Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2228 E. 2018/1679 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2228
KARAR NO : 2018/1679
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2018
NUMARASI : 2018/1086 Esas
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali
KARAR TARİHİ : 18/12/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, izolasyon yapım işini konu alan yazılı eser sözleşmesi kapsamında avans olarak verilen çeklerin iptali talebine ilişkin olup, mahkemece istinafa konu 12.10.2018 tarihli ara kararı 3 nolu bendinde … numaralı çek yönünden taleple bağlı kalınarak icra takip bedelinin icra veznesine tamamen yatırılması ve mahkeme veznesine çek bedelinin %15’i kadar ödenmesi halinde ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile takibin durdurulmasına, davacı tarafça çek bedelinin %15’i oranında teminat yatırılması halinde ise icra veznesne girecek bedelin alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi dair verilen karar davalı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davalı yüklenici şirket vekili istinaf talebinde özetle, usul ve esas açısından tedbir şartlarının bulunmadığını, sadece ödemeden men talepleri mevcut olduğu halde, talep açılarak tedbir kararı verildiğini belirterek kararın kaldırılarak talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı iş sahibi şirket vekili, sözleşme kapsamında davalı yükleniciye verilen avans çeklerinin işin yapılmaması nedeniyle iptalini talep etmiş, davalı yüklenici şirket vekili ise çeklerin avans değil alacağa karşılık olarak alındığını, işin tamamlanarak teslim edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Davadaki asıl talep sözleşme kapsamında avans olarak verildiği iddia edilen çeklerin iptalleri istenmiştir. Davanın niteliği dikkate alındığında ve davada yaklaşık ispat kuralının da gerçekleştiği gözetildiğinde mahkemece verilen kabul kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2018 tarih ve 2018/1086 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 18/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.