Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2215 E. 2018/1707 K. 21.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2215
KARAR NO : 2018/1707
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2018 (İstinaf incelemesine konu ara karar)
NUMARASI : 2018/899 Esas, (derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
TALEP KONUSU: İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 21/12/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı davacı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 09.12.2017 tarihli Şile Devlet Hastanesi Mekanik Proje Sözleşmesi ile 01.01.2018 tarihli Şile Devlet Hastanesi Elektrik Projesi İnşaat Yapım Sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca ve müvekkili şirketin davalı şirketin emir ve talimatları doğrultusunda edimlerini ifa etmiş olmasına rağmen davalı yanın edimlerini ifa etmediğini, sözleşme hükümleri ile belirlenen bedel ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ibraz etmiş oldukları deliller incelendiğinde alacaklı olduklarının tespit edileceğini, bu nedenle müvekkili şirketin alacağı miktarda davalı tarafın Sağlık Bakanlığı nezdinde doğan ve doğacak hakeşler üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş ve davacı alacağının tahsili için Şile İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yapılan davalının itirazının iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı firmanın sözleşmelerden kaynaklı sorumluluklarını gereği gibi sözleşmelere uygun şekilde yerine getiremediğini, işi olması gerektiğinden yavaş yaptığını, teknik olarak hatalı imalatlar yaptığını, müvekkili firma tarafından davacı firmaya nakit ve çekle ödemeler yapıldığını, (bu konuda deliller ibraz edilmiş) ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkeme istinaf incelemesine konu kararında, “taraflar arasında imzalanan elektrik tesisatı ile mekanik proje tesisatı işine dair sözleşmelerin feshinin haklı olup olmadığının, davalının Şile Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/6 ve 2018/7 D.İş sayılı dosyalarında yaptırdığı delil tespitine ilişkin bilirkişi raporlarının kapsamı, davalı tarafça ödemeye dair verildiği belirtilen çeklerin tahsil edilip edilmediğinin bu kapsamda davacının iddia ettiği oranda alacaklı olup olmadığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği ve mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığından istemde HMK.nun. 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine” dair karar vermiştir.
Yerel mahkeme ara kararına karşı davacı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Yerel mahkemece yaklaşık ispata ilişkin koşullar oluştuğunda talep halinde davanın ilerleyen aşamalarında toplanan delillere göre tedbir kararı verilmesi mümkün olup bu aşamada tedbir talebinin reddi kararı açıklanan ilke ve değerlendirmelere göre yerinde olduğundan davacı tarafın istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/10/2018 tarih ve 2018/899 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 21/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.