Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2165 E. 2018/1674 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1923
KARAR NO : 2018/1698
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2018
NUMARASI : 2011/534 Esas, 2018/299 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 18/12/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 05.11.2009 tarihli sözleşme gereği regülatör ve hidroelektrik santralinin inşaat işlerinin yapımının kararlaştırıldığını, 09.12.2009 tarihli “yer teslim tutanağı” ile işe başlandığını, müvekkilinin yaptığı iş karşılığında 18.12.2009 tarihli 177.000,00 TL bedelli fatura düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, davalının faturaya itiraz etmediğini ve 31.12.2009 tarihinde kısmi ödemede bulunduğunu, davalının sözleşmeyi 15/01/2010 tarihinde iptal ettiklerini belirtmesine rağmen Çanakçı Kaymakamlığı’na sunduğu 28.03.2010 tarihli bilgilendirme yazısında müvekkili şirket ile … firmasının taşeron firma olarak bildirdiğini, bu fatura ile kredi alındığını, bakiye alacağın ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket temsilcisi …, davanın zamanaşımına uğradığını, teminat ve garantilerin verilmediğini, 15/01/2010 tarihinde yapılan görüşmede sözleşmenin iptal edildiğini, davacının hiç bir iş yapmadan fatura düzenlediğini, sadece malzeme alımı için düzenlenen iki fatura bedelinin ödendiğini, fotokopi sözleşmenin geçerli olmadığını ve iptal edildiğini, sunulması gereken belgelerin sunulmadığı ve onay alınmadığından işin yapılamayacağını, müvekkilinin SGK kaydında alt taşeron olarak davacı adının geçmediğini, davacının eleman çalıştırdığı ve iş yaptığına ilişkin belgeleri sunmadığını, fatura tarihinde yerin bile satın alınmadığını, faturanın sahte ve geçersiz olduğundan iptal edildiğini, işin kendilerince yapılmakta olduğunu, sözleşmeye uygun davacı elemanları bulunmadığını, davacı şirkete 93.050,00 TL ödeme yapıldığını bunun bir kısmının iki adet malzeme faturası ödemesi, 42.708,84 TL kısmının ise fazla ödeme olup iade edilmediğini, sözleşmeye göre 5 gün içinde işe başlanıp, 3 ay içinde bitirilerek teslimi gerektiğini, davacı tarafça sunulan belgelerin kabulünün mümkün olmadığını, bahsi geçen …. Ltd.Şti’nin kendileriyle alt taşeron olarak ayrı iş ilişkisi bulunduğunu savunarak, davanın reddine, %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 07/08/2017 tarihli bilirkişi raporunun esas hakkında karar vermeye elverişli olduğu, davacı tarafından talep edilen iş karşılığı olarak düzenlenmiş olan faturanın 18.12.2009 tarihli ve 177.000,00 TL tutarlı olduğu fakat bu fatura “Yer Teslim Tutanağı”‘nın imzalandığı 09.12.2009 tarihinden 9 (dokuz) gün sonrasına denk geldiği, yapılan dava konusu işin bu kadar kısa sürede inşaat tekniği açısından bitirilmesinin fen ve teknik kurallara ve inşaat şartnamelerine göre imkânsız olduğu, dosyadaki 15.01.2010 tarihli “Sözleşme İptal Tutanağı” başlıklı belgenin gerçek olmadığının Adli Tıp Kurumu tarafından belge üzerinde yapılan çeşitli incelemelerden sonra tespit edildiği, bu belge sonradan yazıldığı için bunun üzerine “Şu ana kadar 93.050 TL bankalar yoluyla nakit ödemede bulunulmuştur. Şirketin şu ana kadar …” ve ” Ödeme belgesi tarafınıza verilecektir.” ifadelerin tutarsızlık içerisinde olduğu, belirtilen 93.050,00 TL tutarındaki ödemenin ise satın alınan malzeme bedeli olduğu ifadesinin yer aldığı, davacı ile … şirketi arasında yapılan iş ile ilgili olarak ilişki bulunduğu, bu ilişkinin davalı tarafından kabul edilmesine rağmen kendisini ilgilendirmediğinin belirtildiği, kalıp ve donatı işçiliğinin KDV dâhil olmak üzere 108.058,52 TL olarak bulunduğu, bilirkişi raporunda hesapla bulunan miktarın dava konusu olan 177.000,00 TL miktarın çok altında kaldığının görüldüğü, dosya kapsamında dava konusu 177.000,00 TL miktarındaki faturanın iptal edildiği ve geri gönderildiğinin ifade edildiği, ayrıca da bu 177.000,00 TL miktarındaki faturanın tarihi de “sözleşme iptal tutanağının” imza tarihi sonrasına denk geldiği, sözleşme ve iptal tutanaklarında imzalar ve metin yerleştirme gibi konularda sahtecilik yapıldığının Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan incelemelerde ispat edildiği, davacı ve davalı arasında yapılan sözleşme tarihi, sözleşmenin iptal tarihi ve kesilen ve de geri iade edilen fatura tarihlerinin davacının işi yapmadığını gösterir mahiyette olduğu, dosya içerisindeki belgelere dayalı olarak davacı ile yapılan sözleşmenin bitirildiği, davacının 2 kişi ile birkaç hafta içerisinde Hidro Elektrik Santrali binası ve regülatör yapmasının normal şartlarda imkânsız görüldüğü, dosyadaki belgelerin ışığında davacının kısa sürede ve 2 kişi ile HES Binasını inşa eden davacının bu bina yapımında kullandığı inşaat malzeme listesi (Hazır beton kullanmış ise, faturası, çimento, kum ve katkı malzemesi kullanılmış ise, inşaat donatı demiri kullanılmış ise) faturaları da dosya kapsamında bulunmadığı, dava konusu inşaat iş ve işlemlerinin dosya kapsamındaki tüm sunulan belgelerin ışığında incelenmesi sonucunda davacı tarafından yapıldığının ispatlanamadığı gerekçeleriyle, davanın reddine, davalının koşulları bulunmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin bilirkişi raporunda 108.058,32 TL işçilik gideri tespit edilmesine rağmen fatura tutarının altında kaldığı yönündeki gerekçesinin hatalı olduğunu, bu durum kabul edilse bile davanın reddi değil kısmen kabulü gerektiğini, gerekçede Adli Tıp Kurumu tarafından sahte olduğu belirtilen tutanağa dayanıldığını, müvekkilinin 2010 yılı mart ayına kadar çalıştığını, dava konusu fatura ibraz edilerek davalı tarafça … Bankası A.Ş.’den kredi tahsisi sağlandığını, vergi dairesi raporunda da faturanın gerçek olduğunun belirtildiğini, mahkemenin bu konuda da hatalı değerlendirme yaptığını, hükme esas teşkil etmesi mümkün olmayan ek raporun esas alındığını, mahkemece 2 kişi ile bir kaç hafta içinde hes binası yapılamayacağının ve kullanılan inşaat malzemelerine ilişkin faturaların dosyada bulunmaması nedeniyle davanın ispatlanamadığına ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığını, kök raporun dikkate alınmadığını, müvekkilinin işçi çalıştırdığına dair SGK yazısının değerlendirilmediğini, davalı şirket yetkilisi … tarafından Çanakçı Kaymakamlığı’na verilen 29.03.2010 tarihli yazıda müvekkili şirketin ve alt taşeron … firmasının çalıştığı işleri bildirdiğini, ancak mahkemenin buna dikkat etmediğini, işin yapılıp yapılmadığının maddi vakıa olması nedeniyle her türlü kanıtla ispatlanabileceğini, ancak tanık beyanlarının mahkemece dikkate alınmadığını, müvekkilinin 2 kişi ile işe başladığını, ancak sonradan … firması ile 20.11.2009 tarihinde alt taşeronluk sözleşmesi imzaladığını, bu firmanın işçi sayısını 20 kişi arttırdığını, 22 kişi ile çalışıldığından gerekçenin dayanağı bulunmadığını, bu 4 aylık sürede işlerin bitirilmesinin mümkün olduğunu, ek rapor ile kök rapor arasında çelişki bulunduğunu, ek raporda yerinde yapılan proje üzerinden demir miktarının hesaplanması gerektiği yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, 108.058,02 TL imalat bedelinin hatalı olarak tespit edildiğini, 177.000,00 TL bedelli faturanın doğru olduğu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 05/11/2009 tarihli sözleşme ile, Görele deresi üzerinde kurulacak Çanakçı 1 Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali tesisindeki inşaat işlerinin davacı tarafça yapılması kararlaştırılmış, 09/12/2009 tarihinde yer teslimi yapılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme, niteliğince TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir eser sözleşmesidir. Davacı taşeron; davalı ise yüklenicidir.
Davacı alacaklı tarafça davalı borçlu tarafa karşı Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile girişilen icra takibi ile 142.341,16 TL asıl alacağın %15 yıllık faiziyle tahsili istenmiş, borçlu tarafça takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalı adına 18/12/2009 tarih ve 177.000,00 TL bedelli, “santral binası, regülatör binası inşaatı” açıklamalı fatura ile 15/01/2010 tarihli 25.016,00 TL bedelli “muhtelif malzeme” açıklamalı ve 23/11/2009 tarihli 25/325,16 TL bedelli “çimento” açıklamalı faturalar düzenlenmiştir.
Davalı şirket tarafından Çanakçı Kaymakamlığı’na yazılan ve 29/03/2010 evrak kayıt tarihli yazıda santral binası, regülatör ve regülatör yükleme havuzu inşaat işlerinde ….İnşaat Ltd.Şti; cebri boru, santral yükleme havuzu, santral binası, regülatör, regülatör yükleme havuzu, tünel betonlama işlerinde ….Tur.Nak.Tic.Ltd.Şti’nin taşeronları olarak çalıştığı bildirilmiştir.
… Bankası A.Ş.’nin 30/04/2012 tarihli yazısında, davacı tarafça düzenlenen 18/12/2009 tarihli 177.000,00 TL bedelli faturanın davalı tarafından ibraz edilen 1.086.000,00 TL’lik yatırım belgeleri arasında bulunduğu, yapılan inceleme ile firmanın ibraz ettiği belgeler ve yatırımın gerçekleşme durumu dikkate alınarak 535.000 USD kredi kullandırıldığı belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nin 30/12/2013 tarihli raporunda, 09/12/2009 tarihli “Yer Teslim tutanağı Sözleşme İptal Tutanağı” başlıklı belgede …. Ltd.Şti kaşesi üzerinde bulunan imzanın …’nin eli ürünü olduğu belirtilmiştir. Davacı vekilinin itirazı üzerine alınan 29/04/2014 tarihli raporda ise,
a- 09/12/2009 tarihli “Yer Teslim tutanağı Sözleşme İptal Tutanağı” başlıklı belgede … Ltd.Şti kaşesi üzerinde bulunan imzanın …’nin eli ürünü olduğu, … adına atılan imzanın Burhan Bilge eli ürünü olmadığı,
b- 09/12/2009 tarihli belgede yer alan “Sözleşme İptal Tutanağı” ve “Şu ana kadar iş yapılmadığından 05/11/2009 tarihli sözleşme iptal edilmiştir” ibareleri ile metin kısmı arasında mürekkep, renk tonu ve satır aralığı farklılıkları tespit edilmiş olup, söz konusu ibarelerin bulundukları yere ilave edilmiş olduğu,
c- İnceleme konusu 1 nolu “sözleşme iptal tutanağı” başlıklı belgede yer alan kaşe ve imzaların ikinci bir belgeden bilgisayar ve ekipmanları marifetiyle söz konusu belgeye aktarılarak inceleme konusu belgenin tek seferde oluşturulduğu,
d- İnceleme konusu 2 nolu “sözleşme iptal tutanağı” renkli fotokopisinde yer alan … Ltd.Şti kaşe ve üzerindeki imzaların ikinci bir belgeden aktarıldığı, . .. AŞ kaşesi ve üzerindeki imzanın aktarılıp aktarılmadığının ise belgenin renkli fotokopi olması nedeniyle tespit edilemediği belirtmiştir.
SGK’nın 17/11/2014 tarihli yazısı ekindeki belgelerde davacı şirkettin sözleşme konusu işte 2009/12, 2010/01, 2010/02, 2010/03 dönemlerinde … ve … isimli işçileri çalıştırdığı belirtilmiştir. Davalı tarafından sunulan SGK belgelerinde ….’ın 2010/4 ve sonrası aylarda davalı personeli olarak gösterilmiştir. Yine SGK’nın 09/02/2015 tarihli yazısı ekindeki belgelere göre, davalı şirket taşeronları arasında … firmasının bulunduğu, ancak davacı firmanın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Maliye Bakanlığı’nın 21/08/2014 tarihli Vergi Tekniği Raporunda, davacı tarafça davalı adına düzenlenen 23/11/2009 tarih 25.325,16 TL, 18/12/2009 tarih 177.000,00 TL, 15/01/2010 tarih 25.016,00 TL bedelli faturaların incelendiği, 2009-2010 hesap döneminde sahte fatura düzenleme yönünden yapılan incelemede tenkit edilecek bir durumun bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece mahallinde keşif icra edilmiştir. 28/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın gösterdiği iki noktada duvar imalatlarının bulunduğu, bunların dere taşkınına karşı santral binası koruma duvarı ve regülatör su alma ağzı sağ sol duvarları olduğu, davacının davalıya kestiği 177.000,00 TL bedelli faturanın bu iki işe yönelik olduğu, bu işlerin toplam bedelinin sözleşmeye göre işçilik fiyatları ile toplam 108.058,02 TL olduğu dava konusu işin önce davacıya verildiği, davacının bu işlerden bir kısmını 20/11/2009 tarihli sözleşme ile alt taşeron … firmasına devrettiği,… firmasının ise davacının açtığı ana SGK dosyasına 19/12/2009 tarihinde alt taşeronluk sigorta dosyası açıp resmi olarak çalışmalara başladığı, …firması bünyesinde sigortalı olarak kaldığı 4 ay süresince … ve …’ı işçi olarak gösterdiği, bünyesinde şantiye mühendisi ve teknik personel göstermediği, …’ın davacı ile yaptığı işten başka 15/02/2010 tarihinden itibaren hem davacıya hem davalıya aynı iş nedeniyle taşeronluk yaptığı, davalı tarafın toplam 93.050,00 TL ödeme yaptığı, sigorta bitiş tarihinin 2010 Mart ayı olduğu, ancak sözleşmenin iptal tutanağının 15/01/2010 tarihli olduğu, davalının bu iddiasının aksine Çanakçı Kaymakamlığı’na verdiği 28/03/2010 tarihli dilekçe ile taşeron firma listesinde davacıya da yer verdiği, 05/09/2009 sözleşme tarihinden Mart 2010 son sigorta tarihine kadar geçen 4 ayda bu işlerin bitirilmesinin süre itibariyle mümkün olduğu, ancak …’a alt taşeron olarak verdiği ve toplam sigortalı sayısının iki kişi olduğu göz önüne alındığında ayrıca şantiye mühendisi anahtar teknik personel olmadan bu işi tamamlamasının fiili inşaat şantiyesi iş yapım standartlarına göre mümkün olmadığı, kayıt dışı personel çalıştırılması halinde ise hakediş belgelerinin olması gerektiği, dosya içerisinde hakediş belgesi bulunmadığını belirtmiştir.
Bilirkişilerce düzenlenen 25/04/2016 tarihli raporda, davacı tarafın gösterdiği ve işi yapan taşeron … firmasının da beyanı ile teyit edilen işlerin toplamının KDV dahil 108.058,02 TL olduğu, …firmasının 2 kişi ile başlayıp sonrasında işçi sayısını 20 kişi artırdığı, bu firmanın 15/02/2010 tarihinden itibaren bu sefer davalı için çalıştığı ve aynı iş için hem davacıya hem davalıya fatura düzenlediği, dosyaya sunulan çeşitli ödeme belgelerine göre 02/11/2009 tarihinden 29/08/2010 tarihine kadar toplam 93.050,00 TL ödeme yaptığı, davacının 3 fatura düzenlendiği, davalının sadece 177.000,00 TL’lik işçilik faturasına itiraz ettiği, diğer iki faturanın 50.341,16 TL olup, heyetçe belirlenen 108.058,02 TL’nin de eklenmesi ile davacı şirketin toplam 158.399,18 TL olduğu, 93.050,00 TL ödemenin tamamının ispat edilmesi halinde davacı alacağının 65.349,18 TL olacağı, davacı defterlerindeki davalı şirket ödeme tutarı olan 132.341,16 TL dikkate alındığında ise takip tarihi olan 29/06/2011 itibariyle davacı alacağının 26.058,02 TL olacağını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler 07/08/2017 tarihli ek raporda ise, dosyadaki 15.01.2010 tarihli “Sözleşme İptal Tutanağı” başlıklı belgenin gerçek olmadığının ATK tarafından bildirildiği, “Şu ana kadar 93.050 TL bankalar yoluyla nakit ödemede bulunulduğu…” ve ” Ödeme belgesi tarafınıza verilecektir.” ifadelerinin tutarsızlık içerisinde olduğu, davacı ile … şirketi arasındaki ilişkinin davalı tarafından da kabul edildiği, kalıp ve donatı işçiliğinin KDV dâhil olmak üzere 108.058,52 TL olarak bulunduğu, 177.000,00 TL miktarındaki faturanın “sözleşme iptal tutanağının” imza tarihi sonrasına denk geldiği, tutanakta sahtecilik yapıldığının belirlendiği, davacı ve davalı arasında yapılan sözleşme tarihi, sözleşmenin iptal tarihi ve kesilen ve de geri iade edilen fatura tarihlerinin davacının işi yapmadığını gösterir mahiyette olduğu, dava konusu işin 2 kişi ile yapılmasının imkansız göründüğü, davacının bina yapımında kullandığı malzemelere ilişkin fatura ve belge sunmadığı, eser hakkında kullanılan malzeme miktarları açısından net bir hesap yapmanın çok zor olduğu, dava konusu inşa iş ve işlemlerinin dosya kapsamındaki tüm sunulan belgelerin ışığında incelenmesi sonucunda davacı tarafından yapılmadığını gösterdiğini belirtmişlerdir.
Dosya kapsamında dinlenen tanıklardan …, davacı firmanın 2009 yılında işe başladığını, ne kadar çalıştığını bilmediğini, santral binasının perde duvarlarının tahkimat duvarlarının kazısında perdesinin iş takibini yaptığını, ön perdesini yaptığını fakat bitip bitmediğini bilmediğini belirtmiş, tanık…, davacının 2009 yılı 10. Ayda işe başladığını, 2010 yılı şubat ayına kadar çalıştığını, regülatör ve santral binasının istinat duvarını yaptığını ve bitirdiğini, …’ün işi …’ye yaptırdığını kaymakamlığa bildirdiğini belirtmiş, tanık …. da kendisinin ….Nak.tic.Ltd.Şti yetkilisi olduğunu, 2009 yılı 10. Ayından itibaren…taşeronu olarak 4 ay boyunca çalıştığını, bu 4 aydan sonra 7 ay da kendi adına…AŞ için çalıştığını, …için çalıştığı dönemde Giresun Çanakçı 1 Regülatörü ve HES inşaatında betonarme santral binası, koruma istinat duvarı, regülatör su alma yapıları, temelleri ve yan duvarları işlerini yaptığını, taşeron olarak … Gıda ile sözleşmesinin bulunduğunu, … Gıda’nın da Şengün ile ayrıca sözleşmesi bulunduğunu, çalıştığı 4 ay için 150.000,00 TL bedelli fatura kestiğini, davacının davalıdan para alamadığından 50.000,00 TL dışındaki alacağını alamadığını, ödemelerdeki aksamalar ve davalının sözleşme şartlarına uygun davranmaması nedeniyle işin devamının yapılamadığını belirtmiştir.
Somut olayda, davacı taşeron tarafından sözleşme gereği yapılan işler yönünden 3 adet fatura düzenlendiği, bir kısım iş bedelinin tahsil edildiği, bakiye bedelin ödenmediği için icra takibi yapıldığı, ancak icra takibine itiraz edildiği belirtilerek, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taşeron tarafından mahallinde yapılan işler gösterilmiş, bu işlerin davacı ve onun alt taşeronu olan … firması tarafından yapıldığı hususu biri alt taşeron firmasının yetkilisi olmak üzere tanıklarca doğrulanmış, mahallinde yapılan inceleme sonucu bilirkişilerce söz konusu yapılan işlerin bedelinin 108.058,52 TL olduğu hesaplanmıştır. Davacı tarafça düzenlenen faturalardan 15/01/2010 tarih 25.016,00 TL ve 23/11/2009 tarih 25/325,16 TL olmak üzere toplam 50.341,16 TL bedelli faturalar malzeme faturaları olup, bu faturalar davalının da kabulündedir. Taraflar arasında 18.12.2009 tarihli ve 177.000,00 TL bedelli işçilik faturası ihtilaf konusudur. Bu durumda bilirkişi raporu ile belirlenen 108.058,02 TL işçilik bedeli ile tarafların kabulünde olan 50.341,16 TL bedelli malzeme faturaları toplamı 158.399,68 TL davacı alacağı bulunmaktadır. Her ne kadar davalı taraf ödemesi 93.050,00 TL olarak belirtilmiş ise de, davacı defterlerindeki davalı şirket ödeme tutarı 132.341,16 TL olarak gösterildiğinden, bu miktarın davacı kabulünde olduğu değerlendirildiğinden 158.399,68 TL davacı alacağından bu miktar ödeme mahsup edildiğinde 29/06/2011 itibariyle davacı alacağının 26.058,02 TL olduğu sonucuna varılmaktadır. Bilirkişilerin 25/04/2016 tarihli ek raporunda da davacı alacağının 26.058,02 TL olduğu hesaplanmıştır. Her ne kadar, bilirkişi rapor ve ek raporlarında davacının SGK’ya bildirdiği işçi sayısının 2 kişi olmasından yola çıkılarak söz konusu işin 2 kişi ile bu sürede yapılamayacağı belirtilmekte ise de, dosya kapsamından … firmasının davacının alt taşeronu olarak 2010 yılı mart ayına kadar çalıştığı, bilirkişi raporuna göre alt taşeron işçi sayısının 20 kişi olduğu, dava konusu faturanın davalı tarafça ….. Bankası A.Ş.’den kredi almak için ibraz edilmek suretiyle kullanıldığı hususları bir arada değerlendirildiğinde davacının işin hesaplanan 108.058,02 TL miktarlı işçiliğini yaptığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça sözleşmenin iptal edildiği iddia edilmiş ise de yaptırılan Adli Tıp Kurumu incelemesinde sunulan evraklara ekleme yapıldığı anlaşılmış ve söz konusu belgelere itibar edilmemiştir. Tüm bu hususlar karşısında, mahkemece bilirkişilerin sadece bir kısım belgeleri esas alarak yaptığı isabetsiz değerlendirmeye bağlı kalınarak, davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile, davalının icra takibine yaptığı itirazın 26.058,02 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağın yargılama sonucunda belirlenmiş olması ve likit bulunmaması nedeniyle koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin ve davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
A)1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,
2- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2018 tarih ve 2011/534 Esas, 2018/299 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı icra takibine yaptığı itirazın 26.058,02 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Alacağın yargılama sonucunda belirlenmiş olması ve likit bulunmaması nedeniyle koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
5- Davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 1.780,02-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan (icra dosyasına yatan 711,70-TL+ Dava dosyasına yatırılan 699,05-TL) 1.410,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 369,27-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafından yatırılan 1.410,75-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 516,45-TL tebligat ve posta gideri, 6.250,00-TL bilirkişi ücreti, 150,00-TL keşif araç ücreti, 45,00-TL tanık ücreti olmak üzere toplam 6.961,45-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.909,49-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 37,00-TL tebligat ve posta gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.037,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 752,56-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.126,96-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 7.933,62-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 89,00-TL posta ve tebligat gideri, 59,10-TL Tehir-i icra karar harcı olmak üzere toplam 246,20-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 18/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.