sebeplerini tekrarla ceza ve soruşturma dosyalarının takip dayanağı senetlerle ilgisinin olmadığını, davacı Üniversitenin harç v teminattan muaf olmadığını, senetlerin hastane inşaatı nedeniyle verildiğini, kambiyo senetlerindeki sebepten soyutluk ilkesinin gözetilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak tedbir kararının kaldırılması, aksi halde teminata bağlanmasını talep etmişlerdir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Tüm dosya kapsamına göre, ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın reddine dair verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu, tedbirin teminata bağlanmasına ilişkin talebin de istinafa tabi hususlardan bulunmadığından davalıların istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2018 tarih ve 2017/882 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalılar vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Taraflarca istinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 28/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.