Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2035 E. 2018/1565 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2035
KARAR NO : 2018/1565
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/350 Esas,
DAVANIN KONUSU : Tespit
KARAR TARİHİ : 27/11/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı şirket yetkilisi, davalı şirket ile yetkilisi olduğu ve kesinleşmemiş iflas kararı bulunan … Tic.Ltd.Şti arasında Brandroom AVM 1 ve 2, Silence Otel, Hilton Otel ve Kongre Merkezi inşaatlarının yapımı konusunda sözleşmeler imzalandığı, işin tamamlandığını, davacı şirketin ekonomik zorluklar nedeniyle iflasına karar verildiğini, sözleşme hükümlerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini, ödemelerin geciktiğini, yanıltılarak düşük fiyatlı sözleşme imzalatıldığını, edimler arası dengesizlik oluştuğunu, lehine gecikme cezası öngörülmesi, uzayan süredeki ilave giderlerin, kur ve satın alma gider farkının ve yapılan kesintiler için yasal faiz ödenmesi ve birim fiyatlarda artış yapılması, itiraz edilmeyen Silence otele ait son faturanın ödenmesi gerektiğini belirtmiş, davalı vekili ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, davacı şirket temsilcisinin istinaf talebi üzerine Dairemiz’in 14/03/2018 tarih ve 2018/368 esas, 2018/286 karar sayılı kararı ile, davanın iflas eden şirket adına icra dairesinin verdiği yetkiye dayanılarak açıldığından davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, iflas kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Yerel mahkemece 2018/350 esasına kaydedilen dava dosyasının 12/07/2018 tarihli duruşmasında İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/18 esas sayılı dosyasında verilen iflas kararının kesinleşmesinin beklenmesine dair ara kararı verilmiştir.
Davacı şirket temsilcisi 17/09/2018 tarihli dilekçesinde, işin eksiksiz yapılmasına rağmen davalının iş bedelini ödemediğini, bu davada geçecek süre içinde alacak güvenceye bağlanmadığından hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde imkansız hale geleceğini, davalı şirket tarafından medyaya yapılan açıklamada borçlarının yapılandırılması için bankalarla görüşmeler yapıldığının bildirildiğini, davalı şirket hakkında iflas davaları açıldığını ve her an iflas veya konkordato kararı verilebileceğinin konuşulmakta olduğunu, davacı alacağının 01/08/2014 tarihinde ortaya çıkmasına rağmen davanın reddi kararı sonrasında halen delillerin toplanması ve bilirkişi raporu alınması aşamasına gelinmediğini, acil olarak geçici koruma tedbirine ihtiyaç bulunduğunu, TMK’nın 893/3 maddesinde inşaatçı ipoteği ve TMK’nın 1011. Maddesinde geçici şerh hükümlerinin düzenlendiğini, talebin süresinde olduğunu belirterek, Brandroom AVM, Brandroom Otel ve Kozyatağı Hilton Otel ve Kongre Merkezi tupa kayıtları üzerine müflis … Limited Şirketi lehine süresiz olarak geçici kanuni ipotek hakkının tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 21/09/2018 tarihli ara kararı ile, talep yargılamayı gerektirdiğinden şu aşamada bilirkişi tahkikat incelemesi de henüz yapılmamış olduğundan, yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle, davacı temsilcisinin geçici şerh verilmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı şirket temsilcisi tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporu alınmamasında davacının kusuru bulunmadığını, davalının itirazı üzerine usulden ret kararı verildiğini, geçici ipotek şerhinin davalı aleyhine borç doğurmadığını, ipotek tesciline sebep olabilecek bir borç bulunup bulunmadığı ve ne miktarda tescil gerektiğinin yargılama sonucunda ortaya çıkacağını, bu nedenle geçici tescil istendiğini, yaklaşık ispat yoluyla tekrar kaldırılmasının mümkün olduğunu, davalının iflas veya konkordato ilan etmesi halinde ortaya çıkabilecek olumsuz sonucun telafi imkanı bulunmadığını, talep dilekçesi ekinde sunulan bilirkişi raporu ve cari hesap ekstresinin yaklaşık ispat konusunda yeterli ispat gücüne sahip olduğunu, davalının borçlu olmadığı yönünde delil sunmadığını belirterek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılarak, inşaatçı ipoteğinin tescili ile ilgili olarak tapu kayıtlarına geçici şerh verilmesine karar verilmesini istemiştir.
İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır.
Somut olayda; davacı tarafça, davalının konkordato ilan edeceği veya iflas isteyeceği konusunda söylentilerin olduğunu, davada alacağın güvence altına alınmaması halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde imkansız hale gelebileceğini, halen delillerin toplanması ve bilirkişi raporu alınması aşamasına gelinmediğini, acil olarak geçici koruma tedbirine ihtiyaç bulunduğunu belirterek, Brandroom AVM, Brandroom Otel ve Kozyatağı Hilton Otel ve Kongre Merkezi tapu kayıtları üzerine müflis … Limited Şirketi lehine süresiz olarak geçici kanuni ipotek hakkının tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafın geçici tescil talebinin niteliği itibariyle geçici hukuki korumalardan ihtiyati tedbir niteliğinde olduğu ve davada henüz delillerin yeterince toplanmadığı, yaklaşık ispatın temin edilemediği anlaşıldığından ve mahkemece her zaman toplanan delillerin değerlendirilip HMK’nın 389 ve devamı maddelerindeki şartlar göz önüne alınarak geçici şerh talebi hususunda bir karar verilebileceğinden talebin bu aşamada reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/09/2018 tarih ve 2018/350 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 27/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.