Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2112 E. 2021/194 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2112
KARAR NO : 2021/194
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2013/371 Esas, 2018/664 Karar,
DAVA: Alacak
Birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/385 Esas Sayılı Dosyasında;
DAVA: Banka teminat mektubunu İadesi
DAVA TARİHİ: 11/12/2013
Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/673 Esas Sayılı Dosyasında;
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 27/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı-birleşen davada davalı vekili asıl davada; 05/01/2013 tarihli “… İnşaatı Mekanik Tesisat İşleri Sözleşmesi” kapsamında, davalı yüklenicinin bir takım sebeplerle yeni bir sözleşme yapılması aksi takdirde teminat mektubunun iade alınarak sözleşmenin feshedileceği ihtarı üzerine başlayan anlaşmazlık neticesinde, davacının yeni bir sözleşme yapmayı kabul etmemesi üzerine, davalının işleri tamamen durdurması nedeniyle, davacının 18/09/2013 tarihli ihtarla sözleşmeyi feshetmesi ve teminatı da irad kaydetmesi sebebine dayalı olarak, fesih sonrası kalan işlerin davalı namına tamamlattırılması durumunda iki sözleşme arasında oluşacak fark bedeli, sözleşmenin 8.3.madesi gereği gecikilen her gün için sözlemenin binde beşi oranında gecikme cezası, otelin zamanında açıklamaması sonucu doğacak ise oteli işletecek grubun alacağı gecikme cezası sebebi ile uğranılan zarar, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğranılan tüm zararlar kapsamında şimdilik 200.000,00 TL’nin ve tespit edilecek başkaca zararlarının tahsili, ayrıca uhdelerinde bulunan teminat mektubunun nakde çevrilmesi veya süresinin uzatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/385 Esas sayılı dosyasında; davalı iş sahibinin sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle yüklenicinin inşaat yapım işine devam edemediği belirtilerek, bu kapsamda şimdilik 97.340,87 TL maddi zararının davalıdan tahsiline ve teminat mektubunun müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada davalı-birleşen davacı vekili birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/673 Esas sayılı dosyasında; sözleşme kapsamında yüklenici tarafından yapılan işlere ilişkin bakiye iş bedeline ve ilk 5 hakedişten yapılan kesintilere ilişkin 62.187,12 TL’nin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, sözleşme kapsamında davalı-birleşen davacı yüklenici tarafından yapılacak işlerin taşınmazı otele çevirmek amaçlı olup, esaslı tadilat kapsamında olması nedeniyle bu işlemler için ruhsat alınması gerektiği, ayrıca iş sahibini diğer yüklenicilerin binanın farklı bölümlerindeki imalatlarını ve terminlerini belirten bir proje hazırlaması ve tüm firmaların birlikte çalışacağı organizasyonu sağlaması gerektiği halde bunları yerine getirmediği, davalı-birleşen davacı yüklenicinin sözleşme konusu işin zamanında tamamlanmamasında kusuru bulunmadığı, davalı-birleşen davacının birleşen 2013/385 Esas dosyasındaki 97.340,87 TL’lik tazminat talebi ile 53.000,00 TL’lik teminat mektubunun iadesi taleplerinin yerinde olduğu, birleşen 2014/673 Esas dosyasındaki bakiye iş bedeli alacağı talebinin ise, 5 hakedişten yapılan %5’lik kesintilere ilişkin 25.316,03 TL ile yüklenicinin iş sahibine gönderdiği uzlaşma konulu e-postada belirtilen KDV dahil 19.720,00 TL toplamı 45.036,03 TL bakımından yerinde olduğu, bu alacağın likit olduğu gerekçesiyle, asıl davanın reddine, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/673 esas 2017/188 karar sayılı dosyasının birleştirme kararı ile birleşen davanın kabulüne, davalının Küçükçekmece/İstanbul … İcra Dairesi … sayılı takip dosyasına yapılan takibe itirazının kısmen iptali ile takibin asıl alacak 45.036,03 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan alacağın %20’si üzerinden 9.007,20 TL icra inkar tazminatının, davalı … San Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacı …. San. Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/385 esas 2014/61 karar sayılı birleştirme kararı ile birleşen davanın kabulüne, 97.340,87 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacı …. San. Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine, … Bankası’nın 26/02/2013 tarih ve … sayılı 53.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … San Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacı …. San. Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine, Bakırköy 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/43 değişik iş 2014/24 karar numaralı kararından ihtiyati tedbir kararının %20 teminatla verildiği anlaşıldığından davacı … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından yatırılan %20 teminat bedelinin davacıya iadesine karar verilmiştir.Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesindeki anlatımlarını tekrar etmiş, sözleşmenin 3.3.maddesindeki düzenleme gereğince davalı yüklenicinin işi gerçekleştirmesini gerektirecek proje, plan, alt yapı, teknik şartname ve birim fiyat tarifelerin dahil her türlü dokümanı görüp sözleşmeyi imzaladığını, sözleşme metinde ruhsat alınıp işe başlanacağına dair hüküm bulunmadığını, bilirkişilerin davalı-birleşen davacı vekilinin dilekçeleriyle ve önceki raporlarla bağlı kalarak tek yanlı, gerçeğe uygun olmayan, taraflı rapor düzenlediklerini, sadece ruhsat üzerinde durduklarını, bunun mekanik tesisatın yapımına engel bir durum oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmediğini, davalı-birleşen davacı yüklenicinin 5 hakedişe konu işi yapıp bedelini almasının göz ardı edildiğini, davalı-birleşen davacının sözleşme hükmü gereğince ekstra ücret talep edemeyeceği için Temmuz ayında işi durdurma kararı aldığını, işi geciktirerek müvekkilini zor duruma sokmayı amaçladığını, 13/09/2013 tarihli mailinde yeni birim fiyattan bahsedilirken ruhsat olmaması sebebiyle işe devam edilemeyeceğinden bahsedilmediğini, onaylı proje olmamasının işi hiçbir zaman durdurmadığını, Belediye’nin buna dair bir mühürleme yapmadığını, sözleşmenin 3.2.maddesine göre ek bir imalat/inşaat yapılması veya değişiklik yapılması istendiği takdirde ekli listedeki birim fiyatların geçerli olacağı ve bu taleplerin reddedilemeyeceği, davalı-birleşen davacı yüklenicinin bu ve devamındaki sözleşme düzenlemesi nedeniyle sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle feshinin önüne geçebilmek için ruhsat yok diyerek müvekkilinin edimlerini yerine getirmediğini ileri sürmesinin kötü niyetinin en büyük göstergesi olduğunu, davalı-birleşen davacının işi yarım bırakması nedeniyle kalan işlerin yeni bir şirkette anlaşılarak yaptırıldığını ve müvekkilinin hem maddi, hem zaman olarak zarara uğradığını, dava dilekçesindeki zarar kalem ve açıklamaları tekrar edilerek, davalı-birleşen davacı tarafça fotoğraflarla yapıldığını gösterdiği işlerin aslında bağlantı bölümlerinin tamamlanmadığını, yanlış imalat yapıldığını, bir kısmının yeniden sökülüp yapılması gerektiğini, bazı yerlerde yanlış montajdan dolayı diğer işlerin yapılmasını engellediğini, bunun gibi pek çok problemi fotoğraflardan görmenin mümkün olmadığını, ayrıca fotoğraflarda binanın hangi kısımlarında neyin gösterildiğinin belli dahi olmadığını, bunlarla ilgili müvekkili tarafından gönderilen uyarı, tutanakların hiç değerlendirilmediğini, raporlarda hatalı imalattan dolayı bir karar verilmediğini, hatalı imalatlarla ilgili yapılan tadilatlara ilişkin ilgili işlerin ve tutarı belirten listenin sunulduğunu, bunlara dair detaylı iş dökümü ataşmanları ve faturasının bilirkişilerce gözardı edildiğini, davalı-birleşen davacının 6.hakediş miktarı 44.556,00 TL’yi kabul edip müvekkili ile sulh ve ibra olmaya çalıştığını, buna ilişkin maillerin sunulduğunu, müvekkilinin hatalı imalattan kaynaklı zararları ve yeni bir şirketle anlaşması nedeniyle oluşacak zararları sebebiyle anlaşmaya yanaşmadığını, davalı-birleşen davacının iddia ettiği gibi personel, ev kirası, stopaj bedeli, maaş ve primleri, işçi gider adı altında, bilirkişiler tarafından doğruluğu müvekkili ile bu şeklide anlaşmaya yanaşmış olamayacağını, bilirkişi tarafından doğruluğu tespit edilen bu masrafların bu inşaat sebebiyle yapıldığının dahi belli olmadığını, istenen bu miktarların hakedişlerin içerisinde olduğunu, davalı-birleşen davacının resmi sözleşme bitim tarihi (15/04/2013) ile feshettiği tarih (18/09/2013) arasındaki masrafları talep ettiğini, bu tarihle arasında çalışıp hakedişlerini ve parasını aldığını, bu paraları tekrar talep etmesinin mükerrer ödemeye sebep olduğunu, müvekkiline kesilen son fatura tarihinin 19/08/2013 olduğunu, bu tarihe kadar iş yapıp fatura kestiğini, zarar diye sunulan belgelerin Nisan ayı ile 8. ay arasına ilişkin oluğunu, 18/09/2015 de 6.hakedişin halen yapılmamış olduğunu, 6. hakedişle kalan masraflarını alacakken bu masrafları için ayrı bir hesaplama çıkarılmasının mümkün olmadığını, 6. hakediş icmalinin 19/09/2013 tarihli tutanakla teslim edildiğini ve faturasını da 09/10/2013’te kestiklerini, bu durumda talep ettikleri kalemlerin hepsinin ödenmiş bedeller olduğunu, bilirkişilerin ruhsat ile birlikte projede iş programı olmadı sebebi ile de müvekkilin kusurlu addettiklerini, ancak binada bir şantiye şefinin her zaman bulunup, ekiplerin organizasyonu ve iş programının gayet düzenlendiğin, bilirkişilerin bu bakımdan müvekkili şirketin sorumluluğunu neye göre belirlediklerinin anlaşılmadığını, birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/673 Esas sayılı dosyasına sunulan 22/03/2016 tarihli ilk raporun sonuç bölümünde, 5. hakedişten sonra yapılan işlerin miktarının heyette bu konuda uzman bulunmadığından yapılamayacağı belirtilmesine ve devamında sözleşmenin iş sahibi tarafından ve geçerli suretle feshedilmiş olduğunun kabulü halinde söz konusu hakediş alacağını ve dahi teminatını ödemekten kaçınabileceğini, ayrıca bu durumda kesin hesap yapılarak fiziki gerçekleşme oranı kurularak belirlenen bu fiziki oran sözleşme fiyatına uygulanmak suretiyle hesaplanacak ödemeler düştükten sonra yüklenici alacağının belirlenmesi gerektiği açıklanmasına rağmen, birleşme sonrası asıl dosyaya rapor sunan heyette bulunan bilirkişilerden birinden alınan raporda, daha önce asıl dosyaya sunulan raporun aynısının tekrar edildiğini, belirtilen şeklide bir inceleme yapılmadığını, bilirkişilerce buna binaen müvekkilinin ödemesine karar verilen 25.316,03 TL’lik alacak bakiyesinin sözlemeye istinaden yapılan kesinti olduğunu, yargılama boyunca bilirkişi raporuna verilen itirazlarının giderilmediğini, yeni bir heyetten rapor alınması taleplerinin hep reddedilip kök raporu sunan heyetten ek raporlar alındığını, ayrıca müvekkili şirketin diğer bir grup şirketi ile birleşerek … A.Ş. olduğu dosyaya bildirildiği ve buna ilişkin belgeler sunulduğu halde kararın eski unvan adına verilmesinin de hatalı olduğunu belirtmiş, süresinde sunulan ek istinaf dilekçesiyle de, alacak likit olmadığından birleşen 2014/673 Esas dosyada hükmedilen icra inkar tazminatının kaldırılması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak asıl davanın kabulüne, birleşen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava, davalı-birleşen davacı yüklenicinin eser sözleşmesine konu işi haksız olarak durdurmasından dolayı davacı-birleşen davalı iş sahibinin sözleşmeyi haklı nedenle fesih etmesi nedeniyle tazminat taleplerine, birleşen davalar ise, davacı-birleşen davalı iş sahibini sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle davalı-birleşen davacı yüklenicinin uğramış olduğu maddi zararlarının tazmini, teminat mektubunun iadesi ve bakiye iş bedeline ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali taleplerine ilişkindir. Birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/385 Esas sayılı dosyasında 97.340,87 TL maddi zarar ve mahrum kalınan karın tazmini ile birlikte sözleşme kapsamında iş sahibine verilmiş olan 53.000,00 TL bedelli teminat mektubunun da yüklenici şirkete iadesine karar verilmesi talep edildiği halde dava değeri 97.340,87 TL olarak gösterilmiş ve 1/4 peşin nispi harç da bu miktar üzerinden 1.662,35 TL olarak tahsil edilmiştir.Bu durumda, teminat mektubuna yönelik yatırılması gereken peşin harcın yatırılmadığı ve bu harcın yargılama sırasında mahkemece de tamamlatılmadığı, teminat mektubunun iadesi talebinin para ile değerlendirilebilen işlerden olduğu halde harçlandırılmadığı anlaşılmıştır.492 sayılı Harçlar Kanunu’ndaki düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan görevi gereği mahkemelerce kendiliğinden göz önünde tutulacağı gibi, istinaf incelemesi aşamasında bölge adliye mahkemesince de re’sen dikkate alınır. Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi gereğince değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Aynı Kanun’un 28. maddesinin (a) bendinde karar ve ilam harcının dörtte birinin peşin, geri kalanın kararın verilmesinden itibaren bir ay içinde ödeneceği hükmü yer almıştır. Yine aynı Kanun’un 32. maddesinde yargı harçları ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağına dair emredici hüküm konulmuştur.492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi gereğince kesin teminat mektuplarının iadesi isteminin dinlenebilmesi için teminat mektubu üzerinden de nispi harcın yatırılması gerekir. Yatırılacak peşin nispi harç tutarı ise Harçlar Kanunu’nun 28-a maddesi uyarınca teminat mektubu bedeli üzerinden alınması gereken karar ve ilam harcının dörtte biridir. Mahkemece, teminat mektubu bedeli üzerinden dava tarihi itibariyle alınması gereken karar ve ilam harcının dörtte biri oranındaki peşin nispi harcın, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesine göre davacı tarafından yatırılması için davacıya süre verilmeksizin, yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacı-birleşen davalı vekilinin istinaf talebinin usulen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklandığı şekilde harç ikmali yaptırıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, kaldırma gerekçesine göre diğer istinaf itirazları bu aşamada değerlendirilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı-birleşen davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2018 tarih, 2013/371 esas, 2018/664 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı-birleşen davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı-birleşen davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı-birleşen davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.