Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2150 E. 2021/1108 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2150
KARAR NO : 2021/1108
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
NUMARASI: 2014/1058 Esas, 2018/701 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 07/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece takas sonucu davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı hakkında yanlar arasında düzenlenen 22/09/2010 tarihli sözleşmeden kaynaklı 10.324,17 TL alacağın tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, sözleşmede taraf edimlerinin açıkça belirlendiğini, 3. maddede; işletmede bulunan desenlerden 6 ay içerisinde siparişi gelmeyen desen şablonlarının iptal edileceğinin, 6 ay sonra gelecek siparişlerden tekrar desen ücreti talep edebileceğinin ve geçen şablonların talep edilmesi halinde sadece CD’ lerin müşteriye verileceğinin düzenlendiğini, bu durumda sözleşmeye aykırılık bulunmadığını, desenlerin teslim edilmesi için davalı yanca ayrı talepte bulunması gerektiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, söz konusu sözleşmenin müvekkili tarafından imzalanmadığını, davacının teslim etmek ile yükümlü olduğu 7 adet fatura ile davacıya teslim edilen ve mülkiyeti müvekkiline ait olan desen kalıplarının davacı yanca iade edilmemesi nedeniyle TBK.’nın 97. maddesi gereğince müvekkilinden edimini ifa etmesinin istenemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek üzere, bir an için imzalandığı kabul edilse dahi şirket yetkilisi tarafından 31/12/2011 tarihinde davacıya iletilen elektronik postada kendisine ait kalıpların başkasına verilmeyeceğini talep ettiğini, kalıpların teslim edilmemesi halinde müvekkilinin alacağının bedele dönüşeceğini, bu nedenle takas yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, sözleşmenin kurulduğu 22/09/2010 tarihi itibariyle sözleşmeyi davalı şirket adına imzalayan … davalı şirketi münferiden temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı,tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre, davacı defterlerinde 10.324,00TL alacak, davalı defterlerinde ise 8.994,61 TL borç bulunduğunun tespit edildiği, ek raporda, desenlerin değerinin 49.862,51TL olarak hesaplandığı,sözleşmenin uygulanıp uygulanmadığı ile sözleşmeyi imzalayan … temsil ve ilzam yetkisinin belirlenmesi amacıyla şirket yetkilisi … ‘ un duruşmaya istiçvap edildiği, beyanında; anılan kişinin temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığının, sözleşmeden haberinin bulunmadığının, taraflar arasında yazılı sözleşmesi ilişkisi kurulmadığının, sipariş bazında işler yapıldığının, sözleşmede belirtilen 6 aylık sürenin yapılan işin niteliği ve desen kalıplarının imhasına göre makul süre olmadığının bildirildiği, bu suretle, yanlar arasındaki ticari ilişkinin yazılı sözleşme yapılmaksızın, karşılıklı siparişler ile yürütüldüğünün anlaşıldığı, davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili olmayan kişi tarafından yapılan sözleşmenin, davalı şirketi bağlamayacağı, taraflar arasındaki ticari ilişkide davacının edimini yerine getirdiğinin sabit olduğu, ancak davalı tarafından da değeri ek bilirkişi raporuyla belirlenen desen kalıplarının davacıya teslim edildiği, desen kalıplarının imha edilmek suretiyle davalıya iade edilmediğinin görüldüğü, davalı vekilince süresi içerisinde takas mahsup savunmasının ileri sürüldüğü, TBK’ nın 143.maddesi gereğince takasın, ancak borçlunun takas iradesinin alacaklıya bildirilmesiyle gerçekleşeceği, davacı tarafından davalıya ait 49.862,51TL değerindeki desen şablonunun iade edilmemesi nedeniyle takas koşullarının gerçekleştiği ve davacının bu kapsamda alacağının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemece sözleşmeyi davalı adına imzalayan …’ ın tanık olarak dinlenmesi taleplerinin red edilmesinin hatalı olduğunu, sözleşmesinin 3. Maddesinde desenlerin 6 ay içerisinde talep edilmemesi halinde imha edileceğinin düzenlendiğini, davalı yanca kendilerine böyle bir talep iletilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında 22/09/2010 tarihli sözleşme düzenlenmiştir. Sözleşme davacı şirket adına … tarafından, davalı şirket adına ise … tarafından imza altına alınmıştır.Uyuşmazlığın kaynağı olan sözleşmenin 3.maddesinde “İşletmemizde bulunan desenlerden 6 ay içerisinde siperişi gelmeyen desen şablonları iptal edilir. 6 ay sonra gelebilecek siparişlerden tekrar desen ücreti talep edilir. 6 ayı geçen şablonların talep edilmesi halinde sadece CD’ leri müşteriye verilir.” düzenlemesi yer almaktadır,Dosya kapsamından, davalı tarafından davacıya teslim edilen desen kalıplarına ilişkin faturaların bulunduğu, 31/10/2011 tarihli e-postada; davacıya, desenlerin teyit alınmadan başkasına verilmemesinin iletildiği görülmektedir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından, bakiye iş bedeli alacağına istinaden 10.324,17 TL asıl alacağın tahsili için 28/02/2014 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece alınan 29/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın defter kayıtlarında; davalıdan 10.324,00TL tutarında alacağının bulunduğu, davalı tarafın defter kayıtlarında ise; 8.994,61 TL tutarında borcunun gözüktüğü, defterlerin 1.329,56 TL farkla bakiyelerin uyumlu olmadığı, 22/09/2010 tarihli sözleşmeye ilişkin imzanın kime ait olduğunun tespitinin gerektiği, davalı şirketin söz konusu sözleşme ile bağlı olmaması gerektiği ancak Yargıtay içtihatlarına göre fiili ilişkinin hukuken geçerli kabul edilmesi gerektiğine ilişkin görüş bildirilmiştir. Yine mahkemece alınan 27/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; 29/05/2018 tarihli bilirkişi raporuna değinilerek, sevk irsaliyeleri sunulmadığından 135 adet şablonun davacı şirkette bulunduğunun kabulünün gerektiği şeklindeki görüşlerinde değişiklik olmadığının ifade edildiği, söz konusu 135 adet şablonun tutarının 49.862,51TL olduğu, desen kalıplarının ve desen CD’lerinin davacı şirkette olabileceği, kalıpların başkalarına verilip verilmediğinin tespit edilemediği belirtilmiştir.Uyuşmazlık; sözleşmenin 3.maddesinin yorumundan kaynaklanmaktadır. Ancak yorumdan önce sözleşmenin geçerli olup olmadığının ve sözleşmeyi imzalayan … davalı adına sözleşmeyi imzalamaya yetkili olup olmadığının tespiti gerekmektedir.Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) Sözü edilen Yargıtay kararı ışığında yapılan değerlendirmede; uyuşmazlık konusu olan sözleşmenin kurulduğu tarih olan 22/09/2010 tarihi itibariyle, … davalı şirketi temsil ve ilzama yetkisi bulunmadığı, 15/11/2010 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiği üzere … şirket payını devir alarak şirketin ortak ve müdürü olduğu, ancak şirkette … dışında iki şirket ortağının daha bulunduğu, bu ortakların da müdür olarak yetkilendirildikleri ve şirketin iki müdürün müşterek imzasıyla temsil ve ilzam edilebileceği, bu aşamada dahi … münferit imzayla şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı, bu itibarla yanlar arasında imzalanan sözleşmenin geçersiz olduğu tespit edilmiş ise de; davalı tarafça işin yapılıp teslim edildiği kabul edildiğinden ve davanın konusu iade edilmeyen şablonların değeri olduğundan yanlar arasında bir eser sözleşmenin kurulduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.Bu itibarla, yanlar arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereğince, davalı iş sahibi tarafından fatura karşılığında davacı yükleniciye teslim edilen desen şablonlarının davalıya iadesi gerekmektedir. Davacı yanca şablonların imha edildiği ihtilafsız olduğundan, mahkemece denetime elverişli 27/04/2018 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle; imha edilen 135 adet şablon bedelinden davacı yanın sorumlu olduğu, TBK’ nın 143.maddesi gereğince, davacı tarafından davalıya ait 49.862,51TL değerindeki desen şablonunun iade edilmemesi nedeniyle takas koşullarının gerçekleştiği ve davacının bu kapsamda iş bedeli alacağının kalmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetli olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2018 tarih ve 2014/1058 Esas, 2018/701 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.