Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2307 E. 2021/1279 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2307
KARAR NO : 2021/1279
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2018
NUMARASI: 2016/574 Esas, 2018/824 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili, taraflar arasında üç adet ameliyathaneye ait 3 adet hermetik kapının temini, montajı ve iki yıl boyunca garanti hizmeti verilmesi hususlarında sözleşme yapıldığını, sözleşme gereğince davacı müvekkili yüklenici şirketin kendi edimini eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirdiğini, yapılan işin karşılığı olarak 26/10/2015 tarihli, … irsaliye numaralı ve 27.662,54TL bedelli faturanın düzenlendiğini ancak faturanın vade tarihinin 25/12/2015 olmasına karşın fatura bedelinin davalı şirketçe ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında fatura bedelinin tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili şirketin Antalya Hastaneler Birliği’ne karşı Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi işinin yüklenicisi olduğunu, yüklendiği iş kapsamında üç adet ameliyathaneye ait üç adet hermetik kapının temini, montajı ve iki yıl boyunca garanti hizmetinin verilmesi için davacı şirket ile 21/09/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 6.maddesinde; sözleşme konusu ürünlerin kabulünün, iş sahibi idarenin Muayene ve Kabul Komisyonunun kabul tutanağını imzalaması ile gerçekleşeceğini; ödemenin de yine iş sahibi idarenin müvekkili şirkete ödeme yapmasını müteakip iki gün içerisinde yapılacağının hüküm altına alındığını, ancak icra takibi tarihi itibarı ile, sözleşmeye konu kapıların kabulünün iş sahibi İdarece henüz yapılmadığını, sözleşme konusu işe dair ödemenin henüz müvekkili şirkete yapılmadığını, dolayısıyla sözleşmeye göre alacak henüz muaccel olmadığı halde davacı şirketin önce işe ait fatura tanzim ederek müvekkili şirkete gönderdiğini, müvekkili şirketin faturayı iade ettiğini, devamında davacı tarafın icra takibine giriştiğini, takibe müvekkili şirket tarafından haklı sebeplerle itiraz edildiğini, sözleşmenin 3 maddesinin; 1.2. bendinde; kapılarda garanti süresince oluşabilecek arızalara karşı davacının 24 saat içerisinde müdahalesi ve 48 saat içerisinde arızayı gidermesi gerektiği halde bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kapılardaki sızdırmazlık sorununun halen giderilmediğini, 1.7 bendinde; kapılara ait tüm kullanıcı talimatları ve garanti belgelerinin verilmesi gerektiği halde henüz verilmediğini, 1.6 bendi gereği; mal kabulünden sonra kullanıcılara vermesi gereken eğitimlerin de henüz verilmediğini, tüm bu hususların davacı tarafa defalarca bildirildiği halde sözleşmeye uygun tam ve eksiksiz ifanın gerçekleşmediğini, iş sahibi idare tarafından da işin kabulü ve ödemesinin yapılmadığını, dolayısıyla sözleşmeye ve ekindeki teknik şartnameye uygun tam ve eksiksiz ifa söz konusu olmadığı ve sözleşmenin ödemeye ilişkin şartları da gerçekleşmediği için icra takip tarihi itibarı ile davacı lehine muaccel hale gelmiş bir alacağın söz konusu olmadığını, diğer taraftan Borçlar Kanunu’nun 470 vd. maddeleri gereğince, sözleşme ile yükümlü olduğu edimi yerine getirmeyen tarafın karşı edimin ifasını talep edemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, taraflar arasında hastane kapılarının yapımı konusunda sözleşme bulunduğu, davacı tarafça kapıların kesim ve montajının tamamlandığı ve icra takibine dayanak gösterilen faturanın kesildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacının kendisine düşen işi sözleşme hükümlerine uygun olarak tam ve eksiksiz imal ettiği, davalı tarafından ileri sürülen arıza halinin davacı kaynaklı olmadığı, davacı tarafından faturada yer alan kapıların eksiksiz olarak çalışır durumda teslim edildiği, yapılan işlerde açık veya gizli ayıplı bir imalatın bulunmadığı, faturadaki bedelin serbest piyasa koşullarında günün rayicine uygun bedeller olduğu, bu nedenle davacının yaptığı işin karşılığı olan fatura bedelini talep hakkına sahip olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 27.662,54 TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkili yanca Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kurulumu yapılan üç adet üst düzey organ nakli ameliyathanesi için davacı firmadan üç adet otomatik kapı montajlı olarak temin edildiğini, davacı firma ile yapılan sözleşme gereğince ödemenin, kapıların idarece eksiksiz olarak kabulünden sonra yapılacağının kararlaştırıldığını, ancak montajdan sonra kapıların ayıplı mal statüsünde olduğunun, sürekli arıza yaptığının görüldüğünü, İdare tarafından bu hususun tutanak altına alındığını, firmanın sözlü ve noter kanalı ile yapılan servis taleplerini yerine getirmemesi üzerine müvekkili firmanın Antalya’da yerleşik … firması ile servis sözleşmesi yapmak zorunda kaldığını, arızaların çok sık olması ve idarenin yapmış olduğu incelemelerde kapıların şartnameye uygun olmadığının belirlenmesi sebebi ile yazı ile kapıların yenileri ile değiştirilmesinin davacı yandan noter kanalı ile talep edildiğini, cevap verilmemesi üzerine kapıların taraflarınca sökülerek yenilendiğini, yokluklarında yapılan tespit raporuna dayanan bilirkişi raporunda arızaların tek sebebinin taraflarınca monte edilen kapı kasalarının eğri olması olarak gösterildiğini, halbuki, müvekkkilince sadece kapı mekanizması ve kanadının yenilendiğini, kapı kasasının değiştirilmediğini, -kapı kasalarının uygun olup olmadığının yerinde keşif yapılmadan, yokluklarında oluşturulan gerçeği yansıtmayan tespit raporuna dayanmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin kapıların açık olarak şartnameye aykırı olduğunu belirttiği yazıların dikkate alınmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Yanlar arasında 3 adet ameliyathaneye ait 3 adet hermetik kapının temini ve montajı konusunda sözleşme yapıldığı, sözleşme gereğince davacı tarafça kapıların imal edildiği, montajının yapıldığı ve iş bedeline istinaden 26/10/2015 tarihli, … irsaliye numaralı ve 27.662,54TL bedelli faturanın davacı yanca düzenlenerek davalıya gönderildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. İhtilaf ; davacı yanca üretilip davalıya teslim edilen kapıların ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut olayda; davalı yanca kapıların ayıplı olması nedeniyle davacının iş bedeline hak kazanmadığı iddia edilmesine ve davacı tarafça kapılardaki arızanın kaynağının kapı kasalarındaki eğiklikten kaynaklandığı, bu nedenle yüklenici olarak kasadaki eğiklikten sorumluluklarının bulunmadığı ileri sürüldüğü halde, mahkemece mahallinde keşif yapılmadan, davalının yokluğunda yapılan tespit raporuna dayanılarak bilirkişi raporu hazırlatılması ve bu rapora dayanılarak davalı tarafından ileri sürülen arıza halinin davacı kaynaklı olmadığı, davacı tarafından faturada yer alan kapıların eksiksiz olarak çalışır durumda teslim edildiği, yapılan işlerde açık veya gizli ayıplı bir imalatın bulunmadığı gerekçesiyle, faturadaki rayiç bedele uygun miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. O halde, mahkemece yapılacak iş, davacı yüklenicinin dava konusu kapıların kasalarının eğik olduğunu tespit etmesi akabinde, basiretli bir tacir gibi davranarak davalı iş sahibini bu konuda uyarma yükümlülüğü bulunduğu gözetilerek, dosya kapsamında bulunan servis formlarında; kapı kasalarının eski hali ile durduğu belinlendiğinden mahallinde keşif yapılıp, uzman bilirkişiden rapor alınarak eserin incelettirilmesi, varsa ayıpların niteliğinin TBK’nın 474. madde hükmünce değerlendirilmesi, davalı iş sahibinin seçimlik haklarını düzenleyen TBK’nın 475. maddesi hükümleri gözetilmeli, eserin reddinin gerekip gerekmediği, yine ayıbın niteliğine göre eserin reddi gerekmiyorsa bedel indirimi ve varsa ayıptan kaynaklanan zararların saptanarak sonucuna uygun karar verilmesinden ibarettir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesİ’nin 13/09/2018 tarih, 2016/574 Esas, 2018/824 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.