Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2131 E. 2019/886 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2131
KARAR NO : 2019/886
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2018
NUMARASI : 2017/1062 Esas, 2018/325 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 04/07/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki 05/05/2014 tarihli reklam sözleşmesi kapsamında, davalıya yapılan işler ve hizmetler bedeli ile sözleşmenin 4.maddesinde belirtilen ilave işler bedelinin ve sözleşmenin süresinden önce feshedildiği iddiasına dayalı 90 günlük ihtar süresine denk gelen 3 aylık hizmet bedelinin tahsilini talep etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili ise cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı tarafın sözleşmedeki yükümlülüklerini ifa etmediği, işlerin yapımından önce … ve …’dan yazılı onay alması gerekirken, sözleşmeye uygun onay almadığı, güven ilişkisini zedelediği, bazı işler onay alınmadan, davalıya teslim edilmeden doğrudan yayın organlarına iletildiği, bunun öğrenilmesi üzerine yayınların durdurulduğu, sözleşmedeki gizlilik anlaşmasına aykırı hareket edildiği, davalı adına hizmet aldığını belirten dava dışı 3.kişi şirketlerle davacının organik bağının olduğu, fahiş bedeller talep edildiği, bu nedenle sözleşme ve yasadan kaynaklanan derhal fesih hakkı kullanıldığından asıl davanın reddini; karşı dava olarak da davacı-karşı davalı eylemleri nedeniyle satışlarının gecikmesi, reklam organizasyonunun bozulmasından kaynaklanan zararları onay alınmadan yapılan işler için fazladan ödenen bedel, 3.kişilerden alınan hizmetlerin gerçek bedelinin tespiti ile bu kalemden alacak, yayın sözleşmesinin yazılı yapılmadığından hükümsüz olduğunun tespiti, davacı-karşı davalı kendisine ait şirketlerle sözleşme yaptığından hem alacaklı hem borçlu sıfatının birleştiğinin tespiti, TTK.56 ve devamı maddelerine aykırı Hakan Birgül adına tescilli www…..com olan kaydın terkini ile kendileri adına tescilini talep etmiştir.Mahkemesince 03/11/2016 gün 2015/27 Esas, 2016/727 Karar sayılı kararıyla; Asıl davanın kısmen kabulü ile 489.730,24-TL’nin dava tarihinden değişen oranlarda avans faiziyle davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine, fazla talebin reddine; karşı davanın reddine dair verilen karara karşı davalı-karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuş, Dairemizin 28/09/2017 gün 2017/861 Esas, 2017/589 Karar sayılı kararıyla “Davalı-karşı davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı zapta geçtiği halde, rapora itirazın kabul veya reddi yönünde bir karar verilmemesi yine tahkikatın bittiğine dair ara karar oluşturulmadan sözlü yargılamaya ilişkin usuli hükümlerin yerine getirilmemesi ve karşı davanın red gerekçesinin gösterilmediği tespit edilerek mahal mahkemesi kararı kaldırılarak dosya mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, mahkemesince kaldırma sebepleri dikkate alınarak istinafa konu kararında; asıl danın kısmen kabulüyle 489.730,24-TL’nin dava tarihinden değişen oranlarda avans faiziyle davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; karşı davanın reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur.Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemesince asıl davanın kabul gerekçelerine göre reddedilmesi, karşı davanın reddi için gerekçe oluşturmayacağı, karşı davadaki zarar talepleri yönünden hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadığı, bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmediği, ek rapor alınmadığı, sözleşmedeki onay ve temsile ilişkin düzenlemelerin dikkate alınmadığı, bilirkişilerce web sitesinin ziyaret sayısını esas alarak, zarar olmadığının tespiti, davacı işlerinin uluslararası standartta olduğu belirtilmekle beraber uluslararası standarda ilişkin hiçbir açıklama ve gerekçenin gösterilmediği, ek rapor taleplerinin dikkate alınmadığı, davalı onayı olmadan, davalıya teslim edilmeden hazırlanan çalışmaların, bazı yayın organlarına iletilmesi, bunun öğrenilmesi üzerine yayınların derhal durdurulması, sözleşmedeki gizlilik anlaşmasına rağmen sözleşmenin sigorta ettirilmesi, taraflar arasındaki uyuşmazlıklardan 3.kişiler haberdar olması, gizlilik anlaşmasının ihlali niteliğinde olduğu gibi güven ilişkisini de zedelediği, davacının 3.kişi olarak sunduğu şirketlerin ortak yapıları incelendiğinde kardeş şirket olduğu, fiyatlandırmaların uluslararası piyasadaki emsal fiyatlardan yüksek olduğundan vekalet ilişkisinin kötüye kullanıldığı, sözleşme gereği üretilen mal ve hizmetlerin davalıya devredileceği açıkça düzenlendiği halde doğrudan yayın kuruluşunun muhatap alındığı bu nedenle teslim ve mülkiyetinin geçirilmesinin olmadığını belirterek sözleşmenin feshi haklı olduğundan asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü yönünde istinaf talebinde bulunmuştur.Davacı-karşı davalı vekili katılma yoluyla vermiş olduğu istinaf dilekçesinde; hukuki değerlendirme dışında alınan rapor teknik konuları açıklar ve aydınlatır nitelikte olduğundan ek rapor alınmaması istinaf sebebi olamayacağı, hukuki yorum ve değerlendirme de hakime ait olduğundan buna ilişkin istinaf sebeplerinin kabul edilemeyeceği, sözleşme kapsamında yapılan işlerin…dan alınan onayla yapıldığına ilişkin e-mail yazışmalarıyla sabit olduğu, yapılan işler ve hizmete ilişkin bütçe bildirildi, onaylandı, ödemeler yapıldı, tüm işlerin bu kapsamda yapıldığı, sözleşmedeki risk nedeniyle yapılan sigortanın gizliliğin ihlali olmadığı, 3.kişilerden alınan hizmet ve bedellerin bilirkişilerce ve mahkemece değerlendirildiği, bu nedenle güveni sarsıcı hiçbir işlem olmadığı, davacının fesih edileceği iradesi önceden bildirme yükümlülüğü olduğu, buna riayet edilmeden yapılan feshin hatalı ve haksız olduğundan karşı davanın reddi kararının doğru olduğu asıl dava yönünden ise Ekim/2014 ayına ilişkin 47.200,00-TL hizmet bedelinin alacağa dahil edilmemesi hatalı olduğundan, mahkeme kararı kaldırılarak asıl davanın tamamen kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf talebinde bulunmuştur.Taraflar arasında 05/05/2014 tarihli ” Reklam Hizmet Sözleşmesi” başlıklı davalının “Four Winds” projesi kapsamında, reklam ve kampanyalar, görseller oluşturmak ve bu kapsamda işlerin yapılmasını konu alan eser sözleşmesi ilişkisi olduğu ihtilafsız olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Sözleşmenin incelenmesinde, sözleşme kapsamında yapılacak işler belirtilmiş, sözleşme dışı 3.kişilerden alınacak iş ve hizmetlerin bedelinin sözleşme bedeline dahil olmadığı, bu tür harcamalar için proje öncesi iş sahibinin yetkili kıldığı kişiler olarak …ve …’dan yazılı onay alınacağı, tüm hizmet ve işlerin reklam verenin yazılı onayı olmadan başlamayacağı, aslonanın işin başlamasından önce yazılı onay olduğu, ivedi işlerde sözlü onayların teyidinin 24 saat içinde alınacağı, sözleşmenin 01/05/2014 – 30/04/2015 arasında geçerli olacağı, süresinden önce sona erdirilmenin istenmesi durumunda taraflardan birinin diğerine taahhütlü mektup ya da noter kanalı ile yapacağı bildirim tarihinden itibaren 90 günlük ihbar süresi sonunda sözleşmenin sona ereceği, taraflardan birinin sözleşmedeki yükümlülüklerini hiç, gereği gibi zamanında yerine getirmemesi veya sözleşmenin her hangi bir hükmünü ihlal etmesi halinde, karşı tarafın noter marifetiyle göndereceği ihtar ile ihlalin 10 gün içinde sona erdirilmesini isteyeceği, verilen süreye rağmen ihlalin sona erdirilmemesi halinde hakkı ihlal edilen tarafın, tek taraflı ve ayrıca yazılı bir ihtara gerek olmadan, her hangi bir nam altında tazminat ödemeden feshedebileceği kararlaştırılmış olduğu, sözleşmeyle gizlilik anlaşması yapıldığı tespit edilmiştir.Dosyadaki sözleşme kapsamında taraflar arasındaki yazışmaların dosyaya sunulduğu, sözleşmenin davalı tarafça 18/12/2014 tarihli noter ihtarıyla feshedildiği görülmüştür.Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davacı yüklenici tarafça yapılacak iş ve alınacak hizmetlerin bütçeleriyle beraber davalı onayına sunulduğu, davalı tarafça onaylanması sonucu faaliyetlerin gerçekleştiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin aralarındaki sözleşmeye uygun cereyan ettiği, yapılan görsellerin reklamcılık standartlarına uygun olduğu, web sitesinin yazılım ve programlarının özgün ve özel olarak davalı için kodlandığının tespit edildiği, talep edilen bedellerin reklam ajans fiyatları dikkate alındığında piyasa rayiçlerine uygun olduğu, davacının 20/01/2015 tarihli noter ihtarı ile ücreti ödendiğinde web sitesinin davalıya devredileceğini beyan ettiği bu nedenle davalının web sitesi domain tescilinin davalı üzerine yapılması talebinin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerekeceği, davacı tarafça yaptırılan sigortanın gizliliğin ihlali niteliğinde olmadığı belirtilerek davacının talep edebileceği kalemler tek tek değerlendirilmiştir.Tüm bu açaklamalar kapsamında, taraf iddia ve delilleri, bilirkişi raporu ve dosya kapsamının değerlendirilmesinde; taraflar arasında yazılı sözleşme ilişkisi bulunduğu, sadece …onayıyla da olsa taraflar arasında yazışma ve onaylarla işlerin yapıldığı, yapılan işler kapsamında ödeme ve kısmi ödemelerin bulunduğu, davacı-karşı davalı yüklenici tarafından yapılan işlerin reklam ajans hizmetleri standartlarına, talep edilen bedellerin rayiçlerine uygun olduğu, davalıya yapılan web sitesi domainin bedelin ödenmesi ile davalıya devredileceğinin tabi bulunmasına, davacı-karşı davalı yüklenici tarafından yapıldığı belirlenen işler yönünden asıl davanın kısmen kabulü, karşı davanın ise reddi kararının usul ve yasa, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmış, taraf vekillerinin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2018 tarih ve 2017/1062 Esas, 2018/325 Karar, sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Davacı-karşı davalı tarafça yatırılması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 71,80-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 27,40-TL istinaf karar harcı ile yatırılması gereken 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından peşin yatırılan 196,20-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 74,90-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının istek halinde davacı-karşı davalı tarafa iadesine,
3-Davalı-karşı davacı tarafça asıl dava için yatırılması gereken 33.453,48-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 8.355,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 25.098,08-TL istinaf karar harcının davalı-karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, karşı dava için harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 04/07/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.