Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/222 E. 2018/191 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/222
KARAR NO : 2018/191
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2017
NUMARASI : 2016/394 Esas, 2017/527 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 14/02/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı süresinde davacı vekili istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili firmanın, davalı şirketin yaptırdığı Ordu Üniversitesi Gülyalı Meslek Okulu projesini hazırlayarak ilgili firmaya teslim ettiğini, yapı ruhsatının onaylandığını ancak müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığından İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını belirterek itirazın iptali ile %20 tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde süresinde yetki itirazında bulunarak yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. (davalı borçlu şirket takip dosyasına yapmış olduğu itiraz dilekçesinde de icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiştir.)
İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararında; usulünce yetkili icra müdürlüğünce yapılan bir takip bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararına karşı süresinde davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Bilindiği gibi genel yetkili mahkeme, HMK’nın 6.maddesine göre davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır ve aralarında yetki sözleşmesi yoktur.
HMK’nın sözleşmeden doğan davalarda yetki başlığını taşıyan 10. maddesinde sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir. Kanun koyucu bu maddede özel yetki kuralı koymuş ve davacıya yetkili mahkeme konusunda seçimlik hak tanınmıştır. Buna göre davacı genel yetki kuralı gereği davayı davalının yerleşim yerinde veya sözleşmenin ifa edildiği (sözleşmedeki edimlerin (borçların) ifa yeri) yer mahkemesinde de açabilir.
Dava ve takibin dayanağı eser sözleşmesi olduğundan TBK ‘nın 89. maddesindeki para alacaklarına ilişkin olan; para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğine dair hükmü uygulanmaz.
Taraflarca sözleşmenin ifa edileceği yerin kararlaştırılmadığına göre, bu nedenle genel yetki kuralları gereği davalı ikametgahında geçerli bir icra takibi (davalının yerleşim yerinde yapılan bir icra takibi) bulunmadığından yerel mahkemenin kararı usul yönünden hukuka uygun olup, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2017 tarih ve 2016/394 Esas, 2017/527 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 14/02/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.