Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2021 E. 2020/169 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2021
KARAR NO : 2020/169
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2017
NUMARASI : 2013/179 Esas, 2017/334 Karar,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 04/02/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan 07/04/2008 tarihli sözleşme uyarınca davacı şirketin mimarı projeyi hazırlama, davalı şirketin ise, karşılığında 248.000 USD bedelli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşme imzalandıktan davacı şirkete avans ödemesi ve davalı şirkete teminat çeki verilmesi yükümlülüklerinin karşılıklı olarak ifa edildiğini, ancak Üsküdar Çamlıca Projesi olarak adlandırılan ve özel sağlık hastanesi yapımına ilişkin bu projenin Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 18/02/2008 tarihli genelgesi ile sağlık tesisleri projelerine ön izin verme işlemini durdurduğu, davalı şirketin talimatı üzerine sürecin uzayacağı gerekçesiyle işin yarım bırakıldığını ve yine davalı şirketin isteği doğrultusunda projenin değiştirildiğini ve planın ofis binası yapımına dönüştürülmesi için müvekkili şirketle görüşmeler yapıldığını, davacı şirketin bu görüşmeler sonucunda talep edilen 15.000 USD ‘lik avansı iade ettiğini, davalı şirkete eski teminat çekini iade alarak 34.600 USD karşılığı 42.500,00 TL ‘lik revize edilmiş yeni bir teminat çeki verdiğini, bu yeni proje değişikliği kapsamında davacı şirketin 81.100,00 TL tutarında iş yaptığını, davacı şirketin yapmış olduğu çalışmalar nedeniyle davalı şirketten ilave ödeme istemesi üzerine davalı şirketin keşide tarihi olmayan 42.500,00 TL bedelli teminat çekinin keşide tarihi yazılarak muhatap bankaya ibraz edildiğini ve karşılıksız kaşesi vurdurduğunu, söz konusu çekin tamamen teminat amacıyla davalı şirkete teslim edilmiş olduğunu belirterek … A.Ş. Alsancak Şubesine ait … numaralı 04/04/2013 keşide tarihli, bedelsiz kalan 42.500,00 TL ‘lik teminat çekinden dolayı davalılara borçlu olunmadığının tespiti ile söz konusu çekin iptaline ve davalıların %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili cevap dilekçesi ile, dava dilekçesi ekindeki yabancı dille yazılmış bir kısım belgelerin noter tasdikli ve tercümeli suretlerinin sunulmadığını, davacı yanın davalı şirket hesabına 96.524,00 TL değerinde iş yaptığı iddiasında bulunduğunu, davacının konuyu açıklar beyanları esasında işin yapılmadığı, dolayısıyla borçlu olduğunun ikrarı niteliğinde olduğu, sözleşme tarihinden önce işin yapılamayacağı otorite olan idarenin genelgesiyle malum olduğunu, revize edilen işlerle ilgili olarak yeni projenin ne olduğunun neye göre revize edildiğinin anlaşılamadığını, davacının sorunun kendi lehine çözümü açısından ticari defterleri üzerinde bir kısım hazırlıklar yapmış olması ihtimalinin mevcut olduğunu, yapılan işin niteliği itibariyle hizmetin teslimi, teslimin kabulü veya ibra gibi hizmetin esasına ilişkin hususlarda herhangi bir açıklama olmadığını, davanın icra takibi yapıldıktan sonra açıldığını, davacı yanın iyi niyetli olmadığını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme, davacı tarafından dosyaya sunulan yazışmalar dikkate alınarak, davacı tarafından davalıya hastane projesinin hazırlanması, bu bağlamda mimari alan projenin düzenlenmesi, imar planının tadilatı ile ofis binasının projelendirmesine yönelik çalışmalar davacı tarafından davalıya kesilen fatura ve dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalıya gerek otel projesinin düzenlenmesi, gerekse bu projenin revize edilerek ofis binasına çevrilmesi sebebiyle proje düzenleme işlemlerinin yapıldığı ve alan projelerinin hazırlandığı, sonradan Sağlık Bakanlığı tarafından hastanenin yapımına ilişkin ön izinlerin iptal edilmiş olması ile projenin gerçekleştirilmesinden vazgeçildiği, ancak bu projeden vazgeçilmiş olmasının davacı tarafından verilen proje hazırlanmasına yönelik hizmet bedellerinin tahsiline engel oluşturmayacağı, davacı tarafından davalıya verilen ve davalıdan daha önce alınan avanslara karşılık verilen teminat çeki kadar ve hatta bundan daha fazla davalıya hizmet verdiği dolayısıyla davacı tarafından davalıya teminat çeki olarak verilen çek sebebiyle alınan avanslara karşılık iş yapılmış olduğu, verilen teminat çekinin bedelsiz kaldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilerek davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmediği görülmüştür.Davalı şirket tarafından istinaf yoluna başvurularak davacı şirketin icra takibine başlanmadan önce konudan haberdar olduğu ve davalı şirket yetkilileri ile borcun ödeneceği konusunda mutabakat sağlanarak ödeme takvimi ile ilgili pazarlıklara başlandığını, davacının icra takibine konu edilen çekin keşide tarihiyle ile aynı gün düzenleme tarihi- geriye dönük- fatura düzenlenen ve davalı şirkete tebliğ edilen faturaya Kadıköy …. Noterliğinin 24.05.2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesiyle itiraz edilerek iade edilmesi üzerine davalı şirket aleyhine İstanbul …. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine geçildiğini ve takibin itiraz nedeniyle durduğunu; Fatura içeriğinden projelerin gerçekleşmediği tasdiksiz oluşundan anlaşıldığı ve faturaya konu hizmetin teslimi, teslimin kabulü ve ibra gibi hizmetin esasına ilişkin hususların gerçekleşmediği, Vergi Usul Kanunu’na göre de faturanın yok hükmünde olduğunu; İlk yapılan sözleşmenin tarihi olarak ifade edilen 07.04.2008 tarihinden önce 18.02.2008 tarihli Sağlık Bakanlığı genelgesine göre işin yapılamayacağının otorite olan idarenin genelgesiyle malum olduğunu; Mahkemenin 05.03.2014 tarihli duruşmasında verilen ara kararı gereği ihtarata rağmen iki haftalık kesin süre içerisinde yabancı dildeki delillerinin noter tasdikli onaylı tercümelerini dosyaya ibraz etmediğinden söz konusu delillerden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerektiğini; Tasfiye halinde olan davacı şirketin öyküsünü desteklemek için, faaliyette olmadığı 22.08.2008 tarihinde gerçekleşen ticari işlem ile alakalı 04.04.2013 tarihinde 96.524,00 TL lik fatura düzenlemesinin ve itiraz edilen bu fatura esas alınarak tek taraflı düzenlenen defter kaydıyla alacaklı çıkmasının kabul edilebilir niteliği olmadığını; davacıya ait yevmiye defterinin de tasdiksiz oluşu sebebiyle de defter üzerinde yapılan tespitlerin ancak davacı aleyhine delil olarak kullanılabileceği; dava konusu çekin keşide tarihi ile aynı gün tarihli düzenlediği faturanın ve bu faturanın işlenmiş olduğu ticari defterlerin, senedin bedelsizliğini ispat için gerekli olan kesin delil olarak kabul edilemiyeceğini; ilk bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini ve Yerel Mahkeme tarafından yaptırılan ikinci bilirkişi incelemesinden sonra bilirkişi raporundaki tespitlerin aksine hüküm kurulduğunu; Yerel Mahkeme eksik incelemeyle hüküm kurduğunu; davacının, 22.08.2008 tarihinde gerçekleştiğini iddia ettiği hizmeti ile ilgili 2008 yılına ait ticari defterinde alacak kalemi bulunmadığını buna karşın davalının alacaklı olduğu davacının ticari defterinde de açıkça görüldüğünü belirterek Yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, talep uygun görülmediği takdirde davalı … Hakkındaki hükmün pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile; alacaklı… San ve Tic AŞ tarafından borçlu …. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 06/05/2013 tarihinde … AŞ Alsancak Şubesinin … çek numaralı 04/04/2013 keşide tarihli 42.500,00 TL bedelli, arka yüzünde “… arasında imzalanan 22/08/2008 tarihli Addenos anlaşmasına istinaden verilen teminat” yazılı çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü takip başlatılmıştır. Mahkemece ticari defterler üzerinde yaptırılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında 04/03/2008 tarihinde hastane mimarisi tasarımı konusunda sözleşme düzenlendiği, bu proje uyarınca davalı tarafça davacıya ödenen avans 49.600 USD karşılığı gelmek üzere 65.000,00 TLlik teminat çekinin davalıya verildiği, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 18/02/2008 tarihli genelgesi ile sağlık tesisleri projelerine ön izin verilme işleminin durdurulması nedeniyle söz konusu projenin yarım bırakıldığı ve söz konusu yere ofis binası yapılmasının kararlaştırıldığı, bu iş için neticeten 42.500,00 TL bedelli teminat çekinin davacı tarafından davalıya verildiği, ancak yapılan işin usulüne uygun yapılmadığının ileri sürüldüğü, davacı tarafından açılan davada 42.500,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitinin istendiği anlaşılmakta ise de, mahkemece işin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne miktarda iş yapıldığı ve yapılan işin bedelinin avans ödemesi olarak verilen 42.500,00 TL’lik çek bedelini karşılayıp karşılamadığı hususları araştırılmadan ve bu hususlar üzerinde durulup değerlendirilmeksizin, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya aykırı bulunan yerel mahkeme kararının yeniden kaldırılarak, mahkeme tarafından bu hususlarda konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak bilirkişi kurulu aracılığı ile mahallinde keşif yapılmak suretiyle rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2- İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2017 tarih, 2013/179 esas, 2017/334 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalılar tarafınca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.