Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2193 E. 2019/349 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2193
KARAR NO : 2019/349
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2017
NUMARASI : 2010/780 Esas, 2017/319 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19/03/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, beton ve kalıp işleri yapım işi nedeniyle yazılı eser sözleşmesi ilişkisine dayalı bakiye iş bedeli ve ilave işler nedeniyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacılar taşeron ,davalı şirket ise yüklenicidir. Davacı taşeron; ihale alıcısı davalı yüklenici şirket ile imzalanan 20.11.2006 ve 20.11.2008 tarihli sözleşmeler uyarınca … inşaatının B,C, D ve hizmet bloklarında kalıp ve beton dökme işçiliği ile bir kısım ilave işler yaptığını belirterek ödenmeyen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini; davalı yüklenici (iş sahibi) şirket ise, işin ayıplı olarak ifa edildiğini, talebin itiraza uğrayan ve projeye dayanmayan tespit raporuna dayalı olduğunu belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuştur. Mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi 3.ek raporu hükme esas kabul edilerek sözleşme kapsamında yapılan imalat tutarının 632.115,97 TL, yevmiye ve ilave iş bedelinin 103.307,00 TL olmak üzere toplam iş bedelinin 735.422,97 TL olduğu, bundan 79.590,00 TL ayıplı işler bedeli ile, davalı tarafından yapılan ödeme tutarı olan 611.721,23 TL’nin düşümü ile davacının talep edebileceği kalan alacak miktarının 44.111,74 TL olarak belirlendiğini belirterek davanın kısmen kabulü ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, itiraz haksız ise de talep yargılamayı gerektirdiğinden her iki tarafın icra inkar/ kötüniyet tazminat taleplerinin reddine dair verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı taşeron vekili istinafında özetle; merdiven işçiliği alacağı olan 25.000,00 TL ‘ye hükmedilmediğini, imalat metrajlarının hatalı hesaplandığını, işçilik yevmiyelerinin davalının tek taraflı düzenlendiği hakedişlere göre hesaplandığını, tanıkların aksine beyanlarına rağmen kusurlu imalatların hesaba katıldığını, yapı denetim tutanaklarının değerlendirilmediğini, talep edilen alacak kalemleri tek tek değerlendirilmeden birlikte hükmedildiğini, eksik ve kusurlu işlere esas davalı tarafından sunulup hükme esas alınan hakedişlerin dava konusu işlerle ilgisinin bulunmadığını, eksik ve kusurlu işlerin giderilmesine yönelik davacı tarafından herhangi bir ihtarat yapılmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden kabulünü talep etmiştir. Davalı yüklenici şirket vekili istinafında özetle; taraflarınca sunulan kesin hakediş raporuna göre hesaplama ve hüküm kurulmak yerine, tespit raporunun esas alınmasının hatalı olduğunu, anlaşmazlığın davacının yaptığı iş miktarı ve tutarında toplandığını ve iş bedelinin fahiş, haksız ve afaki olarak hesaplandığını, dosyaya sunulan ve davacı tarafından itiraz edilmeyen kesin hakediş raporuna göre müvekkilinin alacaklı olduğunu, hüküm kısmının 2.bendinde itirazda kısmen haksız olunmasına rağmen “itiraz haksız ise de” ifadesinin hatalı olarak kullanıldığını belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında bir kısım inşaat işlerinin yapılmasını konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilafsızdır. Davacı taşeron, sözleşmeye konu işlerle birlikte bir kısım ilave işler de yaptığını belirterek bakiye iş bedeli alacağı talebinde bulunmuş; davalı yüklenici ise işin eksik ve ayıplı olarak ifa edildiğini, iş bedeli talebinin itiraza uğrayan tesbit raporu esas alınarak yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşme kapsamında ve ilave olarak yapılan işlerin miktarı ile bunların bedellerine ilişkindir. Somut olayda davadan önce keşfen alınan ve itiraza uğrayan tesbit raporu esas alınarak yargılama sırasında dosya üzerinden alınan kök ve üç tane ek rapor birbirinden farklı hususlar esas alınarak ve birbirleriyle çelişir şekilde inceleme ve değerlendirmeler içermektedir. Tesbit raporunda eksik ve ayıplı işler belirlenmediği gibi diğer raporlardaki buna yönelik değerlendirmelerde ise taraf beyanı esas alınmıştır. Yargılamada alınan ilk ve ek rapor tesbit raporundaki belirlemeler esas alınarak hazırlandığı halde, ikinci ek rapor ise davacı tarafından tek taraflı olarak hazırlandığı iddia edilen 05.07.2011/11 sayılı kesin hakedişteki verilere göre düzenlendiği anlaşılmaktadır. İlave işler bedelin neye göre hesaplandığı da rapor içeriklerinden anlaşılmamaktadır. O halde, iş bedelinin çelişkileri de giderecek şekilde yöntemince belirlenmesi gerekir. Bunun için ise sözleşme kapsamındaki imalatın sözleşme fiyatlarıyla, ilave işler bedelinin ise YİGŞ sözleşme eki ise oradaki esaslara göre değil ise yapıldığı yılın piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir. Bu şekilde saptanan bedelden yine belirlenen eksik ve ayıplı işler bedeli ile ihtilafsız olan ödemelerin düşümü yapıldıktan sonra kalan bedele hükmedilmesi gerekir. Bütün bunlar için yerinde inceleme yapılarak konusunda uzman olan içlerinde sözleşmeler hukukunda yetkin bilirkişinin de bulunduğu bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalara göre, sair istinaf itiraz sebepleri incelenmeksizin, her iki taraf vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, belirtilen sebepler nedeniyle ve açıklanan şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılarak varılacak sonucuna göre yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2017 tarih, 2010/780 Esas, 2017/319 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraf vekillerince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.