Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2185 E. 2021/1048 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2185
KARAR NO: 2021/1048
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI: 2015/875 Esas, 2018/348 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 31/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili ile davalının inşai işlerinin yapılması hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin davalıya güvenerek bu işlerin yapılması karşılığında davalıya 10.500,00 TL bedelli bir çek verdiğini, ancak davalının sözleşme gereğince üstlendiği işleri eksik yaptığını ileri sürerek davalı yana sözleşme kapsamında teminat olarak verilen … A.Ş İzmit Şubesine ait … numaralı çekten dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile çekin hükümsüz sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 27/01/2016 tarihli oturumda, dava konusu çekin davalı tarafından ciro edilerek ödendiğini beyan etmiş, davanın istirdat davasına dönüştüğünü bildirmiştir. Davalı vekili, dava konusu çekin davacı tarafından müvekkiline Kocaeli Kandıra Açık Ceza İnfaz Kurumu’na yapılan işlere karşılık olarak verildiğini, davacının müvekkiline yaptırdığı cezaevi işleri ile davacının yapımını üstlendiği villaların dekorasyon işleri karşılığında müvekkilinin hak ettiği parayı ödemediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında Kocaeli Kandıra Açık Ceza İnfaz Kurumu’ nun inşaat işlerinin yapılmasına ilişkin sözlü eser sözleşmesi yapıldığı, davacı tarafından davalıya 10.500,00 TL bedelli çek verildiği, sözleşme gereğince yapılan işte kullanılacak malzemelerin davacı tarafından karşılandığı, davalının sadece işçilik hizmeti verdiği, davacı yanca dava dilekçesi ile işin hiç yapılmadığı iddia edilirken aşamalarda verilen beyanlarda ise işin eksik ve yarım bırakıldığının iddia edildiği, gelen belge ve dinlenen tanık beyanlarından, davalının işçileri ile birlikte işin yapılacağı cezaevine gittiği, işçilerin çalıştığı, davacının yarım kalan işi başkasına yaptırdığını iddia ettiği, ancak buna ilişkin bir sözleşme veya ödeme belgesi sunamadığı, işi yaptırdığını iddia ettiği Şevket isimli şahsın kimlik bilgilerini kesin süre verilmesine rağmen bildiremediği, davacının delil sunma süresi geçtikten sonra son celse bir sözleşme sunduğu, davalının sunulan belgeye muvafakat etmediği, yapılan ikinci keşif sonrası düzenlenen 23/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davalının gerçekleştirdiği inşaat faaliyetlerinin bedelinin 16.984,50 TL olduğunun hesaplandığı, davacının davalıya verdiği dava konusu çek bedeli 10.500,00 TL nin istirdatını talep edebilmesi için yapılan işlerin tarafların arasındaki sözleşmeye aykırı olarak eksik yapıldığını ispat etmesi gerektiği, ancak buna ilişkin herhangi bir tespit yaptırılmadığı ya da davalıya ihtar gönderilmediği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davalının 2 katlı sosyal tesinin sadece 2 adet banyosunun asma tavanını yaptığını, 19/10/2016 tarihli raporda davalının yaptığı işin 1.125,00 TL olarak hesaplanmış ve hatalı iken davalının akrabaları dahil tanık beyanlarına dayalı 23/02/2018 tarihli raporda ise, bu miktarın 16.984.50 TL’ye yükseltildiğini, aradaki çelişkinin mahkemece giderilmediğini, mahkemeye sunulan sözleşmenini değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, davalının alacaklı olduğunu ispatlaması gerektiğini, ispat yükünün davalıda olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise taşerondur. Yanlar arasında davacının yapımını yüklendiği Kocaeli Kandıra Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Sosyal Tesis Binası, metal atölyesi, güvenlik kulübesi ve lojman binasının ince işlerine ilişkin işçiliğin davalı taşeron tarafından sağlanması konusunda sözlü sözleşme yapıldığı tarafların kabulündedir. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. Somut olayda, davacı yan, işin davalı tarafından eksik yapıldığını ileri sürdüğünden ispat külfeti davacı taraftadır. Mahkemece Kocaeli Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda davalı tarafından yapıldığı iddia edilen işlerin tespiti ve tanık beyanlarının alınması için 17/10/2016 tarihinde yapılan keşif akabinde, inşaat mühendisi … tarafından hazırlanan 19/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda; dosyaya sunulan belgelerin incelenmesi ve yerinde yapılan ölçümlemeler sonucunda, davalının yaptığı işlere karşılık gelen alacağının malzeme ve işçilik dahil ise, 4.050,00 TL, malzeme davacı tarafindan temin edilip sadece işçilik bedeli hesaplanacak ise 1.125,00 TL olarak belirlendiği belirtilmiş, mahallinde ikinci kez 09/06/2017 tarihinde yapılan keşif akabinde inşaat mühendisi … tarafından hazırlananı 23/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davalı asilin keşif esnasında verdiği beyanlarının somut veriler olduğu, tanık …’ un beyanlarının da, davalının beyanlarını doğrular nitelikte olduğu, davacının davalının yarım bıraktığı işlerin dava dışı taşeronlara yaptırıldığına ilişkin bir belge yada sözleşme sunulamadığı, bu nedenle davalının beyanlarında belirttiği işleri yaptığının düşünüldüğü, buna karşın davalının gerçekleştirdiği inşaat faaliyetlerini ne miktarda gerçekleştirdiği hususunda kesin tespitin yapılmasının mümkün olamadığı, davalının beyanları doğrultusunda, Kocaeli Kandıra Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Sosyal Tesis Binası, metal atölyesi, güvenlik kulübesi ve lojman binasında gerçekleştirdiğini iddia ettiği inşaat faaliyetlerinin maliyetinin 16.984.50 TL olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece denetime elverişli 23/02/2018 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle, davacı yüklenici tarafça işin eksik yapıldığı yönündeki iddianın ispatlanamadığı, bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmadığı, zira hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun tanık beyanları değerlendirilerek hazırlandığı ve davacı yanca son celse sunulan sözleşmenin her zaman düzenlenebilecek nitelikte olduğu gözetilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/06/2018 tarih ve 2015/875 Esas, 2018/348 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.