Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2066 E. 2021/1636 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2066
KARAR NO: 2021/1636
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2018
NUMARASI: 2014/649 Esas, 2018/340 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı tarafça, sözleşmeden dönme nedeniyle ödenen iş bedelinin iadesi talebine ilişkin açılan davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı yüklenici şirket arasında, müvekkiline ait internet sitesinin yazılım ve donanım teknik altyapısının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi olan bir sözleşme imzalandığını, davalı tarafa işlerin eksiksiz ve kararlaştırılan süre içinde yapılarak teslim edilmesi karşılığında belirli dönemlerde toplamda 70.000-USD ödeme yükümlülüğünü üstlenildiğini, davalı şirketin yüklenilen işleri kararlaştırıldığı şekilde yapmadığı gibi öngörülen süre içerisinde de tamamlamadığını, müvekkili şirketin davalı tarafa 50.000-USD karşılığı 97.873-TL ödeme yaptığını, sözleşme konusu işlerin 19/07/2013 tarihinde başlanarak 21/11/2013 tarihinde tamamlanmasının gerektiğini, müvekkili şirketin, 11/02/2014 tarihli elektronik posta ile ve Beyoğlu … Noterliğinin 01/04/2014 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile yükümlülüklerin yerine getirilmediğinden sözleşmeden dönme hakkının kullanılarak, sözleşme kapsamında ödenen 50.000-USD’nin 11/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 2 işgünü içinde iade edilmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, davalı şirketin üstlenmiş olduğu edimleri yerine getirmemesi nedeniyle sözleşme konusu işlerin başka firmaya yaptırıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla sözleşme gereği davalıya ödenen 50.000-USD karşılığı 107.050,00-TL’nin 11/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde davacı yanın ihtiyacına uygun hazırlanan 19/07/2013 tarihli teklifin onaylandığını; yazılı sözleşmenin mevcut olmadığını, müvekkili şirketin davacı ile varılan anlaşma sonrasında 22/07/2013 tarihinde yapılan toplantı neticesinde davacı sisteminde inceleme yapıldığını, davacının tüm proje süreçlerini geciktirdiğini ve sözleşme imzalamaktan kaçındığını, proje kapsamında yapılacak işlerin davacı yan bilgisayar sisteminde davacı yana ait bilgiler analiz edildikten ve davacı onayı sonrasında yapılması mümkün olan işler olduğunu, projenin devamı sırasında davacı yanın pek çok eksiklik ve altyapı yetersizliği nedeniyle projenin beklemek ve askıya alınmak zorunda kalındığını, yaşanan tüm sorunlara karşın müvekkil şirket tarafından projenin tamamlandığını ve davacı yan sistemine yüklenme aşamasına gelindiğini; ancak davacı yanın projenin yüklenebilmesi için gerekli ve zorunlu olan, davacı yan sistemine erişim yetkisinin kaldırıldığından, tamamlanan projenin davacı yan sistemine kurulamadığını, müvekkili şirket tarafından davacıya gönderilen Beyoğlu … Noterliğinin 05/03/2014 ve 29/04/2014 tarihli ihtarnameler ile projenin ve konu programın davacı yan sistemine yüklenilmesi için gerekli ve zorunlu olan sistem erişim yetkilerinin müvekkil şirkete verilmesinin istendiğini, davacının müvekkilinin yazılı talebine karşın erişim yetkisini vermediğini, tamamlanmış olan projenin sistemine yüklenmesini engellediğini ve yasal manada temerrüde düştüğünü, müvekkili şirket tarafından teklif içerisinde verilen projenin başlangıç ve bitiş tarihlerinin tahmini tarihler olduğunu, projenin tesliminin bir tarihe bağlı olmadığını, davacı şirketin 03/02/2014 tarihli elektronik posta mesajında tarafların mutabakatıyla projenin 31/01/2014 tarihine kadar uzatıldığının açık ve net olarak beyan edildiğini, davacının talep ve onayı ile alınan … Ticaret Paketi lisans bedeli olan 5.210-USD + KDV’nin de müvekkil şirkete ödenmediğini, müvekkili şirketin zarara ve tazminata ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı tutulduğunu, müvekkili şirkete yabancı para cinsinden ödeme yapılmadığını belirterek alacağa ve tazminata ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasında 19.07.2013 tarihli proje teklifi olduğu, TBK 124 maddesi gereği taraflarca 31.01.2014 tarihinin teslim tarihi olarak kararlaştırıldığı davalının bu süre sonunda davalının eseri zamanında tamamlayarak davacıya teslim etmediği bu itibarla üzerine düşen edime yerine getirmediği, bu itibarla borçlunun hal ve vaziyetinden kendisine mehil verilmesinin tesirsiz kalacağı kanaatine varıldığı ve davacının sözleşmeden dönme iradesinde haklı olduğu, TBK m. l25/son “Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.” hükmü gereği davacının davalıya ödemiş olduğu proje bedelinin iadesini davacı tarafça keşide edilen Beyoğlu … Noterliğinin 01.04.2014 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile oluşan 07.04.2004 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep edebileceği gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile 97.873,00-TL’nin 07/04/2014 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; dava konusu edilen 50.000 USD’nin dava tarihindeki kur üzerinden hesaplanarak 107.050,00 TL’ye hükmedilmesi gerekirken bilirkişinin yanlış hesapladığı 97.873,00 TL’ye hükmedilmesinin yanlış olduğunu; kararda temerrüt tarihi 07/04/2014 olarak alınmış ise de temerrüt tarihinin 11/02/2014 olduğunu, bu tarihten faiz hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru ve cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin taraflar arasındaki mutabakata uygun olarak projeye başladığını ancak davacı yanın yapması gereken işleri yapmaması, gerekli kod ve desteği sağlamaması, defaatle uyarılmasına karşın gerekli işleri tamamlamamasından kaynaklanan nedenlerle projede gecikmeler yaşandığını; projeyi tamamlamış olmasına karşın davacı yan tarafından verilmesi gereken davacı yan sistemine erişim yetkisinin verilmemesi, müvekkili şirketin davacı yana yaptığı işleri yüklediği sunucuya erişiminin engellenmesi nedeniyle yapmış olduğu işlerin teslim etmesinin engellendiğini; projenin somut ve kesin bir teslim tarihinin bulunmadığını; tarafların mutabakatı ile revize edildiğini; teklif uyarınca müvekkili şirketin projeyi % 20 ile % 40 arasında revize etme hakkı bulunduğunu; proje analiz raporu onayının dört ay gecikmeyle 10/01/2014 tarihinde verildiğini; projede tamamen davacı yanın ve davacı yanın sair proje yüklenicilerinin kusur ve gecikmesi nedeniyle işlerin uzadığını; müvekkili şirketin yazılımını davacı yanın … A.Ş. nezdindeki sanal sunucularına yüklediğini; müvekkili şirketin projeyi teslime hazır olduğunu davacı yana bildirmiş olmasına karşın, davacı yanın BK 124/1 uyarınca, müvekkil şirkete herhangi bir süre vermeksizin, sözleşmeden dönme hakkını kullandığının kabul edilmesinin mümkün olmadığını; davaya konu ihtilafta temerrüde sebebiyet verenin hazırlanmış, test aşamasına gelinmiş işi gerçek dışı ve tamamen kötüniyetli beyanlarla kabul etmeyen, projenin teslimini engelleyen davacı olduğunu; davacının yasaya aykırı, usulsüz ve kötüniyetle projeyi iptal ettiğini, BK 484. madde uyarınca müvekkili şirketin yapmış olduğu işin bedelini ödemek ve zararını tazmin etmek zorunda olduğunu; davacının sözleşmeden kaynaklanan 21.758,31 ABD Doları bakiye alacağını ve davacının talep ve onayı ile davacı için alınan … Paketi lisans bedeli 5.210,40 ABD Doları+KDV ürün bedelinin davacı tarafından ödenmediğini; emsal Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 1993/5225 Esas, 1994/4242 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere davacı tarafından yapılan fesih bildiriminin geçersiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, BK 484. madde uyarınca, alacağa ve tazminata ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, ilk derece Mahkemesi tarafından verilen haksız ve yasaya aykırı kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini; davacı tarafından müvekkili şirkete TL üzerinden ödeme yapıldığını, BK 99. maddeye aykırı talebinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek davacı yanın haksız istinaf gerekçelerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; taraflar arasındaki internet sisteminin yazılım ve donanım altyapısının yenilenmesi ve iyileştirilmesi, güncelleştirilmesi sözleşmesi kapsamında, davalının edimlerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeni ile sözleşmeden dönüldüğünün davalıya ihtar edilmesi ve projeden vazgeçilmesi nedeni ile davalı yana yapılan toplamda 50.000 USD karşılığı 107.050,00 TL’ nın 11.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili talebine ilişkin açılmıştır. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında davacının internet sisteminin yazılım ve donanım altyapısının yenilenmesi ve iyileştirilmesi, güncelleştirilmesinin davalı yanca, kurulması konusunda eser sözleşmesi bulunduğu ve davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciye 50.000-USD karşılığı 97.873,00 TL ödeme yapıldığı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Eser sözleşmelerinde sözleşmenin sona ermesi üzerine, her iki tarafın da talep edebileceği tasfiyenin dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/III. maddesidir. Bu maddeye göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir. Dosya kapsamına göre; taraflar arasında 19.07.2013 tarihli proje teklifi gereği yapılması gereken işle ilgili anlaşma sağlandığı; davalının eseri zamanında tamamlayarak davacıya teslim etmediği; mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarına göre, proje konusu işlerin davalı tarafından yerine getirilmediği, geliştirilen programın davacı sistemleriyle entegre çalışması gerektiğinden tüm işlevselliği test edilememiş ve bu nedenle programın ne kadarının tamamlandığı tam olarak belirlenemediği, davacının portal tasarımının ulaşmaması ve toplu SMS/E-posta gönderimi konularında yaşattığı aksaklıkların proje bitiş tarihinin uzamasına sebep olduğu bunlar dışında davacının projenin devamı konusunda aksaklığa sebep olan başkaca bir durum bulunmadığı, taraflar arasındaki 19.07.2013 tarihli proje metninde tarafların işe başlama tarihi olarak 19.07.2013 ve projenin bitiş tarihi olarak 21.11.2013 olarak belirtilmiş ise de, dava dosyası kapsamında yer alan e-posta yazışmaları ile taraflarca vade tarihinin ertelenerek 31.01.2014 tarihinin teslim tarihi olarak kararlaştırıldığı ancak kararlaştırılan tarihte davacıya teslim edilmediği, davalının yazılım projesine ilişkin bir kısım işleri yapmış olmakla beraber, programın taraflarca anlaşılan sürede tamamlanmamış olduğu, sözleşmede belirtilen yazılımın proje adımlarının birbirini tamamladıkları için de, davaya konu sözleşmeye dayalı yazılımın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği; davalının 11.02.2014 tarihli e-posta ile sözleşmeden döndüğü ve sözleşme kapsamında ödenen 50.000 USD’ye tekabül eden 97.873,00 TL’nin iadesini talep ettiği ve davalıya gönderdiği Beyoğlu … Noterliğinin 01.04.2014 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile de davalı tarafça yükümlülüğünün üstlenildiği işin öngörülen süre içinde tamamlanmadığından sözleşmeden döndüğü ve sözleşme kapsamında ödenen 50.000 USD’ye tekabül eden 97.873,00 TL’nın iadesinin ihtar edildiği; davalı tarafından davacıya keşide edilen Beyoğlu … Noterliğinin 05.03.2014 tarih … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile, sisteme erişim yetkilerinin kaldırılması nedeniyle projenin teslimi sisteme kurulununum gerçekleştirilemediği, projenin teslim edilemiyor olmasının projeye ilişkin kalan bedelin talep edilmemesine engel olmadığı, bu nedenle bakiye kalan 21.758.31 USD’nın tamamının ve kullanım lisans bedeli olan 5.210.40 USD + KDV’nin de ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmıştır. Bu şekilde, sözleşme konusu işin belirlenen ve ertelenen sürede yapılmadığı; davacı iş sahibinin sözleşmeden dönme hakkının haklı koşullara dayandığı; mahkemece davacının davalıya ödemiş olduğu proje bedelinin iadesini talep etmekte haklı olduğu gerekçesi yerinde ise de; taraflar arasındaki ihtilafsız 19.07.2013 tarihli proje teklifinde proje bedelinin KDV hariç 70.000 USD olduğu; davacı tarafından 30/07/2013 tarihinde 20.000 USD karşılığı, 21/08/2013 tarihinde 10.000 USD karşılığı, 27/09/2013 tarihinde 10.000 USD karşılığı, 31/10/2013 tarihinde 10.000 USD karşılığı TL olarak ödeme yaptığı; bu durumda sözleşmeden haklı dönen iş sahibinin ödediği bedeli sözleşmede belirtilen ve ödeme yaptığı para cinsinden iade talep edebileceği; 24/04/2014 dava tarihinde USD efektif değerine göre hesaplama yapılması halinde davacının 2.1457 x 50.000 = 107.285,00 TL’yi davacının ihtarname ile iş bedelinin iadesi için davalıya yeniden süre vermesi nedeni ile 07/04/2014 temerrüt tarihinden itibaren faizi ile tahsilini talep edebileceğinden mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan incelemede davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne; davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın kabulü ile taleple sınırlı olarak 107.050,00 TL’nin 07/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2018 tarih ve 2014/649 Esas, 2018/340 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın KABULÜ ile, 107.050,00 TL’nin 07/04/2014 tarihinden avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 7.312,59 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.828,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.484,44 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2- Davacı tarafından yapılan 29,00 TL ilk masraf, 1.828,15 TL peşin harç, 342,75 TL posta ve tebligat gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.199,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 14.119,75 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davalıdan alınması gereken 7.312,59 TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 1.671,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.641,14 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 34,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 132,40 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 4-Davalının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 15/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.