Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2227 E. 2021/1041 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2227
KARAR NO : 2021/1041
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI : 2016/237 Esas, 2018/288 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda ;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili; müvekkilinin davalı firmaya fason tekstil malzemelerinin üretimi yaptığını, müvekkiliyle davalı firma arasında cari hesaptan kalma 12.401,00-TL alacaklarını tüm taleplere rağmen ödenmeyince Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayıl ile başlatılan takibe davalı-borçlunun haksız ve kötüniyetli olarak itirazda bulunduğunu belirterek, davalının Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, lehlerine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; müvekkili şirketin aralarındaki ticari faaliyetinden doğan bütün borçlarını davacı tarafına ödediğini, davacı yana kendi namına keşide edilmiş 09/01/2016 keşide tarihli … Şişli Şubesine ait 12.401,00-TL bedelli çeki cevap dilekçesine eklediğini, bakiye borç bulunmadığını belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; tarafların arasında ticari ilişki bulunduğu dava konusu faturaların her iki tarafın usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ihtilafın dava konusu 12.401,00 TL çekin bankadan kim tarafından tahsil edildiğinin tespitinden ibaret bulunduğu, davacı şirket sahibi isticvabında dava konusu 12.400 TL bedelli, 09/01/2016 tarihli çeke ilişkin tahsilat makbuzu teslim tesellüm belgesi ve ciro evraklarının asıllarındaki imzaların tarafına ait olmadığına ilişkin beyanda bulunduğu, bilirkişi tarafından hazırlanan tekniğine uygun ve infaza elverişli raporda söz konusu imzaların şahıs şirketi şeklinde kurulmuş… Tekstil …’in elinin ürünü olmadığına yönelik değerlendirme yapıldığı, şirketi yönetim ve temsil yetkisinin …’te olduğu netice itibariyle 12.400,00-TL bedelli, 09/01/2016 tarihli çeke ilişki tahsilatın … tarafından yapılmadığı, …’in bu şekilde bir çek teslim almadığı hususunda kanaat oluştuğundan davalı şirketin ticari defterlerine dava dilekçesine dayanak faturaları da kaydetmiş olduğu ve bu faturalara ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığı gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile davalının icra takip dosyasına itirazın 12.401,00-TL asıl alacak yönünden iptaline; hükmolunan 12.401,00-TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari ilişki sebebi ile müvekkili şirketin davacıya olan borçlarının ödendiğini, bilirkişi raporunda davacı tarafın 2015 yılına ait defterlerinin açılış ve kapanışlarını yapmadığı, 2016 yılına ait defterli ise hiç sunmadığı, müvekkil şirketin defterlerinin usule uygun olarak tutulduğu, ödemelerin usulüne uygun ve eksiksiz yapıldığının tespit edildiğini; davacı tarafın 2016 yılı defterlerini hiç sunmamasının, bahse konu tahsilatlın yapıldığının tespit edilememesi için olduğunu düşündüklerini; davacı tarafın çeklerin teslim alındığına ilişkin belgelerdeki imzalarını inkar iddiasının suiniyetli olduğunu; çeklerin bizzat davacı namına keşide edildiğini, davacı tarafından ciro edilmedikçe 3. kişi tarafından tahsilinin mümkün olmadığını; çeklerin bankadan tahsil edilmiş oldukları da açık olduğuna göre, çeklerin bizzat davacı tarafın alınarak cirolanmış olacağını; imza incelemesinde, davacının eli ürünü olmadığı belirlenmiş ise de, bu durumda ortada bir suç olduğunu; bu bağlamda başkaca bir inceleme yapılmaksızın, kanunun sunduğu diğer delil toplama ve ispat yöntemlerini es geçerek, sadece davacı taraf beyanlarını ve davacı taraf tanık ifadelerini esas alarak karar oluşturulmasının yasaya, usule ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararının ortadan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasında 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu çekişmesizdir. Eser sözleşmelerinde, kural olarak yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır.Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı taraf, işin yapılıp teslim edildiğini, bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise bedelin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Dava konusu Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 12.410,00 TL cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe davalı tarafça süresinde itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.Mahkemece, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 06/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafın dava konusu döneme ait defter ve belgelerinin lehine takdiri delil teşkil ettiği, davalı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu, takibe konu olan faturaların davacı ve davalı şirketin yasal defterlerine kayıtlı olduğu, davacı tarafın incelenen 2015 yılı ticari defterlerine göre: 31/12/2015 tarihi itibarı ile davalı yandan 12.401,00-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın incelenen 2015-2016 yılı ticari defter ve belgelerine göre: 31.12.2015 tarihi itibarı ile davalı tarafın davacı tarafa: 21.401,17 TL borçlu bulunduğu, 2016 hesap yılı 1. ayda 9.000,00+ 12.410,00=21,401,00 Tl ödemenin davacı borcuna kayıtlandığı, 9.000,00 TL çekin davacı yan kayıtlarında olduğu, 05/02/2016 takip tarihi itibarı ile davalı tarafın davacı tarafa 0,17 TL borcunun bulunduğu, bu bakiyenin ise 31/12/2016 tarihinde hesap kapatma yöntemi ile kapatıldığı, takip ve dava konusu faturaların davacı ve davalı kayıtlarında mevcut olduğu bildirilmiştir.Dava konusu 12.401,00-TL bedelli, 09/01/2016 tarihli çeke ilişkin tahsilat makbuzu, teslim tesellüm belgesi ve ciro evraklarındaki imzanın davacı …’in elinin ürünü olup olmadığı hususunda alınan 30/11/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu 09/01/2016 keşide tarihli, 0016198 seri nolu, 12.401-TL’lik çeke ilişkin 08/01/2016 tarihli, 160108001 fiş nolu “Çek Ciro” başlıklı belge İle aynı çekle İlgili 11/01/2016 tarihli 1 sıra nolu tahsilat makbuzu aslında davacıya atfen atılmış münker imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı …’in eli ürünü olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.Davacı ve vekili 21/06/2017 tarihli duruşma sırasında alınan beyanlarında; 31/12/2015 tarihli ve 9.000,00-TL bedelli çeke ilişkin tahsilat makbuzunun teslim tesellüm belgesinin ve ciro evraklarının asıllarındaki imzalara itirazı bulunmadığı, …tarafından alındığı belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece 04.01.2016 tarihli 9.000,00 TL’lik ödemeye ilişkin tahsilat makbuzundaki imza ile dava konusu edilen 12.401,00-TL bedelli, 09/01/2016 tarihli çeke ilişkin tahsilat makbuzu teslim tesellüm belgesindeki imzanın aynı olup olmadığının değerlendirilmemesi doğru olmamıştır.Mahkemece, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan 06/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmediği, 2016 yılı mart ayında şirketin kapandığı belirtilerek son hesabın alındığı belirlenmesine rağmen; çekin bankadan kim tarafından ciro edilerek tahsil edildiğinin sorulmadığı, davalı tarafça ibraz edilen surete göre çek arkasında cirosu olan kişi ile davacı arasında bağlantının varlığının değerlendirilmemesi ve davacının 2016 yılı defterleri incelenmeksizin karar verilmesi de hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince kaldırılarak, davacının 2016 yılı ticari defterleri incelenerek, çeki bankadan tahsil eden Tanık Laçin ile davacı arasında ticari bağlantı olup olmadığı, davacı kayıtlarında bu alacağa ilişkin kayıt bulunup bulunmadığı; 04.01.2016 tarihli 9.000,00 TL’lik ödemeye ilişkin tahsilat makbuzundaki imza ile 12.401 TL’lik 11.01.2011 tarihli belgedeki imzanın aynı olup olmadığının değerlendirilmesi, gerekirse aynı kişiye ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılarak 9.000,00 TL’lik ödeme davacının kabulünde olduğundan buna göre değerlendirme yapılması, ayrıca gerekmesi halinde davalı tarafça yemin deliline dayanıldığından bu hususun değerlendirilmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2018 tarih, 2016/237 Esas, 2018/288 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.