Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2300 E. 2018/1749 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2300
KARAR NO : 2018/1749
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2018
NUMARASI : 2017/7491 D.iş Esas , 2017/7491 D.iş Karar,
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 27/12/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
İhtiyati tedbir talep eden vekili, müvekkili ile karşı taraf arasında imzalanan 26/07/2013 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin işin yapımına devam ederken karşı tarafça sözleşmenin askıya alındığı ve mücbir sebep ilan edildiği, müvekkilince iadesi istenen teminat mektuplarının iade edilmediği, yapılan görüşmeler neticesinde kesin teminat mektubunun kademeli olarak 100.000 USD’ye, avans teminat mektubunun ise 953.000 USD’ye düşürüldüğünü, 3 yılı aşkın süredir mücbir sebebin ortadan kalkmadığını, müvekkilinin yaptığı harcamaların ödenmediğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözülmesinin kararlaştırıldığını, ancak henüz tahkim yargılamasına başlanmadığını ileri sürerek, teminat mektuplarının vadesinin 29/12/2017 ve karşı tarafın adresinin Channel Adaları olduğu dikkate alındığında telafisi güç zararların meydana gelmemesi bakımından halen karşı taraf uhdesinde bulunan .. . Bankası’nın 22/11/2013 tarihli bulunan … Bankası953.000 USD tutarlı avans teminat mektubu ile 05/07/2013 tarihli 100.000 USD tutarlı kesin teminat mektubunun nakde dönüştürülmemesi için teminatsız olarak, bu talebin kabul görmemesi halinde uygun görülecek bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 28/12/2017 tarih ve 2017/7491 D.iş sayılı kararı ile, ihtiyati tedbir talep edenin dilekçesi ekinde sunduğu belgeler ile haklılığını yaklaşık olarak ispat ettiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talep edenin talebinin kabulüne, teminat mektubu tutarlarının 26/12/2017 tarihli USD döviz kuru (efektif satış) üzerinden TL’ye çevrilmesi suretiyle hesaplanan miktarın %15’i oranında teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulüyle … Bankası’na ait 22/11/2013 tarih … numaralı 953.000 USD bedelli avans teminat mektubu ile aynı bankanın 05/07/2013 tarih … numaralı 100.000 USD bedelli kesin teminat mektubunun muhataplarınca talep halinde paraya çevrilmesinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına, HMK 393/1 maddesi uyarınca 1 hafta içinde teminatın sunulması halinde kararın davacı vekiline verilmesine, aksi takdirde ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, talep eden tarafça 29/12/2017 tarihinde 610.000,00 TL bedelli teminatın yatırıldığı ve …Bankası’nın 02/01/2018 tarihli cevabi yazısından teminat mektupları üzerine tedbir şerhi işlendiği anlaşılmaktadır.
Karşı taraf vekili, 10/01/2018 tarihli itiraz dilekçesinde, HMK’nın 410. Maddesi gereğince tahkimde görevli ve yetkili mahkemenin tahkim yeri bölge adliye mahkemesi olduğunu, sözleşmenin 3.1 maddesine göre tahkim yerinin Ankara olduğunu, mahkemece görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, görevli ve yetkili mahkemenin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi olduğunu, ihtiyati tedbir kararı yürürlükte kaldığı sürece kamu kurumu olan müvekkilinin uğradığı zararları ilgililere rücu hakkını saklı tuttuklarını, kamu düzeninden olan görev ve yetki hususunun ihtiyati tedbir kararından önce düşünülmesi gerektiğini, bu nedenle ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, itirazların kabul edilerek yetkisiz ve görevsiz mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Talep eden vekili tarafından sunulan 12/01/2018 tarihli dilekçe ile de, HMK’nın 410. Maddesinin 6545 sayılı Kanun’un 45. Maddesi ile adeta mülga edildiğini, buna göre yetkili ve görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olarak belirlendiğini, 410. Maddenin tahkim yargılaması başlamış olan durumlarda söz konusu olabileceğini, somut uyuşmazlıkta hakem heyetinin henüz seçilmemiş ve kısa sürede seçilemeyecek olması karşısında telafisi mümkün olmayacak bir zararı engellemek için mahkemeye başvurulduğunu, ekte sunulan başvuru belgesine göre taraflarınca TOBB Tahkim Divanı’na başvurulduğundan bu aşamadan sonra taraflar arasındaki her türlü ihtilafı çözmeye yetkili ve görevli merciinin teşekkül edecek tahkim heyeti olduğunu belirterek, bu nedenle dosyanın ihtilafı çözmekle görevli hakem heyetine ulaştırılmak üzere TOBB Tahkim Divanı’na gönderilmesine karar verilmesini istemiştir. Talep eden vekilince sunulan belgelerden, tahkim başvuru dilekçesi ve eklerinin 12/01/2018 tarihinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne teslim edildiği anlaşılmaktadır.
TOBB Tahkim Divanı Sekreterliği tarafından gönderilen 24/01/2018 tarihli yazıda, uyuşmazlık sebebiyle 12/01/2018 tarihinde tahkim başvurusu yapıldığı, başvurunun Tahkim Divanı tarafından kabul edilerek tahkim sürecinin TOBB Tahkim Kuralları uyarınca devam etmekte olduğu belirtilmiştir.
Mahkemenin 16/02/2018 tarih ve 2017/7491 D.iş sayılı Ek Kararı ile, ihtiyati tedbir talep edenin sunduğu belgelerden taraflar arasında akdedilen 26/07/2013 tarihli sözleşmeden doğan uyuşmazlık nedeniyle 12/01/2018 tarihinde tahkim başvurusunun yapıldığı, başvurunun Tahkim Divanı tarafından kabul edildiği, tahkim sürecinin TOBB Tahkim Kuralları uyarınca devam ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda ihtiyati tedbir kararına itirazın asıl uyuşmazlığın görüldüğü tahkim yeri olan TOBB Hakem Heyeti tarafından değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, ihtiyati tedbire itirazın değerlendirilmesi bakımından dosyanın Türkiye Odalar Borsalar Birliği’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Karşı taraf vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, tedbir isteyen şirketin adresinin Kartal olup tedbir kararının Anadolu Adliyesinde alındığını, ancak karara süresinde görev ve yetki yönünden itiraz ettiklerini, HMK’nın 410. Maddesine göre tahkim yargılamasında mahkemenin yapacağı işlerde görevli ve yetkili mahkemenin tahkim yeri bölge adliye mahkemesi olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.1 maddesinde tahkim yerinin Ankara olarak belirlendiğini, HMK’nın 390. Maddesine göre ihtiyati tedbirin dava açılmadan önce esas hakkında görevli mahkemeden ; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebileceğini, buna göre yetki itirazı üzerine mahkemenin yetkisizliğine ve tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, HMK’daki genel yetkili mahkemenin davacının ikametgahı mahkemesi olduğunu, buna rağmen mahkemenin yetki kurallarına aykırı olarak verdiği ihtiyati tedbir kararını kaldırmayıp, itirazın tahkim heyetince incelenmesine karar vermesinin kanuna aykırı olduğunu, oysa itiraz duruşmasında görev ve yetki itirazları karara bağlanmadan başka bir karar verilmemesini talep ettiklerini, mahkemece esas alınmasa da MTK kapsamında yabancılık unsuru bulunduğunu, MTK’nın 3. Maddesine göre mahkemece yapılacak işlerde asliye hukuk mahkemesinin görevli ve yetkili olduğunu, müvekkilinin Türkiye’deki adresinin Çankaya/Ankara olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbir talebine bakacak mahkemenin Ankara mahkemeleri olduğunu, aksi takdirde ise İstanbul Çağlayan Mahkemeleri olması gerektiğini, yerel mahkemenin de 6545 sayılı Kanun’un 45. Maddesinin 6100 sayılı HMK’nın 410. Maddesini mülga ettiği düşüncesinden yola çıkarak kendisini görevli saydığını, bu durumda da kanun yolunu temyiz değil, HMK 341. Maddesi gereğince istinaf olarak göstermesi gerektiğini, oysa HMK’nın 410. Maddesinin bölge adliye mahkemesini görevli kıldığını, mahkemenin bu kararı ile tahkime ilişkin mahkeme yardımını gerektiren tüm kararlarda bölge adliye mahkemesinin saf dışı edildiğini, yetkisiz mahkemece verilen tedbirin yetkisiz mahkemece kaldırılması gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin nazara almadığı görev ve yetki itirazının ele alınarak mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olması nedeniyle verilen kararın kaldırılmasına ve yetkisiz mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karşı taraf vekilinin temyiz talebi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 30/10/2018 tarih ve 2018/1375 esas, 2018/5318 karar sayılı kararında, bölge adliye mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde göreve başladığından HMK’nın 341. Maddesi gereğince dosyanın istinaf incelemesi için bölge adliye mahkemesine gönderilmesi gerekirken yanlışlıkla Daire’ye gönderildiği anlaşıldığından dosyanın mahalline tetkiksiz iadesine karar verilmiştir.
Dosya istinaf incelemesi için Dairemiz’e gelmiş olmakla, yapılan incelemesinde; tedbir isteyen vekilinin talebinin yerel mahkemece kabul edilerek 28/12/2017 tarih ve 2017/7491 D.iş sayılı kararı ile, teminat mektuplarının muhataplarınca talep halinde paraya çevrilmesinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına karar verilmiş, karşı taraf vekilince itiraz edilmesi üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda mahkemece, tahkim yargılamasının başladığı gerekçesiyle itirazın incelenmesi için dosyanın tahkim yargılamasının yapıldığı TOBB Tahkim Divanı’na gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 26/07/2013 tarihli sözleşmenin Ek (C) kısmının “İhtilafların Çözümü, Tahkim ve Hukuk Seçimi” başlıklı bölümünün 3.1 maddesinde bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Tahkim Kuralları (Yönetmelikler ve Kurallar) uyarınca çözümleneceği ve tahkim yerinin Ankara olduğu hükme bağlanmıştır.
Talep eden tarafça ihtiyati tedbir istenildiği aşamada henüz tahkim yargılaması başlatılmamış ise de, itiraz incelemesinin yapıldığı aşamada dava açılarak TOBB Tahkim Divanı’nda tahkim yargılaması başlatıldığı ve yargılamanın devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 390. Maddesine göre ihtiyati tedbire ilişkin taleplerin dava açıldıktan sonra davanın açıldığı mahkemede karara bağlanması gerekir. Bu durumda, karşı tarafça yapılan itirazın TOBB Tahkim Divanı bünyesinde asıl yargılamayı yapan Hakem Kurulu tarafından verilecek karar ile sonuca bağlanması gerektiğinden, yerel mahkemece itirazın değerlendirilmesi için dosyanın TOBB Tahkim Divanı’na gönderilmesine dair 16/02/2018 tarihli ek kararı yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, karşı taraf vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2018 tarih ve 2017/7491 D.iş Esas, 2017/7491 D.iş Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karşı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 27/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.