Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2120 E. 2019/288 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2120
KARAR NO : 2019/288
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2018
NUMARASI : 2014/376 Esas, 2018/594 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/03/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dilekçesinde, davalı şirketin …Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve ortaklarından … projesinin alçı sıva ve kara sıva işlerini aldığını ve bu işleri müvekkili şirkete alt yüklenici olarak verdiğini, yüklenici sözleşmesi gereği davalı şirketin 320.697,00-TL artı KDV ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği işi yapıp teslim ettiğini ve işin bedeli olarak KDV dahil 378.422,00-TL fatura keserek davalı şirkete gönderdiğini, yine davalı şirketin … evleri projesi için yüklenici olarak almış olduğu işleri davacı müvekkili şirkete yaptırdığını, müvekkili şirketin işi yaparak teslim ettiğini ve davalı şirkete KDV dahil 125.897,44-TL fatura kestiğini (bu işin davacı şirkete 106.692,75-TL artı KDV bedelle verildiğini) ancak bu güne kadar müvekkili şirkete her hangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip yaptıklarını, davalının borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı şirketin müvekkili şirket ile takip ve dava konusu faturaya dayandırılacak hiçbir ticari faaliyeti olmadığını, düzenlenen faturaların gerçek bir alacağa dayanmadığını, müvekkili şirketi dolandırmak kastı taşıdığını bu nedenle şikayette bulunulduğunu, davacı şirket yetkililerin faturaya dayanak olarak düzenledikleri sözleşmenin sahte olduğunu, davacı şirketin düzenlediği 125.897,00-TL miktarındaki faturanın kaynağı olarak gösterilen hakediş raporunda olması gereken imzaların bulunmadığını, davacı şirketin projeyle ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Yapılan yargılama sonunda yerel mahkeme istinaf incelemesine konu kararında davanın sübuta ermediğinden reddine karar vermiştir.Davacı taraf yerel mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dosya içerisinde delil olarak bulunan Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/927 Esas, 2016/932 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, katılanın davacı …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi ve ortağı olan … ve aynı zamanda davacı şirket, sanığın …olduğu…. davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. yetkilisi olduğu, yapılan yargılama sonunda sanığın üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçu sabit görüldüğünden cezalandırılmasına karar verildiği, Ceza Mahkemesi’nin kararının gerekçesinde, “sanığın suça konu hakediş belgelerini kendisinin düzenlediğini, ikrar etmesi karşısında diğer savunmalara itibar edilmeyerek üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunun sabit görüldüğünden cezalandırılmasına,” karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür. Nitekim iddianame incelendiğinde, müştekinin davacı şirket ve yetkilisi, şüphelinin davalı şirket yetkilisi … olduğu, “Şüpheli …. 31/07/2013 tarihinde şüpheli sıfatıyla alının beyanında; soruşturmaya esas teşkil edilen 28/02/2011 tarihli 106.692,75-TL hakediş evrakı üzerindeki imzaların tamamının kendisi tarafından atıldığını kabul ettiği ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin anlaşıldığı” belirtilerek özel belgede sahtecilikten dava açılmıştır. Ceza dosyası yargılaması sırasında, 05/05/2015 tarihli celsede sanık savunmasında; iddianamede belirtilen 28/02/2011 tarihli hakediş evrakındaki …, … ve …. imzalarının tarafından atıldığını, bu imzaların orjinal imzaları olduğunu, zaten hakedişlerin tek başına imzalanmasının tahsilat için yetmediğini, yönetim kurulu imzası ve kaşesinin bulunması gerektiğini, bunların olmadığını yine hakedişin dayanağını teşkil eden bir durum olmadığını beyan etmiştir.Aynı tarihli duruşmada, istinaf incelemesine konu davada davacı şirketin yetkilisi ve ortağı olan …. beyanında, iddianamede belirtilen hakedişle ilgili olarak hakediş yapılacak bir durum olmadığını, aynı duruşmada tanık …. beyanında (hakedişte imzası olan kişi); …. isimli (dava dışı iş sahibi) firmada planlama ve hakediş grup şefi olarak görevli olduğunu, işin başından sonuna kadar sorumlu olduğunu, haberi ve onayı olmadan hiçbir hakedişin onaylanmadığını, yüklenici firmanın davalı …. isimli firma olduğunu, suç tarihinde orda görevli olduğunu, hakediş raporundaki imzanın kendisine ait olmadığını ayrıca yönetim kurulu onayı bölümünün eksik olduğunu, o bölüm imzalanmadan ve onaylanmadan böyle bir raporun hazırlanamayacağını yine yüklenici bölümünde iki kaşenin olamayacağını, yüklenici firmanın tek olduğunu belirtmiştir. İstinafa konu davada davacı şirket, ceza davasında katılan sıfatında olup, katılanlar vekili Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 06/11/2015 tarihli celsesinde, … aleyhine müvekkili şirket tarafından faturaya dayalı icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/376 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığını (istinaf incelemesine konu dava dosyası), bu davada takibin dayanağı olan faturaların sahte olduğunun davalı tarafça ileri sürüldüğünü, sanık tarafından imzalanan 28/02/2011 tarihli hakediş evrakının imzalandıktan sonra kendilerine verildiğini, itirazın iptali davasında alacaklarını belgelendirmek için delil olarak hakediş evrakını dosyaya sunduklarını, …yetkililerinin ise hakediş evrakındaki imzaların asıl işverene ait olmadığını, davaya dayanak yapılamayacağını belirterek şikayette bulunduklarını, …. hakkında sahtecilikten bu ceza davasının açıldığını ve icra takibine konu faturaların kesilmesine dayanağın bu 28/02/2011 tarihli hakediş evrakı ve yüklenici sözleşmesi olduğunu belirtmiştir.İstinaf incelemesine konu dava dosyasında ön inceleme duruşmasında davalı vekili beyanında, davalı şirketin davacı ile hiçbir ticari faaliyeti olmadığını, sahte faturalar düzenlendiğini, bununla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını ayrıca 20/06/2013 tarihli celsede duruşmada yanında bulunan … vekaletle müvekkili şirketin bazı işlerini takip ettiği, hakediş raporunu da onun takip ettiğini belirtmiştir.Davacı taraf delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmış ancak davacı vekili son celse beyanında, davalı tarafa yemin teklif etmediklerini belirtmiştir. İstinafa konu davada yargılama aşamasında bilirkişi incelemesi yapılmış, yerel mahkeme hüküm verirken bilirkişi heyeti kök raporu ile mali müşavirin ek raporunu esas almıştır. Bilirkişi heyetinin 07/06/2017 tarihli kök raporundaki tespit ve incelemeler denetlemeye elverişli, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Mali müşavir tarafından düzenlenen 22/11/2017 tarihli raporda, taraf defterleri incelenmiştir. Her iki raporda dosya kapsamına göre tarafların iddia ve savunmaları yönünden yeterli olup, davacı taraf takibe ve davaya konu alacağını ispatlayamamıştır. Bu itibarla; yukarıda belirtildiği üzere ceza dosyasında toplanan deliller, yerel mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi raporları, davacı tarafın yemin teklif hakkını kullanmaması göz önüne alınarak davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2018 tarih ve 2014/376 Esas, 2018/594 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 07/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.