Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2155 E. 2021/1054 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2155
KARAR NO: 2021/1054
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2018
NUMARASI: 2017/273 Esas, 2018/786 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 31/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, tarafların davalının 16.000 adet pantolon ürününün müvekkilince yıkanması hususunda anlaştıklarını, ancak yıkama sırasında bazı pantolonların cep astarlarında yırtılma ve patlama meydana geldiğini, yıkamaya ara verilerek durumun davacıya bildirildiğini, ancak talebi üzerine yıkamaya devam edildiğini ve işin tamamlanarak davalıya teslim edildiğini, davalı tarafça yapılan kontrolde ise 5.000 adet üründe yırtılma ve patlama olduğunun tespit edildiğini, İTÜ tarafından düzenlenen raporda ise yırtılma ve patlamanın yıkama işleminden kaynaklandığının tespit edildiğini, davalının bu raporu faturaya eklemek kaydıyla 5.000 adet ürüne ait 28.000,00 TL reklamasyonu alarak müvekkilini mağdur ettiğini, raporun içeriğine katılmadıklarını, zira yırtılma ve patlamanın fabrika imalatı esnasında bazı ürünlerde kalitesi düşük malzeme kullanılmasından kaynaklandığını, zira yıkama işleminden kaynaklanmış olsa tüm ürünlerde yırtılma ve patlama olması gerektiğini, kaldı ki davalının talebi üzerine yıkamaya devam edildiğini, 28.000,00 TL reklamasyon ücretinin haksız olarak kesildiğini ileri sürerek, 28.000,00 TL’nin ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin üretmiş olduğu kot pantolonlarının yıkama işlemlerinin yapılması için davacı ile anlaşma yapıldığını, ancak yıkama esnasında bazı mallarda yırtılma ve patlama meydana geldiğini, durumdan haberdar olunması üzerine yapılan inceleme sonucu yıkamadan kaynaklandığının tespit edildiğini, davacının İTÜ raporuna itiraz etmediğini, davacının TBK 471.m. uyarınca işini gereği gibi yerine getirmediğini, malların hepsinin aynı kumaştan üretildiğini, davacı ile varılan anlaşma sonucu hasarlı mallara ilişkin reklamasyon faturası düzenlendiğini ve davacıya tebliğ edildiğini, davacının faturaya itiraz etmediğini ve faturanın muhasebeleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, reklamasyon bedeli konusunda taraflarca mutabık kalınarak bedelinin ödendiği, mahkemece alınan bilirkişi raporu ile fabrika imalatından kaynaklanan bir ayıbın söz konusu olmadığının, ayıbın yıkamadan kaynaklandığının tespit edildiği, dolayısıyla reklamasyon bedelinin iadesi talebinin dayanağı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece somut delillerin göz ardı edildiğini, soyut bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporundaki tespitin varsayıma dayalı olduğunu, uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden denetime elverişli ve açıklayıcı rapor alınması gerekirken tek bir bilirkişinin raporu ile yetinildiğini, raporun tespit ve değerlendirme kısmı ile sonuç kısmının çelişmekte olduğunu, cep ağızları dikim işinin müvekkilinin görevi olmadığını, faturaya itiraz edilmemiş olmasının kabul edildiği anlamına gelmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Taraflar arasında pantolon yıkanması işine ilişkin şifahi eser sözleşmesi akdedilmiş olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı kendisinin kusuru olmadığı halde yıkama esnasında yırtılan bir kısım ürünlere ilişkin olarak davalının haksız yere reklamasyon faturası düzenlediğini ve bedelini kendisinden tahsil ettiğini ileri sürmüştür. Ne var ki davalı tarafça sunulan ve davacı tarafça itiraz edilmeyen mutabakat belgesinde davacının dava konusu fatura hususunda davalının teyidini istediği, davalının da onay verdiği anlaşılmaktadır. Yine davalı taraf davaya cevabında ve yargılama sırasında, davacının reklamasyon faturasını ticari defterlerine işlediğini ve vergi olarak bildirdiğini beyan etmiş, davacı tarafça bu hususa ilişkin bir itirazda bulunulmamıştır. Davacının söz konusu fatura bedelinin kendisinden baskı altında, icra tehdidi altında veya sehven tahsil edildiği yönünde bir iddiası da bulunmamaktadır. O halde tacir olan davacı tarafça kabul edilerek bizzat mutabakat belgesinde gösterilen ve bedeli ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin ödenen reklamasyon bedelinin iadesi talebi haksızdır. Kaldı ki teknik bilirkişi raporu ile yıkama öncesinde cep ağızlarını dikmeyerek ponza taşının ceplere girmesini engellemeyen davacının kusurlu olduğu da tespit edilmiş olup, söz konusu rapor daha önce alınan İTÜ raporu ile de aynı yöndedir. Bu itibarla, mahkemece davanın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/09/2018 tarih ve 2017/273 Esas, 2018/786 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.